A.Ş ve kefiller ile imzalanmış birden fazla sözleşme bulunduğunu, bu genel kredi sözleşmelerinin kefillerin müşterek borçlu ve müteselsil kefaletini öngördüğünü ve ayrıca süresiz nitelikte olduklarını, kefalet ilişkisi sona ermediğinden, genel kredi sözleşmesi gereği sorumluluklarının devam ettiğini, davalıların banka talep ettiğinde teminat mektuplarını depo etme ve komisyon bedellerini ödeme yükümlülükleri bulunduğunu, Genel kredi sözleşmelerinin 12. maddesinde " bankanın nakit depo edilmesini veya ek teminat verilmesini isteme yetkisi" düzenlenmiş olup maddenin 1. fıkrasının metninin "Banka, dilediği her zaman, kullandırılan kredi karşılığında, müşterinin borçlarından gerekli gördüğü kısmına teminat olmak üzere, tayin edeceği miktarda nakdin depo edilmesini isteyebilir....
Başvuruya eklenen teminat mektubu ve teyit yazısının sahte olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle bankaca 15.11.2017 tarihli yazı ile teminat mektubu aslının 24.08.2017 tarihinde bankaya iade edilmesi nedeniyle riskin kapatıldığı ve ödeme yapılmayacağının bildirildiği görülmüştür. Davalı bankaca, lehtara teslim edilen teminat mektubunun, muhataba teslim edilmediği, lehdar tarafından da bankadan teyit istenmeden ve teminat mektubu aslı alınmadan, teminat mektubunun iade edildiğinin ileri sürülmesi karşısında, banka ile muhatap arasında geçerli bir garanti sözleşmesinin kurulduğundan söz edilemez. Teminat mektubunun davacının elinden rızası dışında çıktığı olgusu da kanıtlanmamıştır. Bu durumda, bankaca teminat mektubunun doğrudan muhataba teslim edilmemesi ve lehtara teslim edilen mektubun bir süre sonra aslının iade edilmesi nedeniyle geçerli bir garanti sözleşmesi ilişkisinden söz edilemeyeceğinden, davacının, bu mektuba dayanarak tazmin talebinde bulunması mümkün değildir....
İcra müdürlüğünce yapılan 28.5.2015 tarihli dosya hesabına göre bakiye borç miktarının 268.491,79 TL olduğu ve bu tutarı karşılar nitelikte olan 274.000,00 TL bedelli teminat mektubunun 15.6.2015 tarihinde icra müdürlüğüne sunulduğu anlaşıldığından, borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı (asıl alacak ve fer'ileri) icra dairesine depo edilmiş olmakla, mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, ikinci kez 287.000,00 TL tutarındaki teminat mektubu alınmak suretiyle hacizlerin kaldırılması yerinde olmadığı gibi mahkemece fuzuli olarak alınan 287.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun borçluya iadesi talebinin reddi de isabetsizdir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK 36. maddesi gereği teminat mektubunun iadesi isteminin reddine ilişkin müdürlük işlemini şikayet niteliğinde olup, bu karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesin olup istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından davacının ve davalının istinaf başvurusunun İİK'nun 363, 365/son maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda çözülmesi gereken husus teminat mektubunun şikayet eden yönünden İİK 361. maddesi kapsamında "para" hükmünde olup olmadığıdır. Banka teminat mektuplarının hukuki niteliği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Banka teminat mektuplarının doktrinde ve uygulamada başlangıçta kefalet sözleşmesi niteliğinde olduğu kabul edilmekteyken, Yargıtay’ın 1967 ve 1969 tarihi İçtihadı Birleştirme Kararları ile birlikte bankanın, lehdar ile muhatap arasındaki asıl borç ilişkisinden bağımsız bir teminat taahhüdünde bulunduğu dolayısıyla teminat mektubunun garanti sözleşmesi niteliğinde olduğu fikri hakim olmuştur. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/2273 Esas ve 2018/4885 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere teminat mektuplarının kıymetli evrak niteliği bulunmamaktadır. Banka ile muhatap arasında garanti sözleşmesi niteliğinde olan teminat mektubunda lehtar, âkit durumda değildir....
Şubesince düzenlenen lehtarı davacı ve 07.02.2010 tarihine kadar süreli olan, 35.340,00 TL tutarlı teminat mektubunun davacıya iadesi de istenmiştir. Davalı vekili, sözü edilen teminat mektubunun davanın yargılaması aşamasında davacıya iade olunduğunu savunmuş olmasına karşın, teminat mektubunun iadesine ilişkin yazılı delil sunmamıştır. Davacı taraf ise, teminat mektubunun geri verilmediğini bildirmiştir. Mahkemece, teminat mektubunun davacıya iade olunup olunmadığı ya da keşideci bankaya geri verilip verilmediği araştırılmamıştır. Teminat mektubunun davanın yargılaması aşamasında iade edilmesi durumunda; buna ilişkin davanın konusu kalmayacağından teminat mektubu iadesi davasında mahkemece, “davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” ve bu davayla ilgili dava tarihindeki tarafların haklılık durumu değerlendirilerek yarglıma giderlerinin hükmedilmesine karar verilmesi gerekmektedir....
HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ: 20/06/2018 DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli) GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ: 21/02/2023 İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK'nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Üye hakimin görüşü değerlendirildi....
A.Ş., ... ve..., ... ... ... AŞ, ........ 412.800,00 TL bedelli teminat mektubunun tebliğinden itibaren 24 saat içinde depo edilmesinin istenildiği, kât ihtarının asıl borçlu şirkete 12/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 29/11/2007 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin davacı banka ile davalı ... ... ... A.Ş., arasında 1.500.000,00 TL limitle imzalandığı, ....... 04/06/2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin davacı banka ile davalı ... ... ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve asıl kredi borçlusu lehine 32.200,00 TL tutarlı bir adet teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun iadesi ve bedelinin deposuna ve teminat mektubu devre komisyon borcundan kaynaklı nakdi alacağın tahsiline yönelik taleplerinin yerine getirilmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine açılan davanın reddedildiğini, mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu ve kararın teminat mektubunun tespitine ilişkin hatalı olduğunu, 32.100,00 TL tutarlı teminat mektubunun 23.07.2014 tarihinde müvekkili bankaya iade edildiğini, bu sebeple teminat mektubunun itirazın iptali davasına konu edilmediğini, diğer taraftan davalı ile banka arasında imzalanmış genel kredi sözleşmelerinin kefalete ilişkin açık hükmü karşısında bilirkişinin sözleşmede gayri nakdi kredi ve teminat mektubunun deposuna ilişkin açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle teminat mektubunun deposunun kefilden...
- K A R A R - Davacı vekili,müvekkil şirketi tarafından 25/02/2000 tarihli 8.000 TL bedelli banka teminat mektubu verildiğini,bir süre sonra müvekkil şirketinin başka bir elektrik dağıtım firması ile çalışmaya başlaması üzerine davalı şirkete verilen teminat mektubunun iadesi talep edildiğini, davalı şirketin sözlü olarak teminat mektubunun kurum nezdinde iken kaybolduğunu belirttiklerini,dava dışı .. tarafından mektuba ilişkin cevabı yazıda teminat mektubunun şirket muhasebe kayıtlarına alınmadığı ve hükmünün olmadığının belirtildiğini, ayrıca davalı şirketten dava konusu teminat mektubunun hükümsüz olduğunu belirten 21/06/2013 tarihli ibraname alındığını, banka tarafından ibranamede imzası bulunan şahısların davalı şirketi temsile ve imzaya yetkili olduğunu gösterir imza sirkülerini talep ettiğini, davalı şirketin de özelleştirme sürecinde olduklarından bahisle imza sirkülerini veremeyeceklerini beyan etmeleri nedeni ile müvekkili...