ın zarara sebebiyet veren idari işlemler sırasında görevde bulunmadığı, göreve başlamasından kısa bir süre sonra, idare hesaplarını önceki yöneticilerden devraldığı gün olan 26/02/2009 tarihinde de yemek şirketi ile idare arasındaki sözleşmeyi feshettiği, hatta firma tarafından talep edilen bedelde indirim yaptırdığı, kuruma karşı yemek şirketi tarafından icra takibi başlatılınca da icra tehdidi altında bedeli ödemek zorunda kaldığı, davalı ...’ın zararın oluşmasına doğrudan sebebiyet vermediği gibi sözleşmeyi feshederek artmasını da önlediği değerlendirildiğinde, tazminatla sorumlu kabul edilmesinin hakkaniyete uygun düşmediğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda, davalı ...’ın görevi ihmalinin bulunmadığı, zararın oluşmasına doğrudan sebebiyet vermediği gibi sözleşmeyi feshederek artmasını da önlediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşme öncesi görüşmelerde gösterilen yerden nitelik olarak daha az değerli bir taşınmazın devredildiğinin satış sonrasında anlaşıldığı ve taşınmazın diğer hissedarı tarafından bu durum kabul edilip bedelden indirim yapılarak 25.000TL’nin geri ödendiği, davalı hissedarın ise bu bedeli ödemekten imtina ettiği iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasında; Mahkemece ilk karar ile, taşınmazın gerçek bedelinin çok üzerinde bir bedel ile satıldığı, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu satışın iptal edilmeyip bedelde indirim yapılması hususunda anlaşıldığı ve davacının indirim bedeli olan 25.000TL’nin tahsili için başlattığı icra takibine davalı tarafça hakkaniyet ve nesafet ilkelerine aykırı şekilde itiraz edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Makine mühendisi bilirkişi eşliğinde nisbi metoda göre rapor düzenlenmesi amacıyla araç üzerinde keşif icrası için aracın bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılmış, bilirkişinin yapmış olduğu tespit neticesinde aracın en az iki kez kilometresiyle oynanması nedeniyle ayıplı olduğu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu nispi metoda göre satım bedelinde indirim miktarının 20.000,00 TL olacağı bildirilmiştir. Yukarıdaki ilkelere uygun rapor hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Karar tarihinden sonra gerekçeli kararın yazımından önce davalı vekilinin vekalet sunduğu görülmekle reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir." gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile ayıp nedeniyle bedelde indirim miktarı olan 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
Ancak mahkemece bedelde muvazaa iddiası konusunda tarafların göstermiş olduğu delilleri toplamadan, yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırmadan tapuda gösterilen bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermiştir. Bedelde muvazaa iddiası ile açılan davalarda depo ettirilecek bedel, bu iddia doğrultusunda tarafların delillerinin toplanmasından sonra belirlenebilir. Bu itibarla öncelikle bedelde muvazaa konusunda tarafların göstermiş olduğu delillerinin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak sonuç itibariyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 09/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Davaya konu olayda davacı sadece keşif deliline dayanmıştır. Hükme esas alınan 26.05.2013 günlü ziraat bilirkişi raporunda dava konusu payların 182.663,79 TL olarak tespit edilen değeri önalım bedeli olarak kabul edilerek davacıya depo ettirilmiştir. Keşif sonucu belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını ispatlamaya yeterli bulunmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından oluşan önalım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir sürede depo edilmesi için davacıya süre tanınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/10/2021 KARAR TARİHİ : 06/12/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 09/09/2021 tarihinde müvekkilinin davalıdan araç satın aldığını, aynı gün yapılan ekspertiz incelemesinde aracın ayıpsız olduğunun tespit edildiğini, ertesi gün yaptırılan kontrollerde ise araçta bir çok gizli ayıbın ortaya çıktığını, müvekkil tarafından tamiratın yaptırıldığını, 23.500 TL masrafın olduğunu, ayıp tespitinin 27/09/2021 olduğunu, aracın pert kayıtlı, şasinin eğik, şanzumanın tamamen değiştirilmek zorunda kalındığını, 28/09/2021 tarihinde davalıya ayıp ihbarının yapıldığını, arabuluculuğun anlaşamama ile sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle şimdilik 6.000 TL ayıp oranında bedelde indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinin feshi ile iş bedelinin iadesi ve cezai şarta hükmedilmesi, mümkün olmadığı takdirde bedelde indirim yapılması talebine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde davalı ile toplu konut bünyesinde bulunan daire niteliğindeki bağımsız bölümler ile ortak yerlerden sayılan kapıcı dairelerine ısı pay ölçer cihazlarının kurulumu, termostatik vanaların takılması, okuma ve bakımına ilişkin gerekli malzemenin temini, iş yerine nakli, izolasyonu, depolanması, demontajı ve montajı, gerekli testlerin yapılmasını öngören sözleşme kurulduğunu, işin eksik ve ayıplı yapıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sözleşmenin feshi, iş bedelinin dava tarihinden itibaren...
Ayıp ihbarının yapıldığının kabulü karşısında, mahkemece konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti oluşturularak ileri sürülen ayıplar konusunda rapor alınmak suretiyle, davalı-birleşen dosya davacısının talebi de dikkate alınarak ayıbın giderilip giderilemeyeceği, bedelde indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olup olmadığı veya ayıbın niteliğine göre eserin tümüyle reddinin gerekip gerekmediği değerlendirilerek, çıkacak sonuca göre asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile aksine karar verilmesi doğru olmamış, belirtilen nedenlerle hükmün davalı-birleşen dosya davacısı lehine bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatladığı ve dava konusu taşınmazlardaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiye çevrildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazlarda davalıya ait hisselerin davacı adına tesciline, depo edilen 55.163,30TL’nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda; 30.07.2012 tarihli satışla dava konusu 801 parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesi 30.500,00TL bedelle, 802 parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesi ise 124.000,00TL bedelle davalıya satılmıştır....
Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacıların bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 18663 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 1/12 pay 09.04.2013 tarihli satış ile davalıya 70.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 40.000,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir....