İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 250'şer TL iştirak nafakası, davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakası, 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2015/335 Esas sayılı dava ile boşanma ve ferilerine ilişkin davalarının olduğu, söz konusu davanın boşanma ve velayet yönünden 10/09/2018 tarihinde kesinleştiği, kusur yönünden kadın lehine verilen maddi - manevi tazminat açısından, kadın lehine verilen tedbir - yoksulluk nafakası açısından çocuk lehine verilen tedbir - iştirak nafakası açısından bozma kararı verildiği ve henüz kesinleşmediği, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde çocuğun anne ile yaşadığı, davalı kadının 24/02/2017 tarihinde Mustafa Akman ile evlendiği, bu evliliğinden 12/11/2018 doğumlu İbrahim isimli çocuğunun olduğu, davalı kadın ve müşterek çocuğun halen Konya'da yeni eşi ile birlikte ikamet ettiği, davacı erkeğin ise Aksaray ili Sultanhanı ilçesinde ikamet ettiği, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde dava konusu çocuğun anne yanında yaşaması, mahkemece aldırılaran SİR raporlarında velayetin annede kalmasının uygun olacağının belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetin değiştirilmesi...
Boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin ekonomik sosyal durum raporuyla sabit olmasına, kadının yapılan yargılama neticesinde kusursuz bulunmasına, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine, müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçlarına, sosyal inceleme raporu ile velayetin anneye verilmesine göre; kadın ve müşterek çocuk için yoksulluk ve iştirak nafakası takdirinde ve miktarında, velayetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla erkeğin bu yöndeki istinafı reddedilmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri, kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir....
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları, sosyal inceleme raporu nazara alındığında; velayetin anneye verilmesi ve hükmedilen tedbir- iştirak nafakası ve miktarı ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygun bulunmakla, davacı-davalı erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri , kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir....
Kadın için maddi - manevi tazminat verilmesi açısından: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alındığında kadın yararına maddi tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddi tazminat miktarının ölçülülük ilkesine göre fazla olduğu anlaşıldığından 18.000 TL maddi tazminata karar verilmiş olup, davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Bu nedenle davalı davacı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca tazminatlar konusunda yeniden karar verilerek kadın lehine TMK 174/1- 2 maddesi kapsamında 25.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat, aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine, erkeğin kadın lehine takdir edilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin belirtilen gerekçeyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmaların karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı kapsamında davacı lehine manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdir edilmesinde, düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, takdir edilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme uyarınca makul olduğu, dosya içinde mevcut sosyal inceleme raporu içeriği, müşterek çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç bulunması hususları dikkate alındığında...
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-)Davalı erkeğin, kusura, davanın kabulüne, velayete, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile manevi tazminata, reddedilen tazminat taleplerine, altınlara ve tedbir, iştirak nafakalarına yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-)Davalı erkeğin, maddi tazminata yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6.bendindeki maddi tazminata yönelik kısmın KALDIRILARAK 6b bendi olarak yerine YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, (6.bentteki manevi tazminata yönelik kısmın 6a bendi olarak aynen muhafazasına) BUNA GÖRE; 1- 6.bentteki maddi tazminat yerine geçmek üzere 6b bendi olarak: Davacı kadının maddi tazminat talepleri boşanmanın eki niteliğinde olmadığından ve ziynet alacağı davasının da kabulüne karar verildiğinden davacı kadının maddi tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, C-)Davalı erkeğin, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf...
TMK'nın 169. maddesine göre; "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.” TMK'nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” TMK'nın 175. maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”...
davacının psikolojisini tamamen bozduğunu, mevcut şartlarda evliliğin devamının mümkün olmadığını, bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası, davacı için aylık 1.000 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....