Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanmayıp 818 sayılı Kanun'un 58. maddesinden kaynaklanan bina sahibinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine göre temyiz incelemesi Dairemizin görevi dahilinde olmayıp, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Alınan bu raporlarla, davalıların sorumluluğuna yol açan sebep (olay) ile zararın belirlendiği; ancak mahkeme tarafından, davacının sigortalısının tabandan taşma şeklinde pis suların geri tepmesinden kaynaklı hasar oluştuğunun iddia edildiği, alınan raporla iddia edilen şekilde hasarın oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığının saptandığı gerekçesiyle, davalıların zarardan sorumlu olmadıklarına hükmedilmiştir. Hasar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 58. maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bina malikinin illiyet bağını kesen belirli hallerde zarardan sorumluluğunun ortadan kalkacağı izahtan uzaktır....

      M DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat) DAVA TARİHİ : 04/04/2018 KARAR TARİHİ : 07/03/2019 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2019 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde KOBİ Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ... Mobilya ve Orm. Ür. San ve Tic. Ltd....

        Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık, BK'nun 58. maddesi kapsamında bina malikinin tazmin sorumluluğuna ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          e 28.05.2012 tarihinde 36.326,00 TL ödeme yaptıklarını, zaradan davalı kiralayan bina malikinin ağırlaştırılmış kusursuz sorumluluğu olduğunu, tesisatın bakım ve onarımını yapması gerektiğini, rücu hakları doğduğu için davalıya ilamsız icra takibi yaptıklarını ancak davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya sigortalı zarar gören işyerinde 21.12.2010 tarihinden bu yana dava dışı ....'ün kiracı olarak bulunduğunu, spiral su borusunun kiracının kullanımında olup zarardan bina malikinin sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Davaya konu olayının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan TBK'nın 69. maddesi “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içerdiği, bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayandığı, sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk- bakım eksikliği ayrımının bir öneminin bulunmadığı, zira malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görüldüğü, bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterli olduğu, bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş...

            Böyle bir durumda Devlet'in sorumluluğu ancak, sahte belgeye dayalı taşınmaz satışının tapuda gerçekleştirilmesi sırasında tapu sicil memurunun kasıtlı veya kusurlu eyleminin bulunması halinde kusur sorumluluğuna yani BK.nun 41 ve 55. maddeleri hükümlerine dayalı bir sorumluluk olmalıdır. Mahkeme kararının yukarıda açıkladığım gerekçelere dayalı olarak bozulması düşüncesinde olduğumdan, gerekçe yönünden sayın çoğunluğun aksine karşı oy kullanmış bulunuyorum....

              ı davalı olarak gösterip tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı ... cevabında; davayı kabul etmediğini, diğer davalı ...'la ortaklığı olmadığını bildirip yargılama sırasında ...'la ortak olmadığına dair kanıtlarını sunmuştur. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki bina malikine verilen (1/8) oranındaki kusur nedeniyle davalı ... işyeri sahibi diğer davalı ...'un da (2/8) oranındaki kusuru nedeniyle toplam (3/8) kusur oranına karşılık gelen tazminatlardan anılan davalı ile birlikte müştereken müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Yargılama sırasında olayın meydana geldiği binanın maliki araştırılmamış, bu konudaki deliller toplanmamıştır. Bina malikinin kim olduğu açıklığa kavuşmadan eksik inceleme sonucu davalı ...'ın bina sahibi olarak sorumluluğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesindeki açıklamalar ve zararın gerçekleşme biçimi gözetildiğinde, davacıların asıl ve birleşen davalarda davalılardan bina malikinin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat talebinde bulunduğu, belirlenmiştir. O halde,belirtilen 2577 sayılı kanunun 2/1- b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar tam yargı davası olarak nitelendirildiğinden,bu nitelikteki davalarda idari yargı görevli bulunmakta isede,davacıların asıl ve birleşen davalarda dava dışı idareden hizmet kusuruna dayalı olarak istemde bulunmadığı anlaşılmakla, ,davacıların davasının bu bağlamda tam yargı davası niteliğinde olmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece davada olayın tam yargı davasına konu edilmesi gerektiği ve davada idari yargının görevli olduğundan bahisle yargı yolu nedeniyle verilen karar usul ve hukuka uygun bulunmamıştır....

                Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu söz konusu olmaz (bu yönde, HGK'nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı). Kiracıların sorumluluğu ise zarar görene karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Somut olaya bakıldığında ise; davalı S.S. ......

                  UYAP Entegrasyonu