WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve ekinde hükmedilen, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik kısımlar da aynı kurala tabidir. Boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, ekinde hükmedilen, tazminat vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin takibe konulabilmesine için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir. (HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12-206 Esas, 2001/217 Karar, 22.10.2008 tarih 2008/12-656 Esas, 2008/638 Karar) Somut olayda, İcra Mahkemesince, dayanak ilamın verildiği mahkemeye ilamın kesinleşip kesinleşmediği sorulmuş, gelen cevapta kararın 14/9/2015 tarihinde temyiz edildiği belirtilmiştir. Yine, alacaklı vekili cevap dilekçesinde, boşanma ile ilgili hüküm bölümünün kesinleştiğini, bu nedenlerle eklentilerinin takibe konulabileceğini ileri sürmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; davacı-davalı erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı, kendisi adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan tedbir yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı erkek tarafından açılan daha önceki boşanma davasında kadının kusurunun ispatlanamadığı, davacı-davalı erkek tarafından daha önce açılıp reddedilen boşanma davasından sonra da tarafların bir araya gelmedikleri, kadının kusurunun bulunmadığının anlaşılmasına...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddi tazminat, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin belirlenen kusurlu davranışlarına karşılık, davalı-karşı davacı kadının da birlik görevlerini yerine getirmediği ve ailesini ziyarete gidip bir daha evine dönmediği anlaşılmaktadır. Durum böyleyken, mahkemece; boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile kadın yararına maddi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir....

        Taraflar temyiz aşamasında ortak verdikleri 26.08.2019 tarihli dilekçe ile aralarında anlaştıklarını, buna ilişkin sulh protokolünü dosyaya sunduklarını, boşanma kararının kesinleşmesi için daha önceki taleplerinden feragat ettiklerini bildirmişlerse de, ilk derece mahkemesince verilen boşanma hükmü istinaf yoluna başvurulmadan kesinleştiğinden, feragat beyanı boşanma hükmü yönünden hukuken geçerli sonuç doğurmaz ise de; boşanmanın fer'ileri olan tazminat ve nafakalar yönünden sonuç doğurur. Bu husus gözetilerek boşanmanın fer'ileri olan tazminat ve nafakalar yönünden sunulan protokol gereğince bir karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerekmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle karar başlığında dava tarihi 27.12.2004 olduğu halde, 23.09.2010 olarak gösterilmiş olmasının maddi hataya dayalı olup, yerel mahkemesince her zaman düzeltilmesinin olanaklı bulunmasına ve manevi tazminat için hükmedilen yasal faizin boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağının tabi bulunmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma hükmünün fer'isi (eki) olan nafaka ve tazminat talepleri için ayrıca vekalet ücreti verilmesi gerekmediği, 1.bozmadan sonra oluşturulan 25.03.2010 tarihli hükümde kabul edilen boşanma davası nedeniyle davalı lehine...

            Davalı-karşı davacı erkek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, manevî tazminat talebinin reddi, iştirak nafakası yönünden, davacı-karşı davalı kadın ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf kanun yolu değerlendirmesi, kadının kabul edilen boşanma davası yönünden yapılmamıştır. İlk derece mahkemesi kararı karşılıklı boşanma davalarının kabulüne ilişkin olarak taraflarca istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf edilen kadının kabul edilen boşanma davası ile ilgili olarak istinaf incelemesi yapılmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

              Yukarıda da açıklandığı üzere ilk derece mahkemesince verilen ilk hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise sadece velayet yönünden istinaf edilmiştir. Bu durumda, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Hal böyle iken, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, son kararla kesinleşen kadının boşanma davasındaki boşanma hükmü yönünden hüküm kurulması yine kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf kapsamı dışında tutularak kesinleşmekle, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası yönünden konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                Türk Medeni Kanununun 175. maddesi gereğince boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşulları davacı kadın yönünden oluşmuştur. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre aylık 500,00.-TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Maddi ve manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Aynı şekilde, Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği aşikardır....

                Başka bir ifade ile zina veya diğer özel boşanma sebeplerinden biriyle karşılaşan eş, dilerse bu özel sebeplerden birine ya da bir kaçına, dilerse genel boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açabileceği gibi, özel ve genel nitelikte sebeplerinden ikisine birlikte dayanarak da boşanma talep edebilir. Bu son halde, kanundaki özel boşanma sebebi ispatlanmış ise, af veya dava hakkının düşmesi gibi bir durum da söz konusu değilse, özel sebebe dayanılarak boşanma kararı verilmesi gerekir. Zina (TMK md. 161) sebebine dayanan boşanma davalarında, yasada öngörülen hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde, son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar. Davalı (koca)'nın başka bir kadınla karı-koca gibi birlikte yaşamasının devamlılık arz ettiği, bu kadınla davanın açıldığı tarihte de birlikte yaşamın devam ettiği tanıklarca ifade edildiğine göre, altı aylık hak düşürücü sürenin sona erdiğinden söz edilemez....

                  Davacı-karşı davacı kadın vekili Av. ... 02.11.2018 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş ise de, mahkemece kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talepleri dışında verilen hükümler yukarıda belirtildiği şekilde kesinleştiğinden, davacı-karşı davalı vekilinin davadan feragat beyanı boşanma hükmü ve maddi ve manevi tazminat talepleri dışında kalan boşanmanın diğer fer’ileri yönünden hukuken geçerli sonuç doğurmaz. Ancak davadan feragat beyanı boşanmanın fer'ilerini de kapsadığından, davacı-karşı davalı vekilinin 02.11.2018 tarihli feragat beyanı gözetilerek maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu