Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

"İçtihat Metni" Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olarak açılan davada..... Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. ........

    Dava, davacı tarafından dava dışı satıcı firmadan 26/06/2017 tarihli fatura ile 0 km olarak satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı (ithalatçıya açılan) misli ile değişim talebine ilişkindir....

    Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

      Üretici veya ithalatçı malın kendisi tarafından piyasa sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. 11- (3)- Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. 6502 Sayılı Kanun'un 56/3. maddesine göre "Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez....

      ile taahhüt edilen kapı arasında değer farkının tespitini, aradaki farkın bu aşamada fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile ayıp oranından bedelde indirim yani -----bedelinin ve aradaki farkın bilirkişi marifeti ile tespiti edileceği dikkate alınarak ----- tazminat alacağının hüküm altına alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; dava konusu imalatın ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıp tutarının 10.650,00 TL ilave KDV olarak tespit edildiği, ayıbın sözleşmenin 12. maddesi uyarınca garanti kapsamında olduğu, anılan ayıp oranında davacının bedelde indirim talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

          Bu durumda talep sonucunun azaltılan kısmı olan ayıplı malın iadesi ve bedelin geri verilmesi talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken satış bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, cihazın davalıya iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; ayıplı malın satıcıya iadesi ile satış bedelinin geri verilmesi talebi bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden davanın kabulü doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davanın kısmen kabulüne, 13.669,59-TL onarım masrafının davalılardan tahsiline, davacının cihazın kullanılamamasına dayalı tazminat talebinin reddine, ayıplı malın satıcıya iadesi ile satış bedelinin geri verilmesi talebi bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....

            Davalı-karşı davacı vekili; yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin aldığı mobilyaların bedelinin ödendiğini, ürünlerin ise ayıplı olduğunu savunmuş; karşı davada malın ayıbının giderilmesi gerektiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu hükmünün yer aldığı gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Asıl dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup; karşı dava, davalı tarafından satın alınan mobilyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 6. ve 10. maddesi uyarınca ......

              Eser sözleşmesi uyarınca, üretilen malın öncelikle iş sahibine teslim edilmesi ve iş sahibinin de kendisine teslim edilen malı, BK’nın 359. maddesi uyarınca işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz incelemesi ve ayıbı var ise bunları yükleniciye bildirmesi gerekir. Az yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere, ayıplı olduğu ileri sürülen malların üzerinde ayıp olup olmadığı ayıplı ise derecesinin, mallar üzerinde keşfen yapılacak inceleme ile tespiti zorunludur. Somut olayda, doğrudan Almanya’ya ihraç edilen mallarla ilgili ayıp ihbarının süresinde yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ne derecede ayıplı olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, ihraç edilen 3867 adet maldan sadece 36’sı üzerinde inceleme yapılmış ve ayıplı olduğu saptanmış ise de, Almanya’daki mallar üzerinde yasaya ve usule uygun bir inceleme yapılmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu