Davacının Bağ-Kur sigortalılık başlangıç tarihinin oda kaydı başlangıç tarihi olan 30.08.1987 tarihinden itibaren tespitini talep ettiğini eldeki davada, dosyadaki kayıt ve belgelere göre, davacının vergi kayıtları uyarınca 17.05.1993-21.01.1997 ve 20.12.1999 tarihinden beri nakliyecilik faaliyetinde bulunduğu anlaşılmakla birlikte, davacının 04.10.2000 tarihi itibariyle bağkur sigortalılığının tescil edilip sigortalılığının devam ettiğinin dosya içeriği ile belirgin olması karşısında, tescil tarihi ile sınırlı olarak karar verilmesi gerekirken, hukuki yararının bulunmadığı gibi uyuşmazlık konusu da olmayan 04.10.2000 tarihi sonrasına ilişkin karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davacının Bağ-Kur sigortalılık başlangıç tarihinin oda kaydı başlangıç tarihi olan 30.08.1987 tarihinden itibaren tespitini talep ettiğini eldeki davada, dosyadaki kayıt ve belgelere göre, davacının vergi kayıtları uyarınca 17.05.1993-21.01.1997 ve 20.12.1999 tarihinden beri nakliyecilik faaliyetinde bulunduğu anlaşılmakla birlikte, davacının 04.10.2000 tarihi itibariyle bağkur sigortalılığının tescil edilip sigortalılığının devam ettiğinin dosya içeriği ile belirgin olması karşısında, tescil tarihi ile sınırlı olarak karar verilmesi gerekirken, hukuki yararının bulunmadığı gibi uyuşmazlık konusu da olmayan 04.10.2000 tarihi sonrasına ilişkin karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2001 yılına kadar çalıştığını, 2001 yılında kendi isteğiyle işten ayrıldığını, 2001 yılında işten ayrıldıktan sonra bağkur kapsamında taksi çalıştırdığını, bağkur sigortalılığı ile 4/a sigortalılığının aynı anda olamayacağını, resmi belgede üstünlük gereği bağkur kapsamında geçirilen sürelerin 4/a sigortalıymış gibi sayılarak çifte sigortalı kabul edilemeyeceğini, bağkur sigortalılığının davacının iddia ettiği 1980- 2017 arasındaki süreyi kestiğini, 2001 öncesi çalışmalara ilişkin hizmet tespitinin zaman aşımına uğradığını, davacının bağkurlu olduğu dönemde gerek eski çalışması gerekse oğlunun da müvekkili şirkette çalışması nedeni ile rast gele zamanlarda iş yerine uğrayıp çalışanlarla ve şirket yöneticileri ile sohbet ettiğini, bunun bağkur çalışması olarak kabul edilemeyeceğini, kaynak operatörlerinin mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu kapsamında yeterlilik belgesi almaları gerektiğini, davacının mesleki...
Mahkemesi Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 6111 sayılı yapılandırma kanunundan faydalanılması istemine ilişkindir. Mahkeme, bozmaya uyarak hükümde belirtilen gerekçelerle isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Ayrıca, mahkemece davacının tarım bağkur sigortalılığının tespitine yönelik oluşturulan kararda, ... sigortalılığının hangi tarihe kadar devam ettiğinin belirtilmeyip tespite ilişkin sürelerin hangi tarihler arasında geçtiği açıkça gösterilmediğinden infazı mümkün olmayacak şekilde oluşturulmuştur. Hüküm bu haliyle infaza elverişli değildir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının müvekkil kurumdan hizmet sürelerinin tespiti talebi üzerine kurumca yapılan incelemede Sarıcasu Muhtarlığı tarafından doldurulan 7945526579 sicil numaralı bağkur hesabına ait giriş bildirgesinde sigortalılık başlangıç tarihinin 01/03/1992 olarak yazıldığını, 12/07/1996 tarih ve 348 varide numaralı sigortalılık belgesinde ise Sarıcasu Muhtarlığınca belgeye tarım faaliyeti yoktur....
Somut olayda; davacı murisinin bağkur sigortalılığının iptalini gerektirecek bir gerekçe ileri sürülmediği gibi yukarıda da sigortalılık şartlarında açıklandığı üzere sigortalılığının iptalini gerektirecek bir durum da söz konusu değildir. Her ne kadar ilk derece mahkemesi ve İstinaf mahkemesi kararında davacı murisinin prim ödemesi de olmadığından bahsedilmekte ise de davacının 02.03.2015 tarihinde 1.044,52 TL bağkur prim ödemesi yaptığı anlaşıldığından, ödenen primler sigortalılık süresinin tamamını karşılıyorsa primi ödenmiş sigortalılığın yasal şartlara haiz olduğu takdirde iptali söz konusu olmayacağından davanın reddi gerektiği hususu araştırılmamıştır. Ayrıca davacının, 7143 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 76. maddesi koşullarının varlığı halinde sigortalılığının durdurulması gerekirken iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İş Mahkemesi Taraflar arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan Kanunlarda 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddesinde açıklanan hizmet tespiti davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının öngörülmesi karşısında, tescil veya iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı öncesine ait dönem yönünden tarımsal faaliyet ve buna dayalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti söz konusu olamayacaktır. Önemle belirtilmelidir ki tarımsal faaliyete kabul edilebilir (makul) süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ–Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır....
Taraflar arasındaki bağkur sigortalılığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına, yeniden karar vermek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; bilgi ve belge dava dosyası içerisinde ve UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir....