Davalı, üzerine düşen yükümlülüklerini yasanın aradığı ölçüde aksattığından söz edilemeyeceği, maddi delillerle desteklenmeyen soyut iddiaların da ispata yeterli sayılamayacağı, sonuç itibariyle bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine" karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili ve ailesine karşı düğün öncesi başlayan ve düğün sırasında da fiziksel şiddete dönüşen davranışları ile müvekkili ve ailesinin mağdur edildiğini, nişan masraflarının tamamen müvekkilinin ailesi tarafından karşılandığını, düğün sırasında gelen hediye, para ve altınların tamamen geline ait olduğunu, bağıştan rücu şartlarının mevcut olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; ''Bağıştan rücu ve düğün masrafları nedeniyle yapılan maddi tazminat talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp Türk Borçlar Kanunu gereğince genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nce çözümlenmesi gerektiğinden taraflar arasında görülmekte olan mahkememizin 2018/460E.-2019/779K. Sayılı dosyanın 02/10/2019 tarihli 4....
Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 7. maddesinde "Mülkiyet hakkına dayanılarak açılmış ve bu hakkın gerçek sahibine hükmen nakledilmesini amaçlayan tapu iptal davaları (TMK m.705 ve 719 ) sonucu verilen hüküm ve kararlar ile, 10. maddesinde "Tapuda bağış suretiyle gerçekleştirilen temliki tasarruflar hakkında; TBK'nın 290, 291,292, 293, 294 ve 295. maddelerine dayanılarak (bağışlamadan rücu koşullarının gerçekleştiği, koşullu bağıştan koşulun yerine getirilmemesi nedeniyle rücu, rücu koşuluyla bağıştan vazgeçme) açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" sonucu verilen hüküm ve kararlar düzenlenmiş olduğundan, davacı da üyelik devrinin muvazaa sebebiyle iptalini talep ettiğinden ve muvazaa davalarına 1....
Bağıştan rücu isteği ayrı bir dava konusu olup, Aile Mahkemeleri’nde bakılmaz. Bu konuda Genel Mahkemeler görevli olup, bağıştan rücu davasının açılıp açılmaması davacının taktirine bağlıdır. Bu davayla bir ilgisi bulunmamaktadır. O halde, aracın edinilmiş mal olduğu, davacıda bağış, irade ve kastı bulunmadığı gözetilerek davacının katılma alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması için bozma sevk edilmesi gerekirken, bağış (gizli bağış) olduğu görüşünden hareketle Yerel Mahkeme hükmünün onanması biçiminde gerçekleşen değerli çoğunluğun görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 19.11.2013 .......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2020 NUMARASI : 2018/29 ESAS, 2020/352 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Bağıştan Rücu Hukuksal Nedeniyle) KARAR : Kocaeli 4....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, koşullu bağıştan rucu sebebine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 3 nolu parselin ... hizmet binası ve santral yapılmak koşulu ile ilgili idareye bedelsiz devredildiğini, ancak koşul yerine getirilmediği gibi taşınmazın satışı için hazırlık yapıldığını öğrendiklerini ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taşınmazın koşulsuz devredildiğini, ayrıca zamanaşımı süresinin de geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın koşullu devrine ilişkin bir kaydın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, bağıştan dönme(rücu); bağışlayanın bağışlanana varması gereken tek yanlı beyanıyla geriye yürüyen(makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....
Dava, bağıştan rücu talebine ilişkin olup, davacı eldeki dava ile, davalıya noterde yapılan taahhütname ile taşınmazının bir bölümünü şartlı şekilde bağışladığını ancak davalının taahhütnamedeki devir yasağı şartına aykırı hareket ettiğini ayrıca bağışın asıl amacı olan hastaneninde aradan geçen yıllara rağmen bitmediğini, kaldı ki taşınmazı devralan şirketle yapılan sözleşmeye hastaneye verilecek isimle ilgili de bir şart koyulmadığını, beyanla taşınmazın rayiç değerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, bağışın asıl amacının hastane yapılması olduğu, hastane inşaatınında devam ettiği, devir yasağının bir yaptırıma bağlanmadığı, 14 yıl sonra rayiç değer talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bağıştan dönme bağışlayanın bağışlanana varması gereken tek yanlı beyanıyla geriye yürüyen ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....
Mahkemece, “461 ada 116 nolu parselin tapu kaydının 1000/1251 payı bakımından iptali ile davacı dernek adına, 251/1251 payın ise, davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline davalı ... tarafından açılan bağıştan rücu etme (zilyetliğin iadesi) davanın reddine" karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümüyle bağıştan rücu davasına yönelik kısmı davalı ... vekili, reddedilen 251/1251 pay bakımından ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Ilgın Noterliğince düzenlenen 27.6.1980 tarih ve 3567 yövmiye numaralı bağış senedine yani kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteği ile BK. nun 244 ve devamı maddeleri gereğince açılan bağıştan rücu davasıdır. Mahkemece, dava konusu 461 ada 116 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının davacı yararına 1000/1251 payı bakımından iptaline karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....
Davalı karşı davacılar, davanın reddini dilemişler,karşılık dava ile de bağıştan rücu ettiklerini belirterek mihir senedinin iptalini talep etmişlerdir. Mahkemece,her iki davanın da reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar karşı davacıların tüm,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı,13.9.2005 tarihli Mihir ve Hibe senedine dayanarak eldeki davayı açmıştır.Davalılar,davacının evi tamamen boşaltarak eşyaları götürdüğünü savunmuşlar,karşılık davaları ile de, davacının annesi ile birlikte kocasına bıçakla saldırdığını, bu nedenle bağıştan rücu ettiklerini belirterek mihir senedinin iptalini talep etmişlerdir....
Karşı davasında ise; davacının, müvekkiline ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, bu nedenle bağıştan rücu edildiğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmazsa bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 30.275 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karşı davanın ise; bağıştan rücu şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davalılar(karşı davacı) vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı taraf, dava dilekçesinde; ziynet eşyaları ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece bedellerine hükmedilmiştir....