İlki soybağının reddi, ikincisi ile babalık davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla, baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. (TMK'nun 282/1-2 md.) Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. (TMK'nun 285/1. mad.) Bu halde, çocukla baba arasındaki soybağı, çocuğun evlilik içinde doğması ile kendiliğinden kurulur. Bu durumda koca; karısının doğurduğu çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek ana ve çocuğa karşı, soybağının reddi davasını açabilir. Çocuk da dava hakkında sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. İşte davacının açtığı ilk dava budur. Evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle de kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. (TMK'nun 301. md). Bu dava, ana ve çocuk tarafından babaya, baba ölmüş ise mirasçılarına karşı açılır. Davacının açtığı ikinci dava da babalık davasıdır....
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından veya çocuk adına açılan babalık davalarında artık herhangi bir hak düşürücü süre söz konusu değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesinde, ana baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı; 426/2. maddesinde ise yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı; 301. maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesinde babalık davasına bağlı olarak annenin mali hakları düzenlenmiştir. Anne, babalık davası ile birlikte veya ayrı ayrı olarak baba veya mirasçılarından anılan maddede sayılan mali haklarını isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nda, annenin 304. maddesindeki mali hakların ne zaman istenebileceğine ilişkin bir süre şartı öngörülmemiştir....
TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Yukarıda belirtildiği üzere soy bağının reddi davası babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır....
Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez. Değerli çoğunluk gerekçesinde 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (Resmi Gazete: 29 Nisan 2006 - Sayı : 26153) Geçici Madde 5 hükmüne dayanmaktadır. Gerçekten Geçici Madde 5 hükmü ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de yürürlükten kaldırılmış mıdır? Başka bir anlatımla babalık davalarında bundan sonra ana hanesine tescil edilen çocukların babalığa hüküm kararı sonucu “baba hanelerine nakline” karar verilmesi bir zorunluluk mudur/“emredici” bir hüküm müdür?...
Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez. Değerli çoğunluk gerekçesinde 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (Resmi Gazete: 29 Nisan 2006 - Sayı : 26153) Geçici Madde 5 hükmüne dayanmaktadır. Gerçekten Geçici Madde 5 hükmü ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de yürürlükten kaldırılmış mıdır? Başka bir anlatımla babalık davalarında bundan sonra ana hanesine tescil edilen çocukların babalığa hüküm kararı sonucu “baba hanelerine nakline” karar verilmesi bir zorunluluk mudur/“emredici” bir hüküm müdür?...
Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' yer almaktadır. Mahkemece davanın Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye ihbarı sağlanmadan aynı Yasanın 426/2 maddesi uyarınca yasal temsilci davacı anne ile küçüğün menfaatlerinin çatışması nedeniyle çocuğa kayyım atanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Kabule göre de; Türk Medeni Kanunu'nun 304. maddesinde yer alan ananın mali haklarına ilişkin talep babalık davasının eki niteliğinde olup harca tabi olmadan babalık davası içinde görülmesine engel bir hüküm bulunmamaktadır. Yine aynı Yasanın 333. maddesinde ise babalık davalarında nafaka istenebileceği düzenlenmiştir. Mahkemece hatalı gerekçe ile bu talepler hakkında ret hükmü kurulması, Doğru görülmemiştir....
Davanın kabulü halinde, her iki dava türünde de nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmasının gerekmesi nedeniyle, benzer sonuçlara sahip bu davalar arasında görevli mahkemenin belirlenmesi için davanın vasfının doğru olarak tayin edilmesi önem kazanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nun 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise "anne ile evlenme", "tanıma" ve "hakimin hükmü" ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir. TMK'nun 285. maddesinde yer alan "Babalık karinesi" uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacı ile değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacı ile dava açılabilir....
Noterliği’nin 25.12.2009 tarihli, 30362 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki tanıma senedi ile tanıyarak kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği iddiasıyla çocuğun soybağını değiştirme suçundan açılan kamu davasında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- İncelenmesine gerek görülen ve davacılar üzerine kayıt edilmiş 18121340684 kimlik numaralı ...’ın nüfusa kaydına dayanak oluşturan doğum kaydı ve belgelerin (hangi nedenle kayıt edildiği, babalık, tanıma, af, doğum gibi) ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma (Tenfiz) Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *Davacı vekiline ara kararı ile verilen kesin mehilin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun m.163 hükmüne uygun olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.10.2007...