Davalılar ... ve ... ile ..., yetki itirazı ile birlikte tasarrufun paydaşlar arasındaki alacak – borç ilişkisinin ve mevcut ortaklığın giderilmesi amacıyla yapılan rızai taksim sözleşmesine dayalı olduğunu, mal kaçırma amacının bulunmadığını, davacının aciz vesikası almadığını savunarak davanın reddini istemişler, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece taşınmazların akit tablosundaki satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davanın kabulüne davalılar arasındaki hisse satışı ile ilgili tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılardan ...,... ile ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda iptali istenilen tasarrufun tarafı olan tüm kişilerin zorunlu dava arkadaşı olmaları nedeniyle davada davalı olarak gösterilmeleri gerekir....
e 06/05/2013 tarihli 6829 yevmiye nolu satış işlemi ile ilgili tasarrufun iptaline, ... 22. ... Müdürlüğü'nün 2013/7343 sayılı ... takibinde borç miktarı ile sınırlı olarak ... takip işlemlerinin bu taşınmaz için devamına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. ... ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır....
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davanın dayanağı takipteki çeklerin keşide tarihi şeklen tasarruf tarihinden sonra olsa da uygulamada çeklerin vadeli olarak düzenledikleri gerçeği nazara alınarak alacaklı ile borçlu arasındaki temel ilişkinin ne olduğu, çeklerin keşide tarihinden önce düzenlenip düzenlenmediği hususu yeterince araştırılmamıştır. Davacı vekili temyiz dilekçesine ekli olarak sunduğu çek tevdii bordrosundan takip konusu çeklerin tasarruf tarihinden önce düzenlendiği anlaşılmaktadır....
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve açıklamalara göre davacının dava açmaktaki amacı,borçlunun kendisine olan nafaka borcunu ödememek kastı ile yapmış olduğu tasarrufun iptalini ve icra marifetiyle nafaka alacağının tahsilini sağlamaktır. Hal böyle olunca uyuşmazlığın İİY'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunda duraksamamak gerekir. Tasarrufun iptali davalarında görevli mahkeme alacağın miktarına göre Sulh veya Asliye Mahkemeleridir. Bu nedenle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri deliller toplanıp hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken dosya içeriğine aykırı düşüncelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden Ayten Çırmayır'a geri verilmesine 15.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı banka ile borçlu Fikri arasındaki kredi kartı üyelik sözleşmesi 25/02/2004 tarihinde imzalanmış olduğundan, alacaklı banka ile borçlu Fikri arasındaki temel ilişki bu tarihte başlamış sayılır ve borç ödemekten aciz hale düşmüş borçlunun alacaklıyı zarara sokan tasarrufi işlemleri için alacaklının tasarrufun iptali davası açması mümkündür. Dava konusu tasarruf 12/04/2004 tarihinde yapılmış olup, sözleşmenin imzalanmasından sonradır....
Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasından yapılmış bir haciz olmadığı gibi borçlunun aciz durumu da ortaya konulmamıştır. Bu durumda, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'...
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalıların amca yeğen olması nedeniyle dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 30.maddesi gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satışına ilişkin 28.10.2009 tarihli tasarrufun iptaline, davacının dava konusu taşınmazın borçlu adına tesciline ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Eldeki dava davalı borçlunun ........Vergi Dairesine olan borcu nedeniyle açılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2005/5213 sayılı takip dosyasında 30.000.00 YTL'lik bonoya dayalı alacak, 2005/6127 esas sayılı icra dosyasında 10.000.00 YTL'lik bonoya dayalı alacak ile 2005/7467 sayılı takip dosyasında 10.000.00 YTL bonoya ilişkin alacakla ilgili takip yönünden davalılar ... ile ... arasında Nevşehir ili Gülşehir ilçesi Karavezir mahallesi Kamışlıyan mevki 180 ada 27 parsel nolu taşınmazın hisse devrine ilişkin tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğu kabul edilerek İİY 278/l madde gereğince iptaline, Kayseri l. İcra Müdürlüğünün 2005/4232 sayılı takip dosyası ile 20.000.00 YTL 2005/7467 sayılı takip dosyasındaki 1.500.00 YTL bonoya dayalı alacağın doğumun tarihinin tasarruf tarihinden sonrasına ilişkin olması nedeniyle bu takipler yönünden talebin reddine karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edillmiştir....
Öte yandan davalı alacaklı tarafından karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında,davaya konu tasarrufun iptal edilebilmesi için, tasarrufun borcun doğumundun sonra yapılması gerekir. Alacaklı, borçlanmanın yapıldığı tarihte borçlunun malvarlığına güvenerek işlem yaptığında,borcun doğumundan önceki tasarruflar iptal davasına konu olamaz. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular karşısında, davacı 3.kişinin davasının kabulüne karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava koşullarının somut olayda gerçekleşmemiş olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı- karşılık davalı 3.kişi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA ve 625.00.TL....
Dosya incelendiğinde, mahkemenin davacının ... aleyhine açtığı dava ile ilgili verdiği tapu iptali ve tescil yönünden red, bedel yönünden ise kabule ilişkin kararını ...'ın temyiz etmediği görülmektedir. Yine ... vekili tarafından da vekil edeni lehine verilen hüküm temyiz edilmemiştir. Hükmü temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarını içeren dilekçesinde ... ile davacı arasında gerçekleşen adi yazılı sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil davasını da temyiz etmediği, temyiz isteğinin ıslah dilekçesi ile önceki taleplerine eklediği tasarrufun iptaline yönelik olduğu görülmektedir. Bu bakımdan temyiz incelemesinin tasarrufun iptaline yönelik olarak yapılması gerekmektedir. Mahkemece, hüküm kısmında açıkça tasarrufun iptali ile ilgili olarak red kararının verilip verilmediği anlaşılamamaktadır. Mahkemece dava “sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil olmazsa verilen bedelin tahsili davası" olarak nitelendirilmiştir....