Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde: ön inceleme duruşmasına kadar usule uygun şekilde dava veya cevaba cevap dilekçesi ile tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmayan davacı-davalı kadının feragat nedeniyle reddedilen erkeğin birleşen davasına verdiği 13.11.2018 tarihli cevap dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talepleri hakkında davalı-davacı erkeğin bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah (HMK.m.176) işlemi de mevcut olmadığından, mahkemece olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte, bir maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebi mevcut değildir. Talepten fazlasına hükmedilemez (HMK.m.26)....

    Davacının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talep hakkı bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakası talebinin reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin reddedilen maddi ve manevi tazminat taleplerine dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 174. maddesinde "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan maddi ve manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." denilmektedir. Belirtilen kanun maddesi gereği maddi ve manevi tazminat talep eden eşin boşanmalarına sebebiyet veren olaylarda tazminat talep edilen eşten daha az kusurlu olması gerekmektedir....

    Davacının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talep hakkı bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakası talebinin reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin reddedilen maddi ve manevi tazminat taleplerine dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 174. maddesinde "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan maddi ve manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." denilmektedir. Belirtilen kanun maddesi gereği maddi ve manevi tazminat talep eden eşin boşanmalarına sebebiyet veren olaylarda tazminat talep edilen eşten daha az kusurlu olması gerekmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 174/1-2 ve 178. maddeleri uyarınca süresinde açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değilse de; boşanma davasında verilen boşanma kararı sonuç itibariyle doğru olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün kusura ilişkin gerekçenin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m.438/son). b-Davalı kadına, dava dilekçesi 28.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kadın ise, süresi geçtikten sonra 23.02.2015 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksuluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bu durumda, davalı kadının usulüne uygun olarak dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamasında yer almayan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu taleplere davacı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da sözkonusu olmadığına göre davalı kadının bu talepleri artık incelenemez....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden davanın kabulünü istinaf etmiştir. Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası miktarını, yoksulluk nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren başlatılmasını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, boşanma sonrasında açılan maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir....

        Ne var ki; Davalı erkeğin yargılama boyunca boşanma isteğini dile getirmesi, istinaf dilekçesinin konu ve sonuç-istem kısmında istinaf sebeplerini "davacı yararına hükmolunan manevi tazminat, tedbir-yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılması" olarak göstermesi nazara alındığında mahkemece verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf başvurusu bulunmadığının kabulü gerekmiş ve yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK. md.185/2- 3, 186/1) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı kadın yararına TMK’nun 169. maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarında bir isabetsizlik yoktur....

        Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; 19.02.2006 tarihinde kesinleşen tarafların boşanmalarına ilişkin kararda kadın lehine dava tarihinden itibaren 100,00 TL tedbir nafakası ile 3000,00 TL maddi tazminat, 2000,00 TL manevi tazminat ve 130,00 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, yoksulluk nafakasının icra takibine konu edilmediği, tazminatlar ile tedbir nafakasının ... İcra Müdürlüğü'nün E.2005/1372 sayılı doyasında tahsilinin yapıldığı ve tahsilatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten sonra da devam ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma kararı eldeki davanın açıldığı tarihten önce kesinleştiğine göre, davalı yararına hükmolunan ve takibe konu edilmeyen yoksulluk nafakası ile tazminat istekleri de dava tarihi itibariyle istenebilir hale gelmiştir. Mahkemece bu husus usul ekonomisi kapsamında dikkate alınarak, davalı kadının boşanma ilamına bağlı tüm alacaklarının tespiti ile ......

          KARŞI OY YAZISI Tarafların karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açtıkları; kocanın boşanma davasının reddine , kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kocanın tam kusurlu olduğu, davacı kadına 150.000 YTL maddî tazminat (TMK. m. 174 f. I) , 150.000 YTL manevî tazminat (TMK. m. 174 f. II) verildiği boşanma kararı ile birlikte tazminat hükmünün de temyiz edilmemek suretiyle kesinleştiği ve davacı kadının yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) isteminin reddedildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Çekişme nedir?; Değerli çoğunluk tarafından davacı kadın yoksulluğa düşüncemize göre düşmediği halde ...davacı kadına uygun bir yoksulluk nafakası verilmelidir görüşü sergilenmiştir....

            Mahkemece ilamın kesinleşmediği, tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına dönüşeceği, yoksulluk nafakasının, manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin boşanmanın ferisi olup kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK 367) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca boşanma kararının eklentisi olan yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler. Boşanma ilamı daha önce kesinleşmiş ise iştirak-yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetildiğinde kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12-206 E. 2001/217 ....)...

              UYAP Entegrasyonu