Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.10.2013 gün ve 2012/316 esas 2013/440 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 1.12.2014 gün ve 2268-18662 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, davacının satış bedelini kendisi ödediğine dair bağış olgusunu ispata yeterli delil sunmadığı 02.09.2005 tarihli resmi senet ile dava dışı ... tarafından taşınmazın davalıya satılmış olduğu, resmi belgenin aksinin subut bulmadığı, bağıştan dönmeyi gerektiren sebeplerin varlığı-yokluğu noktasında devam eden araştırmaya geçilmesine gerek görülmediği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava bağıştan rücu nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bedelinin davacı tarafından ödendiği ancak yazılı delil ile kanıtlanabilir. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil mevcut değilse iddianın ancak ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı taraf iddialarını yazılı delille kanıtlayamamıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2020/129 ESAS, 2022/416 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Bağıştan Rücu Hukuksal Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Mahkemece, rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bağışlayanın, bağışlamadan rücu için rücu sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içinde rücu beyanını açıklaması yeterlidir. Ayrıca, bağışlama ifa edildiğinde, bağışlayanın bağışlamadan rücu ettiğine dair irade beyanının bağışlanana ulaşmasından itibaren 1 yıl içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak istirdat (alacak) davası açılabilir. Davacıların bağıştan rücu sebebi olarak gösterdikleri ve davalının da imzası bulunan ihtarname 14.05.2001 tarihlidir. Yine davalının da imzası ile katıldığı davacıların yabancı ortağı olan Pepsi Co.Int. One Pepsi Way Somers NY şirketine gönderilen mektubun tarihi ise 30.07.2001’dir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanlarına ait 423 ada 62 ve 63 parsel sayılı taşınmazların imar uygulaması nedeniyle önce tevhit edilip, daha sonra ifrazının gerçekleştirildiğini, bu sırada taşınmazların 2863 m2lik kısmının park yapılmak amacıyla 18.07.1991 tarihinde davalı belediyeye hibe edildiğini ancak aradan geçen 18 yıllık süreye rağmen davalı tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını ileri sürerek, bağıştan rücu sebebiyle tapu iptal ve miras hisseleri oranında adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır....
Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir. Bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/278 Esas sayılı dava dosyası ile bağıştan rücu davası açarak dava konusu olan taşınmazların kendi adına tescilini talep ettiğini, bu davanın yargılaması sonucunda reddine karar verildiğini, kararın yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacının işbu dava ile açtığı tapu iptali tescil davası bağıştan rücu davası olup sonucu itibariyle daha önce açılmış olan Ödemiş 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/278 Esas sayılı dava dosyası ile aynı olduğunu, aynı nitelikteki bir davanın 2.kez açılamayacağını, Ödemiş 2....
Her ne kadar Borçlar Kanunun 246. maddesi hükmünde bağıştan rücu sebebine vakıf olunduğu günden itibaren bir sene içinde dönülebileceği (dava açılabileceği) hükme bağlanmış ise de, bir senelik zamanaşımı süresi bağışın esaslı koşulunun yerine getirilmesindeki umudun tükendiği tarihten başlar. Dava 2.8.2004 tarihinde açılarak, davalıya bağıştan rücu iradesi bu tarihte bildirildiğinden davalı da zamanaşımının daha önceki bir tarihten başladığını savunup kanıtlamadığından zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Bağışlamanın bir süre ile sınırlı olarak yapılmamış olması da davacının bağıştan rücu hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Böyle olunca bağışlamadaki davacının amacı gerçekleşmediğinden davacı koşullu bağıştan dönerek bağışlananının kendisine verilmesini isteyebilir. Mahkemece istemin açıklanan bu olgular gözetilerek hüküm altına alınması yerine yazılı bazı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Her ne kadar Borçlar Kanunun 246. maddesi hükmünde bağıştan rücu sebebine vakıf olunduğu günden itibaren bir sene içinde dönülebileceği (dava açılabileceği) hükme bağlanmış ise de, bir senelik zamanaşımı süresi bağışın esaslı koşulunun yerine getirilmesindeki umudun tükendiği tarihten başlar. Dava 2.8.2004 tarihinde açılarak, davalıya bağıştan rücu iradesi bu tarihte bildirildiğinden davalı da zamanaşımının daha önceki bir tarihten başladığını savunup kanıtlamadığından zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Bağışlamanın bir süre ile sınırlı olarak yapılmamış olması da davacının bağıştan rücu hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Böyle olunca bağışlamadaki davacının amacı gerçekleşmediğinden davacı koşullu bağıştan dönerek bağışlananının kendisine verilmesini isteyebilir. Mahkemece istemin açıklanan bu olgular gözetilerek hüküm altına alınması yerine yazılı bazı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hibeden rücu şartlarının bulunmadığını,dava konusu parselin imar planında dispanser olarak planlandığını, belediyenin kamulaştırma yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını, şartlı bağış yapılmadığını,1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek ,eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....