Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Somut olay değerlendirildiğinde: eşler, 09.10.1998 tarihinde evlenmiş, 13.08.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 01.07.2020 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Tasfiyeye konu taşınmaz 19.12.2016 tarihinde araçlar ise boşanma davasının açıldığı tarihten sonraki tarihlerde edinilmiştir. Tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi genel hükümlere dayalı alacak isteği niteliğinde olup (TBK m. 77 vd.), mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....
Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 sayılı Yasa'nın 10.m.). Taraflar 16.09.2010 tarihinde açılan 13.12.2011 tarihte kesinleşen boşanma davası ile boşanmışlardır. Tasfiyesi talep edilen kıdem-ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücreti davalıya mal rejimi sona erdikten sonra 01.12.2010 tarihinde verilen çıkış belgesi uyarınca ödendiği anlaşılmaktadır. TMK'nun 219. maddesi uyarınca, edinilmiş mal olarak tasfiye kapsamında kabul edilmesi gereken mevcut malvarlığı kapsamındaki alacaklar muaccel hale gelmiş (TBK.m.90) alacaklardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davacı tarafından 10.11.2011 tarihli dilekçe ile ıslah edilmiş, ıslah edilmiş şekliyle, mal rejimini tasfiyesi ile katılma alacağının ve değer artış payı alacağının tahsiline dönüştürülmüştür. Mahkemece de, dava ıslah edilmiş şekliyle görülmüştür. Buna göre, uyuşmazlık ve hüküm, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma ve değer artış payı alacağının tahsiline ilişkin olup, inceleme görevi ... Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince ... 8.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli ... 8.Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.11.2013 (Pzt.)...
Hukuk Dairesi DAVALILAR DAVA TÜRÜ : Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal tescil istemi ile açılmış olup yargılama sırasında davacı erkek tarafından verilen 31.5.2016 tarihli dilekçeyle, mal rejiminin tasfiyesi ve tapu iptal tescil istemiyle dava ıslah edilmiştir. Mahkemece 19.9.2018 tarihli celsede tapu iptal tescil davasının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davadan tefriki ile mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, incleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarihli 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
Dava, boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesi yetkisizlik kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurularak, kararın kaldırılması istenilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 168. maddesinde boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkemenin, "eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi" olduğu, aynı kanunun 214. maddesinde ise "eşler veya mirasçılar arasında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkemenin yetkili olduğu" açıklanmıştır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; eşler ... 2. Aile Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2015/150-356 Esae-Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma ile sona ermiştir. Buna göre, Mahkemece, boşanmaya karar veren ... Aile Mahkemesinin yetkili olduğu gözardı edilerek, davanın yazılı gerekçeyle yetki yönünden usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Aile Mahkemesinin 2014/857 Esas sayılı boşanma davası bulunduğu belirtilerek mal rejiminin tasfiyesi kapsamında iş bu alacak davasının açıldığı, mahkemece sonucu beklenen boşanma davasının 28/05/2019 tarih ve (bozma sonrası aldığı esasa göre) 2019/252 Esas, 2019/389 Karar sayılı ret kararı ile sonuçlandığı, kararın 01/10/2019 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafça bu kez İzmir 20. Aile Mahkemesinin 2019/511 Esas sayılı dosyasında yeniden boşanma davası açıldığı, bu aşamadan sonra 31/01/2020 tarihinde de istinafa konu iş bu mal rejiminin tasfiyesi davasında davanın usulden reddine karar verildiği, kararın tebliğe çıkarılmadığı dönemde İzmir 20. Aile Mahkemesinin 2019/511 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı ve 04/06/2021 tarih, 2021/337 Karar sayılı ilam ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, bu kararın henüz istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 8....
Somut olaya gelince; eşler, 22.10.1996 tarihinde evlenmiş, 14.04.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe (14.04.2009) kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202.m). Tasfiyeye konu..... Projesi C1-12 Blok.. nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 13.09.2006 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....
Karaköse adına kayıtlı dava konusu 93 ada 366 parseldeki 19 nolu meskenin evlilik birliği içinde edinildiğini ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, davalı vekili cevabında boşanma dava dosyasına sunulan protokolün 3. maddesi gereğince davanın reddini savunmuştur. Sayın çoğunluk ile muhalefet görüşü arasındaki ayrılık, protokolde sözü edilen “mal” tabirinden, mal rejiminin tasfiyesine konu edilebilecek malvarlıklarının anlaşılıp anlaşılamayacağıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının birinci kısmının dördüncü bölümünün başlığı “Eşler Arasındaki Mal Rejimi” dir. Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla “Edinilmiş Mallara Katılma”, “Mal ayrılığı”, "Paylaşmalı Mal Ayrılığı” ve “Mal Ortaklığı” başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de “mal” ya da “malvarlığı” tabiri kullanılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....