Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 NUMARASI : 2021/318 ESAS, 2022/827 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : DAVA : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR YAZIM TARİHİ :19/01/2023 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı - karşı davalı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-karşı davalı birleşen dosya davacısı dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik öncesi görüşmeler sırasında müvekkili başkaları ile aldattığını, evlilik süresince de müvekkile maddi destek sağlamadığını, davalının geliri oldukça iyi olmasına rağmen, eşi müvekkile en ufak bir maddi desteğinin olmaması nedeniyle taraflar...

Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Öte yandan; boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir....

Davadaki istem: mahiyeti itibariyle iştirak nafakası niteliğindedir. Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde iştirak nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu tedbir nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir. Belirlenen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2.fikrasındaki “...tedbir (önlem) nafakasına...” cümlesinin çıkarılarak yerine “...iştirak nafakasına...” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Aile Mahkemesinin 2019/157 esas sayılı dosyasından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası açıldığını, her iki tarafında kusursuz olduğu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi reddine karar verildiği, davacı kadın lehine boşanma davasıyla hüküm altına alınan tedbir nafakası karşılıklı boşanma davalarının retle sonuçlanıp kesinleşmesiyle birlikte kendiliğinden son bulduğunu, davacı kadının bu seferde eldeki davayı açarak haksız surette müvekkilinden tedbir nafakası isteminde bulunduğunu, davacı tarafın her ne kadar kirada oturduğu ve 600,00 TL kira ödediğini bahsetmiş ise de dava dilekçesinde belirttiği adreste annesi ile birlikte yaşadığını ve kira ödemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ayrıca Ereğli merkezde bulunan başka bir evde de kalmakta olduğunu bu evde akrabasının evi olduğunu hiç bir kira bedeli ödemeden oturduğunu, davacının çalışmadığı halde 600,00 TL kira ile 500,00 TL fatura giderlerini ödediği iddiaları kendi içerisinde...

    Öte yandan; boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir. TMK'nın 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona erer....

    Öncelikle belirtilmelidir ki, yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş lehine hükmedilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davasında verilen ‘’boşanma hükmü’’ kesinleştikten sonra işlemeye başlayacaktır. 12. Yoksulluk nafakası boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 13. TMK’nin 175. maddesinde geçen “yoksulluğa düşecek” kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda yasal bir tanımlama olmaması karşısında bu husus yargısal uygulamada kurallara bağlanmıştır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Önlem nafakası davasında davacı tarafın ayrı yaşamada haklılığının ispatlamasını gerektiği, (Y.2.H.D.nin 10.11.1999 tarih ve 12588 Esas 12103 Karar, Y.3.H.D.nin 2010/20121 Esas 2011/651 Karar, Y.H.G.K.nun 2013/3- 71 Esas 2013/1050 Karar) dinlenen tanık beyanlarına göre davacı tarafın ayrı yaşamada haklı olduğu hususunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davacı kadının kendisi için açtığı önlem nafakası davasının reddine, çocuk açısından ayrı yaşamada haklı olup olmadığı olgusuna bakılmaksızın çocuğun anne yanında bulunması durumunda çocuk açısından önlem nafakasına karar verilmesi gerektiğinden (Y.2.H.D.nin 02.10.2000 tarih ve 10857 Esas 1148 Karar, Y.3.H.D.nin 2006/14462 Esas 2006/16110 Karar, Y.3.H.D.nin 2010/17201 Esas 2010/19160 Karar) tarafların ekonomik ve sosyal durumu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, eğitim durumları dikkate alınarak müşterek çocuk Tuğba için 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili kararı, kusur belirlemesine, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmiş olmasına, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddedilmiş olmasına, müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarına, ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasının reddedilmiş olmasına ve reddedilen bu alacak davası yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına yönelik olarak istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tedbir nafakası istemine ilişkin olup, dava mahkeme tarafından da "nafaka (önlem nafakası)" olarak vasıflandırıldığından inceleme görevinin 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3 Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki dava dosyası Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.09.2017 tarihli gönderme kararı üzerine geldiğinden, Yargıtay Kanununda 6723 sayılı Kanunla yapılan ve 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine değil, iş bölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı Semray Yıldırım'ın önlem nafakası arttırımına ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE; Samsun 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/68 Esas 2012/777 Karar sayılı kararı ile davacı Semray Yıldırım için takdir edilen 400,00TL önlem nafakasının dava tarihinden itibaren 900,00TL artırılarak dava tarihinden itibare 1.300,00 TL'ye yükseltilerek dava tarihinden itibaren aylık 1.300,00TL önlem nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Davacı Simge Yıldırım'ın yardım nafakasına ilişkin davasının KISMEN KABULÜNE, davacı Simge Yıldırım için aylık 1.000,00TL yardım nafakası tayinine, hükmedilen yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar; reddedilen kısma yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        UYAP Entegrasyonu