Davalı vekili, teminat mektubunun süresinin en son 12.08.2013 tarihine kadar uzatıldığını, davacı idarenin 18.07.2013 tarihinde iadeli taahütlü mektupla teminat mektubunun aslını gönderdiğini, teminat mektubunun nakte çevrilmesi talebine ilişkin bir yazının iadeli taahhütlü zarftan çıkmadığını, teminat mektubunun aslının sunulmasının müvekkili bankanın ibra edildiği anlamına geldiğini, davacı idarenin 14.08.2013 tarihli tazmin talep eden yazısının teminat mektubunun süresinden sonra olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporunda teminat mektubunun davalı müflis ... dışındaki davalılarla ilgisinin bulunmadığı, müflis şirkete ait 2002-2003 yılı defterlerinin incelenmesi gerektiğinin bildirildiği, iflas müdürlüğüne yazı yazılarak dava konusu alacak kaydının yapılıp yapılmadığının sorulduğu ve herhangi bir kaydın olmadığının bildirildiği, 2002 ve 2003 yıllarına ait defterlerin ibrazı da istenmiş ise de, herhangi bir defter ibraz edilmediği, bu durumda bilirkişinin istediği defterlerin incelenme olanağının bulunmadığı, ticari ilişkinin davacı ile davalı ... arasında geçtiği ve teminat mektubunun da bu şirketle ilgili olup, diğer davalıların bir ilgilerinin bulunmadığı, dosya kapsamına göre teminat mektubunun herhangi bir geçerliliğinin olmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle, davalı ... yönünden davanın kabulüne, dava konusu 14/03/2002 tarih, 28660 nolu 5.000-TL' lik teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, davalı TMSF yönünden davanın husumet nedeniyle...
üstlenilmesi işlemleri gibi garanti faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri, bu nedenle teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti davasının------ sayılı yasa kapsamında kaldığı, ------Asliye Ticaret Mahkemelerince karara bağlanması gerektiğinden anılan mahkemelere dava dosyasının tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna iadesine, mahkememiz Esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
-TL tutarlı teminat mektubu verildiğini, sözleşmenin 07.01.2011-08.05.2011 tarihleri arasında geçerli olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ihtarlara rağmen davalının teminat mektubunu iade etmediğini, bankaya 770.-TL komisyon ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitini, davacıya iadesini, 770.-TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan tazminat talebine yönelik olarak feragat beyanında bulunmuştur....
bulunduğu, eldeki davanın açılmasından itibaren uzun süre geçtiği, ancak dava dilekçesinde bu dosyaların mahkemeye bildirilmediği, yargılama sırasında davalı vekili tarafından farklı tarihlerde yeni dosyaların bildirilmeye devam edildiği, davanın zamansız açıldığı, 246.426,75.TL tutarındaki teminat mektubunun iade talebinin konusuz kaldığı, bugün itibariyle diğer teminat mektubunun iadesi koşulları oluşmadığı gibi davacının fazla ödemesi olduğunu söylemenin mümkün olmadığı gerekçesi ile asıl davada; 246.426,75.TL tutarındaki teminat mektubunun iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 492.853,50.TL tutarındaki teminat mektubunun hükümsüzlüğü ve ödenen komisyon bedellerinin tahsili talebinin reddine, birleşen davanın da reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalılarca, davaya konu teminat mektubunun süresinden sonra usule aykırı şekilde tazmin edildiği iddia edilmiş ise de, celp edilen ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, 24/09/2020 T., .... sayılı kararı incelendiğinde, davaya konu teminat mektubunun, tazmin edilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili, gayri nakdi teminat mektubunun iadesi mümkün olmaz ise 10.000,00 TL nin bloke hesaba yatırılmasının takipte istendiğini, bu nedenle davacının verilen teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
Bu sebeple bu tür banka teminat mektuplarının esas itibariyle muhatap lehine olduğu kabul edilmekte olup, banka, lehdarın her uyarısını değil, likit delillere dayanan uyarısını dikkate almak zorundadır. Davacı, teminat mektubunun lehdarı, davalı ise muhatabıdır. Teminat mektubunun iadesi için sadece SSK'dan alınacak ilişiksiz belgenin sunulması yeterli olmayıp, yüklenici davacı tarafından işçilere işçi alacaklarının ödenmesi de gerekmektedir. Dairemizin emsal kararları da bu yöndedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2018 NUMARASI : 2016/570 2018/263 DAVA KONUSU : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti KARAR : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı 5M Sosyal Hizmetler İnşaat Gıda Elektronik Tekstil Taşımacılık Otomotiv T3 Limited Şirketi arasında, Ankara 57....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 22/05/2014 NUMARASI : 2014/97-2014/308 Taraflar arasındaki banka teminat mektubunun iadesi ve depo edilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirketin 2006 yılından bu yana sözleşme ilişkisi içinde olduğunu, sözleşmelerin 20.07.2013 tarihinde sona erdiğini, bu tarihten itibaren davalı şirkete teslim edilen teminat mektuplarının müvekkili şirkete iade edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 14 ve 15. maddelerinde teminat mektuplarının iadesi koşullarının düzenlendiğini ve müvekkilinin bu şartları yerine getirdiğini ileri sürerek, teminat mektupları yönünden borçlu olunmadığının tespiti ile davaya konu teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....