Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyası ve Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı erkek tarafından açılan davada, boşanma ve tefrikine karar verilen alacak taleplerinde bulunulmuş, mahkemece boşanma isteği asıl davada (2014/483 esas) kabul edilerek karar verilmiştir....

    Davacının boşanma ve alacak davası vardır. Mahkeme her iki dava hakkında karar vermiştir. Kanun yolu denetimi de, iki ayrı davanın varlığı ilkesine göre gerçekleştirilir. Olayda davacı kadının boşanma davası kabul edilmiş, alacak davası ret edilmiştir. Davacı kadın alacak davasını süresi içerisinde temyiz etmediğinden kesinleşmiştir. Davalı kocanın temyizi ise kadının boşanma davası ve fer'ilerine yöneliktir. Davalının boşanma davası ve fer'ilerine ilişkin temyizi, davacı kadının evvelce temyiz etmemiş olduğu alacak davasını temyiz etme ... vermez. (2.H.D.'nin 2.4.1992 gün 3015-3881 sayılı kararı) Bu nedenle davacı kadının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 433/2. maddesine dayanan temyiz isteğinin incelenmesine olanak yoktur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kendisinin açtığı ve reddedilen boşanma davası, kadının açtığı ve kabul edilen boşanma davası ile fer'ileri ve alacak davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davalı-karşı davacı ... 21.10.2016 tarihli dilekçesiyle kadının açtığı davada verilen boşanma hükmü ile kendi açtığı boşanma davasının reddine dair hükmü temyiz talebinden ve 11.11.2016 tarihli dilekçesiyle sair yönlere ilişkin temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.01.2017 (Pzt.)...

        DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı her üç dava ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle davacı-davalı erkeğin açtığı davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin erkeğin açtığı davada verilen boşanma kararı yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle açtıkları ve reddedilen boşanma davası, reddine karar verilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynete dayalı alacak davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davalı-davacı kadının açtığı ve reddedilen boşanma davası, reddine karar verilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi...

          Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Boşanma davasında taraflar düzenledikleri boşanma anlaşmasında herkesin kendi eşyalarını aldıklarını, eşyaların taraflar arasında paylaşıldığını ve birbirlerinden boşanma ile ilgili maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerini açıklamışlardır. Görülmekte olan dava, evlilik birliği içinde edinilen 2753 ada 17 parsel üzerindeki binanın 3.kat 4 numaralı meskeni ile ilgili mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılmış alacak isteğine ilişkindir. Tarafların boşanma davasındaki anlaşmaları tümüyle değerlendirildiğinde boşanmanın feri niteliğindeki hususları içerdiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini kapsamadığı anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı ... tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı vekili Av. ... 1.11.2016 tarihli dilekçesiyle kendi açtığı ve reddedilen karşı davaya yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden davalı-davacı tarafın açtığı ve reddedilen boşanma davasına yönelik olarak temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı vekili Av. ... 1.11.2016 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı-davalı kadının açtığı boşanma davası ve ziynete dayalı alacak davası yönünden bozulması gerekmiştir....

              Ancak İstanbul Anadolu 14.Aile Mahkemesinin 2016/6 esas , 2017/618 K sayılı dosyasının incelenmesi sonucu öncelikle davacı tarafından 05/04/2013 tarihli dilekçe ile taraflarca sunulan protokole göre boşanma talebi istendiği ve protokolün onaylanması talep edildiği ancak davacı vekilinin 29/05/2013 tarihli dilekçe ile bu defa boşanma sebebinin TMK 161 ve 166 maddelerine dayandırıldığı ve mahkeme tarafından tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, zina sebebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar öncelikle 14.Aile Mahkemesine 05/04/2013 tarihli dilekçe ile anlaşmalı boşanma protokolü sunmuşlar ve protokolün onaylanmasını istemişlerdir. Bahse konu 75.000,00TL alacak da anlaşmalı protokolde yer almaktadır. Ancak davacı taraf boşanma davasını 29/05/2013 tarihinde ıslah ederek TMK 161 ve 166 maddelere dönüştürmüş ve mahkeme tarafından tarafların TMK 166/1 maddesine göre boşanmalarına karar vermiştir....

              Ancak İstanbul Anadolu 14.Aile Mahkemesinin 2016/6 esas , 2017/618 K sayılı dosyasının incelenmesi sonucu öncelikle davacı tarafından 05/04/2013 tarihli dilekçe ile taraflarca sunulan protokole göre boşanma talebi istendiği ve protokolün onaylanması talep edildiği ancak davacı vekilinin 29/05/2013 tarihli dilekçe ile bu defa boşanma sebebinin TMK 161 ve 166 maddelerine dayandırıldığı ve mahkeme tarafından tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, zina sebebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar öncelikle 14.Aile Mahkemesine 05/04/2013 tarihli dilekçe ile anlaşmalı boşanma protokolü sunmuşlar ve protokolün onaylanmasını istemişlerdir. Bahse konu 75.000,00TL alacak da anlaşmalı protokolde yer almaktadır. Ancak davacı taraf boşanma davasını 29/05/2013 tarihinde ıslah ederek TMK 161 ve 166 maddelere dönüştürmüş ve mahkeme tarafından tarafların TMK 166/1 maddesine göre boşanmalarına karar vermiştir....

              Somut olayda taraflar arasında devam eden bir boşanma davası bulunduğundan, boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/8-268 Esas, 2012/420 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davasının olumlu sonuçlanması ve kesinleşmesi halinde toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir. Aksi düşünceyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                Somut olayda, tarafların anlaşmalı olarak Afşin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/992 Esas, 2015/14 Karar sayılı kararı ile boşandıkları,erkeğin kadına karşı anlaşmalı boşanma davası açtığı, ekinde taraflarca imzalanmış 02.12.2014 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün sunulduğu, bu protokolde boşanma, nafaka, tazminat ve velayet konularıyla beraber "Eşler kendilerine ait eşyaları alacaktır.’’ hükmüne yer verildiği, kadının da dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde protokolde yazılı tüm hususlarda anlaştıklarını beyan ettiği, 13.01.2015 tarihli yargılama oturumunda tarafların birbirlerinden hiçbir talebi bulunmadığını beyan ettikleri, boşanma hükmünde de "Tarafların anlaşmaları gereği birbirlerinden nafaka ve tazminat konusunda talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği anlaşılmaktadır. TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu