Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin sigortalısı olan bina malikinin (ve sigortacısı olan davalının) sorumluluğuna ilişkin değerlendirme ve kabulde bir isabetsizlik görülmemesine; davacının rücu alacağı miktarının, konusunda uzman bilirkişi heyeti raporuyla usulünce hesap edilmiş ve hüküm altına alınmış olmasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.884,85 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 07.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, davacı kat malikinin oluşan zararda ağır kusurunun bulunduğu kat maliklerinin ortak alan olan çatının bakım ve onarım sorumluluğuna ilişkin illiyet bağının davacının ağır kusuru ile kesildiği anlaşılmakla oluşan sonuca göre karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşagıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 05/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi....

      Malzeme sahibi davacı, üzerine bina yapılan 732 ada 6 parsel numaralı taşınmazın tapuda davalı kardeşi adına kayıtlı olduğunu bildiği halde bina inşasına katkı verdiğinden, iyiniyetli olmadığı açıktır. Davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddi açıklanan nedenle doğru olup, buna ilişkin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarına gelince; Şayet, arazi sahibinin arsası üzerine yapılan binada malzeme maliki bir katkı vermişse, malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; dinlenen tanıklar, davacının binanın yapılışı sırasında katkıda bulunduğunu bildirmiştir. Davacının isteyebileceği tazminat, binanın tüm değerine göre yaptığı katkı oranına karşılık gelecek parasal tutardır. Oysa mahkemece, bu konu araştırma ve inceleme dışı bırakılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.12.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, eski hale iade, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve eski hale iade talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına tazminat talebi yönünden husumetten reddine dair verilen 03.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat istemlerine ilişkindir....

          Her ne kadar bilirkişiler ve dosyaya ibraz olunan raporlardaki bilirkişiler binanın içerisine kimyevi ve yanıcı maddelerinin taşındığı, bunların taşınması sırasında bina malikinin gerekli kontrolü yapmaması nedeniyle sorumluğu olduğu iddia edilmiş ise de, mahkememizce bu görüşe itibar edilmemiştir. Zira bina malikinin sorumluluğu, binanın yapımı ve sonrasında binanın bakımı konusundaki kusuruna dayanmaktadır. Binanın bakımı hususu ise, bina içerisine sokulan malzemeleri denetim ve kontrolünü kapsamamaktadır. Bina malikinin binada bulunan kiracı ve diğer yerleşenlerin giriş çıkışlarını kontrol etme ve hangi malzemeleri sokabileceklerini denetleme hak ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu sebeple binaya kimyasal madde sokulduğu ve bina malikinin denetleme yönündeki görüşüne itibar edilmemiştir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak bina maliki ... Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle ......

            Ne var ki, davacı mahkemeye sunduğu 23/12/2015 dilekçe ile davanın sebebini bina sahibinin kusursuz sorumluluğuna dayandırmıştır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Somut olayımızda; uyuşmazlık yapı malikinin sorumluluğudan kaynaklanmakta olup mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1- c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." şeklinde karar verilmiştir....

            Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile taşınmazın ifrazı suretiyle bir kısmının davacı adına tesciline yasal olanak bulunmadığına göre davacının bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davalının temyiz itirazlarına gelince; Asıl davadaki ikinci kademedeki istek, başkasının arazisine kendi malzemesi ile bina yapan malzeme sahibinin yapı bedelinin tahsiline ilişkindir. Gerçekten, arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen aşırı bir zararın doğması sebebiyle yapının yıkılamaması durumunda arazi malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesinden kaynaklanan tazminat tutarı malzeme malikinin iyiniyetli veya kö-tüniyetli olmasına göre değişir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, bina sahibinin sorumluluğuna dayanan tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                TBK'nın 69.maddesinde yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Buradaki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan kusursuz sorumluluktur. Davalı ...'ın sorumluluğu TBK.md.69 kapsamında değerlendirilmelidir. TBK.' nun Yapı Malikinin Sorumluluğuna ilişkin 69 . maddesi: "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır." yasal ifadesini içermektedir. Türk Borçlar Kanununun 69.maddesinden kaynaklanan inşa eseri sahibinin sorumluluğu, kusursuz yani objektif bir sorumluluğa dayanmaktadır. Başka bir deyişle, zarar ile bina veya yapı eserinin kullanılması arasında illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir, ayrıca kusur aranmamaktadır....

                  Davalı İl Özel İdaresi vekili, bina sahibi sıfatı ile müvekkilinin sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, zarar ile sorumluluk arasında illiyet bağının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, elektrik kesilmesi ile yangının çıkış sebebi arasında illiyet bağının ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili, sorumluluklarının idari hizmet kusuruna dayalı olup, idari yargının görevli olduğunu, müvekkilinin olay sebebiyle herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı İl Özel İdaresi'nin 818 Sayılı BK'nun 58. maddesi uyarınca bina maliki olarak, davalı ... ile ...'...

                    UYAP Entegrasyonu