Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davanın 1 yıllık süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşulların oluşmadığını, haklı ve geçerli sebeplerle kreş ve sağlık ocağı yapılamadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.123,25 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 1 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını eşi olan davalıya temlik ettiğini, ancak davalının aile hukukundan doğan vazifelerini yerine getirmediği gibi hakkında çirkin iftiralarda bulunduğunu ileri sürerek, bağıştan rücu nedeniyle tapu kaydının iptali ile tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişme konusu payın satış suretiyle temlik edildiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağıştan rücu sebebinin öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

      Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanmanın davacının sadakatsiz davranışları nedeni ile gerçekleştiğini, bağıştan rücu ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (...... şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir....

        Belediyesinin davacı ile yapılan protokolde üstlendiği edimini, Belediye Encümeninin 27/05/1991 tarihli ve 1786-1836 sayılı kararları ile yerine getirdiğini, zira 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca % 26 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan taşınmaz miktarı oranında imar parseli verilerek hibeciler adına tapuda kayıt ve tescil edildiğini, davacının bağıştan rücu koşulunun oluştuğu iddiasına dayalı imar planının iptal edilmiş olması imar uygulamasının iptali anlamına gelmediğini, imar planı ve imar uygulamasının iki ayrı işlem olduğunu, benzer uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 2017/5 E., 2021/956 K. sayılı kararı ile bağıştan rücu koşullarının oluşmadığına hükmettiğini, yine Yargıtay 5 Hukuk Dairesince verilen bir çok kararda bağıştan rücu koşullarının oluşmadığına hükmedildiğini, imar uygulamasının iptali yani kadastral parsele dönüş kararı vermekle görevli yargı kolunun idari yargı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir...

          İstinaf Nedenleri Davalı vekili, dava konusu taşınmazın satış işlemi ile devir alındığını, Mahkemece bağıştan rücu şeklindeki hukuki nitelemenin yanlış olduğunu, bu nedenle bağışlamaya dayanılarak tapu iptali ve tescil kararı verilemeceğini, aksi halde dahi bağıştan rücu davası açmak için hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1....

            Davacı ile davalı Kenan evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen eşya ve altının gelin ve damadın babası tarafından taraflara düğün hediyesi olarak hibe edildiği, bunların davacı tarafça müşterek haneye getirildiği, ayrılık halinde ispat yükü davalılarda olmak koşulu ile 1/2'sinin davacıya iade edileceğinin davalılarca taahhüt edildiği, buna göre senedin %50'sinin davacının babası, %50'sinin davalı Mehmet tarafından hibe edildiği, kadının babasının bağışı olan %50'den tarafların hissesine %25'er hisse düştüğü, yine davalı Mehmet'in bağışı olan %50'den tarafların hissesine %25'er hisse düştüğü, buna göre davacının babasından bağış suretiyle aldığı %25 hisse için davalıların bağıştan rücu edemeyeceği ancak davacının, davalı Mehmet'ten aldığı %25 hisse için bağıştan rücunun mümkün olduğu, davalıların bağıştan rücu definde bulundukları gibi bağıştan rücu davasını da açtıkları, bunun bekletici mesele yapılmasını talep etmelerine rağmen mahkeme tarafından bağıştan rücu davası...

            Davalı T10 vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazla ilgili senedin imza edildiği dönemde taşınmazın tapu kaydının bulunmadığını, taşınmazın kadastro tespiti sırasında Emiruşağı Köyü tüzel kişiliğine hibe edildiğinin tespit edildiğini ve bu haliyle taşınmazın hazine adına tescil edildiği, tapuda şarta bağlı bir bağıştan bahsedilmediği, bağışın kayıtsız ve şartsız yapıldığını, bağış sonrasında ilgili yerde sağlık evinin yapıldığı fakat gelişen ve değişen şartlar gereğince 25 yıl sonra dahi neden bu taşınmazın halen sağlık ocağı olarak kullanılmadığının sorulmasının kuşku uyandırdığını, 818 Sayılı Borçlar Kanunu gereğince mirasçıların bağımsız olarak bağıştan rücu haklarının bulunmadığını, bağışlayan T4 27.08.1998 tarihinde vefat ettiğini, kendisinin vefatından önce bağıştan dönme tasarrufunda bulunmadığını, kaldı ki bağıştan dönme şartlarının da gerçekleşmemiş olduğunu, mirasçıların murisin yaptığı bağış sözleşmesinden dönme/rücu/iptal hakkının bulunmadığını, protokolden...

            Bilindiği üzere bağıştan rücu, bağışlayandan, bağışlanana varması gerekli tek taraflı bir beyanı ile bağışlamanın geriye etkili olarak ortadan kaldırılmasıdır. Rücu hakkı, bir hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu ve şahsa sıkı suretle bağlı haklardandır. 818 sayılı Borçlar Kanununun 246. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen istisna dışında kural olarak mirasçılara geçmediği gibi, temlik de edilemez. Somut olayda mirasçı olan davacılar tarafından açılan bu davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirasbırakana teb’an açılan bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nın 244/3. TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir....

                UYAP Entegrasyonu