Genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile sigorta hukuk prensibi itibari ile müvekkili şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah olunan sebeple munzam zarar kavramı ile sorumluluk sigortası kavramı nitelik itibari ile örtüşmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte munzam zarar talep edilmesinin şartlarından biri de borçlunun kusurlu olması olduğunu, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıyı zarara uğratmak maksadı ile ödeme yapılmadığı hususu gerçeği yansıttığını, müvekkili şirket hasar aşamasında 16.909,80 TL tutarında hasar tazminatı ödemesi yaptığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının munzam zararının meydana gelip gelmediğinin tespitinde önem taşıyabileceğinden dava konusu araç üzerinde yerinde inceleme yapılmasını ve aracın güncel durumunun tespitini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle...
Genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile sigorta hukuk prensibi itibari ile müvekkili şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah olunan sebeple munzam zarar kavramı ile sorumluluk sigortası kavramı nitelik itibari ile örtüşmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte munzam zarar talep edilmesinin şartlarından biri de borçlunun kusurlu olması olduğunu, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıyı zarara uğratmak maksadı ile ödeme yapılmadığı hususu gerçeği yansıttığını, müvekkili şirket hasar aşamasında 16.909,80 TL tutarında hasar tazminatı ödemesi yaptığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının munzam zararının meydana gelip gelmediğinin tespitinde önem taşıyabileceğinden dava konusu araç üzerinde yerinde inceleme yapılmasını ve aracın güncel durumunun tespitini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle...
Genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile sigorta hukuk prensibi itibari ile müvekkili şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah olunan sebeple munzam zarar kavramı ile sorumluluk sigortası kavramı nitelik itibari ile örtüşmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte munzam zarar talep edilmesinin şartlarından biri de borçlunun kusurlu olması olduğunu, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıyı zarara uğratmak maksadı ile ödeme yapılmadığı hususu gerçeği yansıttığını, müvekkili şirket hasar aşamasında 16.909,80 TL tutarında hasar tazminatı ödemesi yaptığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının munzam zararının meydana gelip gelmediğinin tespitinde önem taşıyabileceğinden dava konusu araç üzerinde yerinde inceleme yapılmasını ve aracın güncel durumunun tespitini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle...
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....
-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitlerini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, müvekkili şirketin tahkim yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zarar söz konusu olmayıp bakiye tazminat borcu kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplanmış olup bakiye tazminatı ve munzam zarar söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin ödemekle yükümlü olduğu başkaca bir tazminat ödemesi kalmadığını, yapılan ödemeler nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, munzam zarara hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, hesaplama yapılacak ise yürürlükte bulunan ---------- ekine göre yapılması gerektiğini, hesaplama yönteminin yanı sıra gerçek değer kaybının belirlenebilmesi için gerekli kriterlerin incelenmesi, ve bu incelemenin de alanında uzman bilirkişi kanalı...
Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmemiş ve borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Munzam zarardan sorumluluk, borçlunun temerrüde düşmekteki kusuruna dayanan bir sorumluluk olup kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlunun temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlü olup borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir. Borçlu ancak, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını kanıtlayarak munzam zarar sorumluluğundan kurtulabilir....
Uyuşmazlık konusunun temelini oluşturan aşkın (munzam) zarara ilişkin olarak ise TBK’nın 122. maddesi “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....
Maddesine göre de munzam zarara uğradıkları gerekçesi ile şimdilik 500,00 TL munzam zarar olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmek sureti iş bu davanın ikame edildiği, tüm bu nedenlerle Müvekkil şirket tarafından ödeme talebinin haklı olarak reddetmesi ve reddetmesinde kusurunun olmaması sebebiyle davanın reddine, Davacının munzam zararının olduğunu ispat edememesi sebebiyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucu; uyuşmazlığın munzam zarar istemine ilişkin belirsiz alacak davası noktasında toplandığı anlaşıldı....
ile talep edilen zarar arasındaki illiyet bağını gösteren herhangi bir delil sunmadığından HMK m. 190 gereğince ispat yükü üzerinde bulunanın iddiasını ispatlayamadığını, dosya muhteviyatının incelenmesi neticesinde davacının bu yönde herhangi bir zarara uğradığına dair ispati belge sunmadığı gibi varsayımsal ve sadece mevcut ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek talepte bulunduğunu, ne var ki munzam zarar karşılığı olarak da bilinen aşkın zarar talebinin öncelikle davacı tarafından somut olarak ispat edilmesi gerektiğini, diğer taraftan davacı tarafından zamanında tahsil edilmiş olsaydı herhangi bir gelir elde edip etmeyeceği veya zamanında tahsil edememesi nedeniyle kâr/zarar oluşup oluşmayacağının da belirsiz olduğunu, Yargıtay'ın istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, yüksek enflasyon munzam zararın varlığı için yeterli olmadığını, başka...