DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının dava dilekçesinde, mehir olarak vadedilen 125 gram altın ile düğünde takılan 5 adet bilezik, 1 adet alyans, 1 adet künye, 1 adet tektaş yüzük, 1 adet saat ve 1 adet çeyrek altın talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından mehir olan vadedildiği iddia edilen 125 gram altın yönünden davalının bağışlamadan rücu definde bulunduğundan bahisle boşanma ilamının kesinleşmesi bekleneceğinden tefrik kararı verildiği görülmüştür. Davalının bağışlamadan rücu defi, dava edilen bütün alacak kalemlerini kapsar mahiyette olmasına rağmen sadece mehir olarak vadedildiği iddia edilen 125 gram altın yönünden bağışlamadan rücu definin değerlendirilmek üzere tefrik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Zira davalı ve ailesinin düğünde davacıya taktığı ziynet eşyaları yönünden de davalının bağıştan rücu hakkı vardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bağıştan rücu hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 290. maddesinde koşullu bağışlamaya yer verilmiş buna göre; “bağışlamanın bir koşula bağlanarak” yapılabileceği ifade edilmiştir. Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. TBK. nun 295. Maddesine göre, bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse, bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....
Yukarıda yapılan açıklamalar ve 27.11.1946 günlü ve 1943/28 E. 1946/15 K.Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte deerlendirildiğinde; uyuşmazlığı doğuran hukuki ilişki; davacılar kayınpeder ve kayın tarafından davalı geline düğünde takılan ziynet eşyelarının bağıştan rücu hukuksal nedenine dayanılarak iadesi istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 20.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Bağıştan Rücu Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından her üç dava yönünden, davacı-davalı kadın tarafından ise maddi tazminat miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m. 33). Davalı-davacı erkeğin ziynetlere yönelik alacak istemi bağıştan rücu niteliğinde olup, Borçlar Kanununa dayanmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki mal varlığının tasfiyesinin söz konusu olduğu, tasfiyeden sonra bağıştan rücu şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, bu yönden delillerin değerlendirilmesinin aile mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nın 118 - 395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır....
Somut olayda, dosyada toplanan tüm deliller yukarıdaki ilkeler ve özellikle TMK'nın 510. maddesi çerçevesinde değerlendirildiğinde; davalının, üzerine düşen yükümlülüklerini yasanın aradığı ölçüde aksattığından söz edilemeyeceği, maddi delillerle desteklenmeyen soyut tanık anlatımlarının da ispata yeterli sayılamayacağı, sonuç itibariyle bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....
Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Dairece; “...dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi gözetildiğinde davada hata-hile hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır...Hâl böyle olunca, tapu iptal tescil talebi yönünden...açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda hile iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, iddiların doğru olmadığını, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediğini, taşınmaz alınırken davacının otomobil ihtiyaç kredisini ödediğini, davacının satabileceği başkaca malvarlığının olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının bağıştan rücu sebebini taraflar arasında görülen boşanma davasının açılış yılı olan 2012 yılında öğrendiği, eldeki davanın ise 24/07/2014 tarihinde açıldığı, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Mahkemece, davalının sadakatsiz davranışının kesinleşen boşanma davası ile belirlendiği, TBK'nin 295/2 maddesindeki bağıştan rücu koşulunun oluştuğu gerekçesiyle tapu iptali-tescil yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, "satış" şeklinde gerçekleştirilen temliklerde davanın "bağıştan rücu" olarak nitelendirilemeyeceği; ancak gizli bağış iddiası yönünden davalı vekilinin cevap dilekçesinde bedelsizliği kabul etmiş olması gözetilerek davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 18.443.70....
Öte yandan bağıştan dönme (rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....