Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; davacının kızlık soyadının nüfustan silinerek yalnızca eşe ait soyadı olan ... olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi ; davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği, Aile Mahkemesi ise;genel hükümlere tabi soyadı düzeltilmesi davası olduğunu gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Türk Medeni Yasasını 187. maddesinde; "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda; evli olan davacının kızlık soyadının nüfustan silinerek eşe ait soyadının kalmasını istediği anlaşılmakla, T.M.Y.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına ilişkin verilen iznin kaldırılması istenilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle, dosyada tanık olarak dinlenen eski eşi Özkan Kara'nın, soyisim değişikliğine herhangi bir itirazının olmadığını, Muğla Aile Mahkemesi'nin 2016/643 Esas 2016/542 Karar sayılı ilamı ile eski eşi Özkan Kara ile boşandıklarını, eski eşi ile aynı işyerinde çalıştıklarını, “Kara” soyadını kullanmasının sosyal ilişkilerine zarar verdiğini, bu soyadının kullanımına dair kararın kaldırılarak, soyadının kızlık soyadı olan “Akça” olarak değiştirilmesini istediğini, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 173. maddesine dayalı, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına ilişkin izin kararının kaldırılması istemine ilişkindir....
nun ... ile evlenmekle İdgu soyadını aldığı, kocasının 05.01.1993 tarihinde öldüğü, davacının kocası hanesinde kalarak onun soyadını kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17. maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18. maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir....
Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 55. maddesi 2. fıkrasında " Önceki soyadı, koca soyadı ile birlikte tescil edildikten sonra, kadın sadece kocasının soyadını taşımak isterse bu ancak mahkeme kararı ile mümkün olur." hükümleri hakimdir. Bu nedenlerle davacının kızlık soyadını kullanmaya izin verilmesine ilişkin kararın yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere uygun olmadığı belirtilerek kararın kaldırılması talep olunmuştur. Taraf vekilleri istinaf dilekçesine cevap vermemişlerdir. Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alınarak HMK 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme ile; Dava, evli kadının münhasıran evlenmeden önceki soyadının kullanılmasına izin verilmesine ilişkindir (TMK m. 187)....
Aile Mahkemesi ise davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1 maddesinden kaynaklandığı gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 173. maddesinin ikinci fıkrası boşanan kadının belirli koşullar altında kocasının soyadını kullanabileceğini düzenlemiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usüllerine Dair Kanuna 5133 sayılı Kanun ile eklenen 4/2. maddesinde, “4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin” Aile Mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 187. maddesinde "kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı, yazılı başvurusuyla kocanın soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir hükmü yer almaktadır. Davacı, 29.06.2009 tarihinde evlenerek eşinin soyadı olan "Karakarçayıldız" soyadını almıştır. Kadının evlendikten sonra sadece kendi kızlık soyadını kullanması mevcut yasal düzenlemeye göre mümkün bulunmadığından davanın reddine karar verilecek yerde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfus kaydında "..." olan soyadının "...." olarak değişitrilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, ilk eşi .... öldükten sonra, yeniden evlenerek Keskin soyadını aldığını ancak ikinci eşi .....'in de öldüğünü bildirerek "...." olan soyadının ilk eşinin soyadı olan "...." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece istem gibi karar verilmiştir. 27.12.1934 tarihli ve 2891 sayılı Soyadı ....'nin 18. maddesinin "evlenen dul kadın evlendiği günden itibaren yeni kocasının soyadını alır ve eski kocasının soyadına bir daha dönemez" hükmü gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde kızlık soyadının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ..., dava dilekçesinde "Eldembilek" olan kızlık soyadının "Eldenbilek" olarak düzeltilmesini istemiştir. Dosyada toplanan belge ve bilgiler, özellikle aile nüfus kayıt tabloları incelendiğinde, davacı ...'ın ... ile 03.07.1985 tarihinde evlenerek 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 187. maddesi hükmü uyarınca kocasının soyadını aldığı, kocasının soyadı önünde önceki soyadını kullanmak için evlendirme memuruna ya da nüfus idaresine herhangi bir başvuruda bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 187 inci maddesinde evli kadının soyadının, kocasına bağlı olarak değişebileceği, kocasının soyadında bir değişiklik olmadıkça evlenen kadının, kocasının soyadını taşımak zorunda olduğunun düzenlendiği, eldeki davanın 4721 sayılı Kanun'un 187 inci maddesi hükmüne rağmen kadının evlilik birliği içinde sadece kendi soyadını kullanmasına yönelik olarak açıldığı, Anayasanın 90 ıncı maddesi uyarınca, usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, buna göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Antlaşma hükümlerinin esas alınacağı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesi, özel hayata ve aile hayatına saygıyı ifade ederken, 14 üncü maddesinin cinsiyete dayalı ayrımcılığı yasakladığı, Avrupa İnsan...