CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen munzam zarar trafik poliçesi teminat haricinde bir zarar olup davalı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, munzam zararın meydana gelebilmesinin temel koşullarından birisi olan munzam zararın tazmini için borçlunun kusurlu olmasının gerektiğini, somut olayda ise davalı şirketin hiçbir şekilde kusuru bulunmadığını, davalı şirketin süresi içerisinde tüm değerlendirmeleri yapıp ödemelerini yaptığını, fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerektiğini, soyut anlatımlar, muhtemel kar kayıpları, elde edilmesi tahmin edilen gelir kalemlerinin, ülkede salt yüksek enflasyon bulunmasının munzam zararın ispatı için yeterli olmadığını, munzam zararda alacaklının zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu ispat etmesi gerektiğini, yargılamanın gecikmesi nedeniyle borçluya munzam zarar tazmin ettirilemeyeceğini, davalı sigorta şirketinin davacının başvurusunu usul ve yasaya uygun olarak...
(Dairemizin 2012/275 esas-2013/759 karar sayılı kararı) BK 105. maddesinde düzenlenen munzam zarar, borçlunun mütemerrit olması durumunda, alacaklının, temerrüt faiziyle karşılanmayan ve temerrüt faizini aşan zararıdır ve faizden ayrı talep edilebilir. Bu durumda, ...Asliye Ticaret Mahkamesi'nin 2009/240 esas sayılı dosyası için ve o dosyada dava konusu olan sigorta tazminatı ve faizine ilişkin olarak düzenlenen Sulh ve Feragat Protokolünün munzam zarar alacağını kapsamadığı değerlendirilerek, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder. ” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanuni tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukuki kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faizivle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar. borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar. temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm; davacı bankanın (yargılama sırasında alacak Zurich Sigorta AŞ'ne temlik edilmiştir.) dava dışı çalışanları tarafından dava dışı banka murisinin hesabından para çekilerek davalıların hesabına gönderilmesine ilişkin bankacılık işleminden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklı alacak davası olmasına ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamı bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı ... Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2 maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3 maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 05/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810)....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; bankacılık işleminden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı Ankara Bala Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/370 Esas 2017/110 Karar dosyası kapsamında görülen kamulaştırma davasında idare tarafından kamulaştırma bedelinin davalı bankaya müvekkili adına bloke edildiğini, ancak müzekkere gereği ödenmesi gereken kamulaştırma fark bedelinin ödenmediğini, ödenmesi için ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme yapmayan ve haklı sebep ortaya koymayan bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup taraflar arasındaki ilişki bankacılık işleminden kaynaklanmasından ötürü TTK'nın 4/1- f.maddesine göre ve TTK'nın 5.maddesine gereğince Ticaret Mahkemesi görevlidir....
faiz oranları, asgari ücrete ilişkin değişim verileri dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu; ---- tarihlerinde yapılan ödemeler için ---olarak hesaplandığı, Bu tutardan davacı tarafından icra dosyasından tahsil edilmiş 206,64 TL işlemiş faiz tutarının ve tahsil edilen maddi tazminat tutarı 5.000,00 TL'nin düşülmesi neticesinde davacının talep edebileceği munzam zarar tutarının 1.112,98-TL olduğuna ilişkin..." yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Aşkın (munzam) zarar, alacaklının temerrüt faizini aşan zararlarını ifade eder....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, alacağın zamanında tahsil edilememesinden kaynaklı munzam zarar istemine ilişkindir. Munzam zarar, para borçlarında borçlunun temerrüdünün bir sonucu niteliğinde olup TBK.m.122 hükmünde düzenlenmektedir. Munzam zarar için aranan şartlardan ''zarar'' kavramı önem taşımaktadır. TBK .m.122/1 de ''temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa '' ifadesi ile temerrüt faizini aşan bir zararın doğması gerektiğini açıkca belirtmiş ancak zararın türü ve niteliği hususunda bir açıklık bulunmayıp genel esaslara göre bir değerlendirme yapılması gerekmiştir. Zarar dar anlamda maddi zararı ifade etmek için kullanılır. Malvarlığındaki eksilme , alacaklının , zarar veren davranıştan sonra malvarlığının mevcut hali ile bu olay meydana gelmeseydi göstereceği hal arasındaki farkı ifade eder.Munzam zarar da maddi bir zarardır....
Bu halde TBK'nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan-munzam zararın, ülkede varlığı kabul edilen genel ekonomik olumsuzlukların (enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri vb. gibi) “malum ve meşhur” olgular olarak kabulü ile değil, bunlar dışında davacının durumuna özgü somut olaylarla kanıtlanması gerekir. Davacı ileri sürdüğü munzam zararını somut olgularla kanıtlamadıkça zarar miktarının saptanması gerçekçi olmayıp varsayımsal kalacaktır. Somut olayda davacı taraf, enflasyonun olumsuz etkisi sonucu paranın satın alma gücündeki düşüş nedeniyle munzam zararı oluştuğunu, tahsil edilen yasal faizin alacaklının zararını karşılar nitelikte olmadığını belirterek zararın hesaplanmasını ileri sürmüş ise de, davacı tarafın iddiası bu haliyle, muhtemel kâr kaybına ve farz edilen gelire ilişkin olup, munzam zarar niteliğinde olmadığı gibi ,soyut iddia olarak ileri sürülen bu hususlar somut ispat vasıtası olarak dikkate alınması da mümkün değildir....