WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Önlem nafakası davasında davacı tarafın ayrı yaşamada haklılığının ispatlamasını gerektiği, (Y.2.H.D.nin 10.11.1999 tarih ve 12588 Esas 12103 Karar, Y.3.H.D.nin 2010/20121 Esas 2011/651 Karar, Y.H.G.K.nun 2013/3- 71 Esas 2013/1050 Karar) dinlenen tanık beyanlarına göre davacı tarafın ayrı yaşamada haklı olduğu hususunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davacı kadının kendisi için açtığı önlem nafakası davasının reddine, çocuk açısından ayrı yaşamada haklı olup olmadığı olgusuna bakılmaksızın çocuğun anne yanında bulunması durumunda çocuk açısından önlem nafakasına karar verilmesi gerektiğinden (Y.2.H.D.nin 02.10.2000 tarih ve 10857 Esas 1148 Karar, Y.3.H.D.nin 2006/14462 Esas 2006/16110 Karar, Y.3.H.D.nin 2010/17201 Esas 2010/19160 Karar) tarafların ekonomik ve sosyal durumu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, eğitim durumları dikkate alınarak müşterek çocuk Tuğba için 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir....

Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T.: Aile Hukuku, C. 2, 15. Bası, İstanbul 2013, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

    Temyiz istemine konu yargılama dosyası içeriğinden; davacı ile davalının 06/02/2002 tarihinde boşandıkları, boşanma tarihinden sonra davacı tarafından münferiden davalı aleyhine nafaka davası açıldığı, bu davanın bir boşanma ve ayrılık davası olmadığı için TMK' nun 169. maddesinde yer alan hakimin geçici önlem almak amacı ile tedbir kararı almasını gerektirecek bir dava olmadığı, mahkemenin dava sırasında davacıya yurt dışında da nafaka ödendiğini tespit ederek ara kararları ile verdiği nafakayı nihai karar ile ortadan kaldırdığı, bu neden ile ara kararıyla hüküm altına alınan tedbir nafakasının hükümsüz kaldığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü; usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir ....

      B) Davacı lehine takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olup olmadığı hususuna gelince; 18. Öncelikle belirtilmelidir ki, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş lehine hükmedilen yoksulluk nafakası boşanma davasında verilen ‘’boşanma hükmü’’ kesinleştikten sonra işlemeye başlayacaktır. 19. Yoksulluk nafakası da boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 20. TMK’nin 175. maddesinde geçen “yoksulluğa düşecek” kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda yasal bir tanımlama olmaması karşısında bu husus yargısal uygulamada kurallara bağlanmıştır....

        Dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı Semray Yıldırım'ın önlem nafakası arttırımına ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE; Samsun 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/68 Esas 2012/777 Karar sayılı kararı ile davacı Semray Yıldırım için takdir edilen 400,00TL önlem nafakasının dava tarihinden itibaren 900,00TL artırılarak dava tarihinden itibare 1.300,00 TL'ye yükseltilerek dava tarihinden itibaren aylık 1.300,00TL önlem nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Davacı Simge Yıldırım'ın yardım nafakasına ilişkin davasının KISMEN KABULÜNE, davacı Simge Yıldırım için aylık 1.000,00TL yardım nafakası tayinine, hükmedilen yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar; reddedilen kısma yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2022 NUMARASI : 2021/890 ESAS 2022/702 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 lehine dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk T1 lehine dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Öte yandan; boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir. TMK'nın 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona erer....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstinaf başvurularının kabulü ile asıl dava yönünden kararın ortadan kaldırılmasını, müvekkilin herhangi bir kusurunun bulunmadığının ve davacının tam kusurlu olduğunun tespitini, maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının boşanmanın ferilerinden olması ve herhangi bir harca da tabi olmaması nedeniyle müvekkil lehine 50.000,00- TL. maddi, 50.000,00- TL. manevi tazminata hükmedilmesini, ayrıca 1.000,00- TL. olarak hükmedilen tedbir nafakasının hüküm kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davası olup, birleşen dava tedbir (önlem) nafakası (TMK.nun 197. mad.) davasıdır....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş; Davacı davalı erkek vekili, kusur belirlenmesini, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, karşı davanın kabulünü, tazminat taleplerinin reddini, Davalı davacı kadın vekili ise; kusur belirlenmesini, asıl davanın kabulünü, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarını, tazminat taleplerinin reddini, istinafa getirmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ve karşı dava boşanma ve feri taleplere ilişkindir....

        UYAP Entegrasyonu