HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, mirasbırakanları ...’in 119 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 14 nolu bağımsız bölümünü davalı kuruma şartname uyarınca bağış suretiyle devrettiğini, temlik sonrasında davalı kurumun şartnamedeki hükümlere aykırı hareket ettiğini, bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile, aksi halde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, şartnameden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK’nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca talebin kabulü ile, ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hile ve bağışlamadan rücu hukuksal nedeninden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 3887 ve 3889 parsel sayılı taşınmazlarını o dönem davacının eşi olan davalı ......
Yasa koyucu söz konusu TBK'nın 295. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 510. maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir. Gerçekten basit olayların dönme(rücu) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında, açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları, nitelikleri, özellikle vahamet derecelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki; bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 4648 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 125/148 hissesini davalı şirkete öğrenci yurdu yapılması ve kullanılması için 30.01.2012 tarihli sözleşme ile bağışladığını, davalının sözleşmenin 3. maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi taşınmaza belediyeden ruhsat almadan öğrenci yurdu için inşaata başlamış ise de inşaatın durdurulduğunu ve davalının inşaatın devamı için herhangi bir faaliyette bulunmadığını, inşaatın kaba halde kaldığını, hal ve vaziyetten taşınmazdaki inşaatın tamamlanıp bağışlama amacına uygun kullanılamayacağı açıkça anlaşıldığı için bağıştan rücu ettiğini ileri sürerek, dava konusu hissenin davalı adına olan tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, taşınmazın satın alındığını, bağışlama iradesinin şekil şartlarını taşımadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bağıştan rucü nedenli tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın, kamuya bedelsiz olarak terk edilen taşınmazın şartın gerçekleşmemesi nedeni ile tapu kayıtlarının iptali ve tescil istemi ile açılmış dava olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
a aktardığını, aidatların düzenli olarak tarafından ödendiğini bağıştan rucu koşullarının oluştuğunu ileri sürüp, .... ... nolu ortaklık payına kura ile tahsis edilmiş ve halen kooperatif adına tapuda kayıtlı olan 57 nolu dairenin kooperatif kayıt ve defterlerindeki davalı adına olan kaydının iptali ile adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde payın karşılığı olan 37.000,00-TL den az olmamak kaydıyla bedelinin tahsiline karar verilmesini, mal rejimi ve evlilik içi mallarının bu şekilde tasfiyesini istemiştir. Davalı; davacının aralarındaki geçimsizlikten dolayı boşanma davası açtığını, dava konusu Kooperatif payını ilk evliliğinden olan birikimleriyle aldığını, bağış durumunun söz konusu olmadığını, davacı ile müşterek çocuklarının bakıma muhtaç olması sebebiyle kooperatif payını satmaya çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ Davacılar, mirasbırakanları ...’ın paydaşı bulunduğu 7282 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki payını "kreş alanı" yapılması koşuluyla 22.03.1997 tarihinde davalı ...’ye bağış suretiyle temlik ettiğini, ancak bugüne kadar bağış koşulunun gerçekleşmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesince, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 24/05/2021 tarihli ve 2021/614 E. 2021/694 K. sayılı kararıyla; 5/2/1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında öngörülen şekilde iddianın yazılı delil veya delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmediği, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada ise davacının TBK'nın 295. maddesine yer alan nedenlere dayanmadığı gibi bu yönde delil de öne sürmediği, İlk Derece Mahkemesinin inançlı temlik ve bağıştan rücu iddiasının ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 24/05/2021 tarihli ve 2021/614 E. 2021/694 K. sayılı kararıyla; 5/2/1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında öngörülen şekilde iddianın yazılı delil veya delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmediği, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada ise davacının TBK'nın 295. maddesine yer alan nedenlere dayanmadığı gibi bu yönde delil de öne sürmediği, İlk Derece Mahkemesinin inançlı temlik ve bağıştan rücu iddiasının ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
nın 24.01.1992 tarihinde ölümü üzerine 451 parsel sayılı taşınmazın ¼ payının davalıya intikal ettiği kayden sabittir.Öte yandan; kök mirasbırakan ....... tarafından edldeki davanın davalısı İnci ile başka kişiler aleyhine 451 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu 6 parça taşınmaz hakkında bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının aynı mahkemenin 2012/479 Esasında kayıtlı olduğu, davanın kısmen kabulle sonuçlandığı ve temyiz aşamasında olduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; anılan dosyanın kesinleşmesi halinde eldeki davanın konusuz kalacağı açıktır. Hâl böyle olunca, 2012/479 Esas sayılı davanın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir....