Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL kârdan mahrum kaldığı, öte yandan her ne kadar davacı tarafça ticari itibarinin zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, yasal şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddinin gerektiği gerekçesiyle, taraflar arasında düzenlenen 07.07.2003 tarihli sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespitine, sözleşmeden dolayı davacı tarafça talep edilen 50.000 USD cezai şartın davalının menfaati, kusurlu olması ve sözleşmeye aykırı davranmasının ağırlığı ve ayrıca davalı tarafının ekonomik anlamda mahfına sebep olacağı anlaşılmakla taktiren 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle 25.000 USD’nin dava tarihindeki geçerli kur karşılığı 37.500,00 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine, davacının,10.08.2015 tarihli atiye bırakılan kısım dışında kalan 4449 adet tüpün imalat/depozito değerine yönelik talebinin kabulü ile imalat bedeli olan 82.416,47 TL'nin 64.546,00 TL'sinin haksız fesih tarihi olan 27.06.2006 tarihinden itibaren...

    Öncelikle belirtmek gerekir ki, sözleşmenin haksız feshi halinde kar mahrumiyetinin ne kadarlık bir süre için hesaplanacağı noktasında belirlilik bulunmamaktadır. Kök ve ek raporda ifade edildiği üzere Yargıtay, yerleşik içtihatlarında makul süreden bahsetmektedir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2009/10818 Esas, 2011/10273 Karar sayılı emsal ilamında "Hükme temel alınan bilirkişi raporunda bayilik sözleşmesinin feshinden sonraki dönem davacı zararı, akit devam etmiş olsaydı sözleşmenin sona ermesi gereken sürenin tamamı esas alınarak hesaplanmıştır. Ancak, bu şekildeki tazminat hesaplanması yerinde görülmemiştir. Davacı, davalı bayi dışında başka bir firmayla benzer nitelikte sözleşme yapabilecektir. Esasen, davacının aynı bölgede 2003 yılı içinde başka bir firmayla bayilik sözleşmesi imzaladığı hususu dosya kapsamıyla sabittir....

      DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı şirket arasında 17.09.2010 tarihinden başlamak üzere 15 yıl süreyle kira sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalı şirket arasında ise kira sözleşmesine konu taşınmazda akaryakıt satış ve servis istasyonunun işletmeciliğine konu bayilik sözleşmesi imzalandığı, daha sonra anlaşmanın feshedildiğini, davalının artık akaryakıt istasyonunda faaliyet göstermesinin mümkün olmadığını, davalının bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'na (EPDK) başvuruda bulunduğunu, dağıtım şirketi olarak ....'nin bayisi sıfatıyla almış olduğu bayilik lisansının iptal edildiğini, davalının ....'...

        Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından sunulan defter ve kayıtlara göre; sözleşmenin haksız feshinden ötürü bilirkişice belirlenmiş bulunan 155,35 TL'lik aylık yoksun kaldığı kar miktarının 12 ile çarpılması sonucunda 1.864,27 'lik yoksun kaldığı karın davalıdan tahsilini talep edebileceği, ancak yoksun kalınan kar yönünden talebin 1.000,00 TL olduğu, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise sözleşmenin haksız olarak fesih edilmesinin mutlak olarak davacı tüzel kişiliğinin ticari itibar ve piyasadaki imajına zarar verdiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

          Dava, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı taraf, davalı ile bayilik ilişkisinin 2009 yılında başladığını iddia etmiş ve buna delil olarak da 24/11/2008 tarihli sözleşmeyi sunmuştur. Davalı taraf ise; davacı ile Mayıs 2013 yılında sözleşme yapıldığını, daha önce sözleşme yapılan şirketin farklı bir firma olduğunu savunmuştur.Davacı tarafça ibraz edilen 24/11/2008 tarihli sözleşmenin davacı ile ... Ticaret ve ... Tic. A.Ş. Arasında imzalandığı, davalı şirketin 27/12/2012 tarihinde kurulmasından sonra davacı ile davalı arasında yeni bir bayilik sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmede tarih yazılı olmadığı, davalı tarafça ilk faturanın kesim tarihi olan 28/05/2013 tarihinde yürürlüğe girdiğinin beyan edildiği,Anılan sözleşmenin sözleşmenin süresi başlıklı 4....

            Dava, davalı-bayinin taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde belirlenen miktarın altında LPG alımı nedeniyle sözleşmenin davacı şirketçe feshinden doğan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinde davacının sözleşmeyi haklı olarak haklı feshi halinde sözleşmenin 27.maddesine göre kar mahrumiyeti, 28. maddesine göre de cezai şart talep edebileceği açıktır....

              tazmininin istenebileceği, sırf sözleşmenin haksız feshinin diğer tarafın manevi şahsiyetine ve ticari itibarına zarar vermedikçe manevi tazminat talebini gerektirmediği, olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı T.B.K'nın 49. maddesi gereğince koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

                Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne, manevi tazminat talebi yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av... ile davalı vekili ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin .. tarihinden .. tarihine kadar ... nin ithal etmiş olduğu .. marka araçların Adana münhasır bayii olduğunu, davalı tarafından müvekkiline keşide edilen .....

                  Bayilik Sözleşmesinin 25.04.2013 tarihinde sona erdiğini, davalının haksız davranışlarıyla süresinden önce bayilik sözleşmesinin feshine sebep olduğunu, davalının feshinin haksız ve bayilik sözleşmesine aykırı olması nedeniyle bayilik sözleşmesinin 42/d-3 maddesi uyarınca davalının, müvekkilinin uğradığı müspet zararı yani sözleşme olağan şartlarda devam etseydi elde edecek kârı müvekkiline ödemek zorunda olup, müvekkilinin kâr mahrumiyetinin 117.646,07 TL olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL'nin fesih tarihi olan 07.12.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi) -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, iş aktinin feshinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 9.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 26.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu