Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 295. (818 s. Borçlar Kanununun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir: Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse....

Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 07.06.2012 gün ve 2011/78-2012/260 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık bağıştan dönme ve istirdat istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 05.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Geçerli bir taşınmaz bağışı bulunmadığından davacı bağıştan rücu nedenine dayanarak taşınmazın adına tescilini isteyemez. Davacı, Medeni Kanunun 634. maddesi hükmüne uygun resmi şekilde düzenlenmiş bir akdin varlığını da ileri sürmediğine göre tescil isteğinin kabulü usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur. Dava, münhasıran bağıştan dönme koşullarının varlığı ileri sürülerek açılmış olup, davacı tarafça evlilik birliği içinde edinilen malların alımına katkı iddiasından söz edilmemiştir....

      (BK'nin 246/1.) maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Türk Borçlar Kanunu' nun 295/3, (BK 244/3) maddesine dayanılarak bağıştan dönme hakkı kullanılıp, bağışlayan verdiğini geri isteyebilir. Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin,kapsamının, yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti önem taşımaktadır. Kullanılan sözlerin değil tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren Türk Borçlar Kanunu' nun 297/1 (BK 246/1) maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içinde bağıştan dönme hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması zorunludur....

      O halde, farklı hukuksal nedenlere dayalı açılan davalar arasında kesin hükümden söz edilemeyeceğinden bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.Diğer yandan, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır....

        Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. 3.2.2. Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bağıştan dönme (rücu) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.nın 244/3. TBK.nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır....

            Bağışlanan eşyaların geri istenmesi bağıştan dönme nedenlerinden birinin bulunmasıyla mümkündür. Davalı, bağıştan dönme koşullarının varlığını iddia ve ispat etmiş değildir.Dava konusu 15 çeyrek altın ve 4 adet bileziğin düğün sırasında takıldığı, düğünden sonra bozdurularak balayı için kullanıldığı davalının kabulündedir. Davacı kadının dava konusu ziynet eşyalarını davalıya bağışladığı ispatlanmadığı gibi ortak giderlere katılım karşılığı verildiği de kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, dava ve temyize konu ziynet eşyalarının davalı tarafından balayı için bozdurulduğu ve iade edilmediği davalının ikrarı ve tanık beyanları ile belirlendiğine göre davanın 15 çeyrek altın ve 4 adet 7 gr bilezik yönünden de kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın bu ziynetler yönünden de reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bağıştan rücu hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 290. maddesinde koşullu bağışlamaya yer verilmiş buna göre; “bağışlamanın bir koşula bağlanarak” yapılabileceği ifade edilmiştir. Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. TBK. nun 295. Maddesine göre, bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse, bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....

              Taraflar arasında görülen davada; Davacılar çekişme konusu 5527 ada 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş iken, 1990 yılında yapılan imar çalışmaları sırasında taşınmazın semt spor sahası olarak planlandığını, davalı belediyenin taşınmazdaki paylarını bağışlamalarını talep etmesi üzerine sahip oldukları payları semt spor sahası yapılması amacı ile davalı tarafa bağışladıklarını, ancak aradan uzun bir süre geçmesine rağmen bağış amacına uygun tesis yapılmayıp, taşınmazın halen boş arsa olarak bulunduğu gibi, 30/12/2012 tarih ve 412 sayılı Encümen kararı ile taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiğini öğrendiklerini belirterek bağıştan rücu ile paylarının iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davacıların paylarını belediyeye kayıtsız ve şartsız olarak bağışladıklarını, bağış sırasında koşul öne sürmediklerinden bağıştan dönme nedenlerinin araştırılamayacağını, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu