Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER: İddia ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Somut olayda öncelikle çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı elatmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Uygulanacak kanun maddesini belirlemek 6100 sayılı HMK'nin 33'üncü maddesine göre hakimin görevi kapsamındadır ve mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurulması gerekir....

    Şti.ne verdiği bayilik yoluyla kullandığını, ancak bayisinin bayilik sözleşmesine aykırı davranarak ... San. ve Tic. A.Ş. ile otogaz satış sözleşmesi yapmış olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, otogaz tesisinin kal’ine ve taraflar arasında muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... San. ve Tic. A.Ş., ... Tekstil Tar. ve Petrol Ürün. Paz. Ltd. Şti. ile aralarındaki sözleşme ilişkisinin devam ettiğini, davanın haksız açıldığını, bu nedenle reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... Tekstil Tar. ve Petrol Ürün. Paz. Ltd. Şti., davacının diğer davalı ile 26.12.2005 tarihinde otogaz satış sözleşmesine onay veren yeni bir sözleşme imzaladıklarını, davacının da onayı ile otogaz satışı yaptığını, otogaz satış sözleşmesinin süresinin de 01.11.2008’de sona ereceğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmişlerdir. Dava, tesis olunan intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair ......

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Somut olayda; davacı uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak muristen kaldığını, davalının yararlanmasına karşı koyduklarını ileri sürerek payına yönelik olarak davalının el atmasını önlenmesi isteminde bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacının istemi hakka dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin bulunmaktadır....

        Sözleşmesine dayalı olan zilyetliğinin korunmasına, haksız ve izinsiz çalılan 5 bloktan oluşan mermerin iadesine veya bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davada davacının zilyetlik iddiasının, arkasında bir hak iddiasını bulundurması, davanın 6100 sayılı HMK'nin 4/1-c madde ve fıkralarında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davası olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1.maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Görev kamu düzenine ilişkin olup aynı zamanda bir dava şartıdır. Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı gibi taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler....

          Davada 11.08.1994 başlangıç tarihli ve 3 yıllık kira sözleşmesine dayanılarak bu sözleşme üzerinde davalıların çıkardıkları muarazanın zilyetliğin korunması suretiyle kaldırılması istenmiştir. Gerçekten, kira sözleşmeleri, kiracıya kişisel hak sağlar ve daima tarafları arasında hüküm ve sonuç meydana getirir. Kiralanan şey kiracıya teslim edilince, kiracı feri zilyet durumuna girer ve bu zilyetlik yasa tarafından korunur (TMK. m.974,981,984). ./.. 2009/11150 - 13190 - 2 - Bu tür davaları görmeye de doğru olarak saptandığı üzere sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Davacının kira sözleşmesine dayanarak zilyetliğin korunması isteminde haklı olup olmadığı ve kira sözleşmesinin geçerliliği ve hukuki durumu görevli mahkemede tartışılacaktır....

            Taraflar arasında 15.12.2006 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmış olduğu, bu sözleşme gereğince de bayilik ilişkisinin devam ettiği keza bayilik sözleşmesini davalı şirket adına şirketin kaşesi üzerine ...'ın imzalamış olduğu ayrıca düzenlenmiş olan 30.11.2006 tarihli taahhütnamenin de aynı şahıs ... tarafından imzalandığı ancak bu taahhütnamede davalı şirketin kaşesinin bulunmadığı dosya içeriği ile sabittir. Anılan taahhütnamede taraflar arasında yapılmış olan bayilik sözleşmesine atıf yapıldığı, bayilik sözleşmesinde şirketin kaşesinin bulunduğu ve bayilik sözleşmesi ile ticari ilişkinin başlayıp devam ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; bayilik sözleşmesini imzalayan kişinin taahhütnamede adının soyadının ve imzanın olmasına rağmen davalı şirketin kaşesinin taahhütnamede, yer almadığı gerekçesiyle bu taahhütnamenin geçersiz olduğunun kabulünde isabet görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması KARAR Davada; davacı, kendisinin kullandığı dava konusu 130 ada 5 parsel üzerindeki binanın üzerine davalı tarafından konulan bir kısım malzeme nedeniyle müdahalenin men'i ve kal davası açtıktan sonra 27.09.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını zilyetliğin korunması şeklinde ıslah ettiğine ve şahsi hakka dayalı olarak davasını sürdürdüğüne göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 nolu kararı ile hazırlanıp 26.01.2003 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                -TL. değer gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, satın alma iddiasına dayalı olarak elatmanın önlenmesinin istendiği, Asliye Hukuk Mahkemesince davanın zilyetliğin korunması olarak nitelendirilmesi nedeniyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davanın satınalma ve bir hakka dayalı olarak açılmış olması nedeniyle H.Y.U.Y.'nın 8/II-3. maddesinde belirtilen zilyetliğin korunması olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla dava tarihi ve değerine göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Çaycuma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/04/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu