WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyanın gönderildiği Asliye hukuk mahkemesi, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tarafların da kabulünde olduğu üzere kira sözleşmesine dayanan zilyetlik nedeniyle elatmanın önlenmesine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK'nin 4.maddesinin 1-a bendinde kira ilişkisinden doğan alacak davaları dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ve bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği, somut olayda zilyetliğin kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı olarak ileri sürülmesi davaya bir hak davası özelliği kazandırsa da Dikili Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/80 Esas, 2014/113 Karar sayılı görevsizlik kararına dayanak olarak gösterilen HGK'nin 25.11.2009 tarihli ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar sayılı kararın uygulama alanının bulunmadığı, anılan HGK'nin kira sözleşmesine dayalı zilyetlik iddiasını değil, bunun dışındaki şahsi hakka dayalı zilyetlik korunması istemlerine ilişken davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi...

    Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....

      Kaldı ki, yukarıda açıklandığı üzere, davacı dilerse TMK'nın 683. maddesine dayalı ayrıca elatmanın önlenmesi davası açma hakkına da sahiptir. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması olan davaya sulh hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Kaldı ki, yukarıda açıklandığı üzere, davacı dilerse TMK'nın 683. maddesine dayalı ayrıca elatmanın önlenmesi davası açma hakkına da sahiptir. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması olan davaya sulh hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, zilyetlik hakkına dayalı elatmanın önlenmesi talebine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması hükümlerine göre görevli olan sulh hukuk mahkemesince çözümlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise zilyetliğin arkasında bulunan bir hakka dayalı olması sebebiyle ve yine dava dilekçesinde davalının men'i müdahalesinin giderilmesi istenildiğinden davaya bakma görevinin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde olması nedeniyle görevsizlik kararı vermiştir....

            Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 25.11.2009 tarihli 2009/9- 518, 2009/573 sayılı kararı da aynı yöndedir. Madde içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, yalnız zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar, dava değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesince görülecektir. Maddede yer alan "sadece zilyetliğin korunması davaları" ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 982. ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin gaspı ve zilyetliğe saldırıdan doğan davalar amaçlanmıştır....

            Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, zilyetliğin tespiti istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi davanın zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir....

              Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

              Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.01.2005 gününde verilen dilekçe ile zilyetliğin korunması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava idari yargının görevi içinde kaldığından dava dilekçesinin reddine dair verilen 17.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 08.08.2002 tarihli iki ayrı kira sözleşmesine dayalı 3 ve 9 numaralı iş yerlerindeki zilyetliğin korunması istemiyle açılmıştır. Davalı ... davacının kiraladığı taşınmazlar üzerinde muaraza çıkarmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu