Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sattığını, muhdesatın değerinin arsanın değerinden fazla olduğunu belirterek asıl davanın reddini savunmuş, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa fazlaya ilişkin hakkı saklı tutarak 5.000,00TL'nin tahsilini dava ve talep etmiştir. Mahkemece, davacı-karşı davalının açmış olduğu elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, davalı-karşı davacının ... ilçesi ......

    Diğer taraftan; temliken tescil isteyen davacıların murisinin taşınmaz çapa bağlandıktan sonra 1991 ve 2003 yıllarında taşınmaza binalar yaptığı davacıların kabulünde olup, davacılar bu yapılanmanın harici satış nedeniyle iyiniyetli olduğunu iddia etmişlerse de; harici satışa ilişkin yazılı belge sunmadıkları gibi, karşı tarafa yönelttikleri yeminin eda edilmiş olması karşısında harici satış olgusunu kanıtlayamamışlardır. Kaldı ki, taşınmazın kısmen haricen satın alındığı ileri sürülen tarih itibariyle tapu kaydı elbirliği mülkiyetine tabi olup, mirasçılardan birisinin tek başına yaptığı temliki sözleşmeye değer verme olanağı da bulunmamaktadır. O halde; mahkemece, temliken tescilin subjektif (-iyiniyet-) koşulu ile ......

      (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmaz üzerinde 3 katlı bina mevcut olup bu bina yapıldıktan sonra, davacıların murisi ..., annesi ...’dan 1979 yılında taşınmazı satın almıştır. Söz konusu satış nedeniyle muris ...’ın diğer mirasçıları, muris ...’in mirasçılarına karşı muvazaa nedeniyle ......

        Hukuk Dairesi'nin 2015/12040 Esas, 2016/1656 Karar nolu ilamı) Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmaza davalıların rızası dahilinde davalılardan Erdoğan'ın hissesine isabet edecek şekilde yapı inşa ettiğinin, yapının değerinin arsa bedelinden yüksek olduğunun ileri sürülerek TMK'nın 724. maddesi uyarınca temliken tescil, olmazsa tazminat talebinde bulunulduğu, mahkemece temliken tescil talebinin reddedilerek tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine yönelik kararın verildiği, davalılar vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller dikkate alındığında davacının iyi niyetli olduğu, ifrazın mümkün olmaması nedeniyle temliken tescilin şartlarının oluşmadığı, davalı Erdoğan'a isabet eden yere ev yapımına her iki davalının rızasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar yerinde değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.7.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal birleşen dava temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi, kal davasının kabulüne temliken tescil davasının reddine dair verilen 28.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, ... maliki olduğu 30 parsel sayılı taşınmazına davalı ... 'ın bina inşaa ederek elattığını bunun önlenmesini ve inşaatın kalini istemiştir. Birleşen davada ise ... ve ... 30 parsel sayılı taşınmazda kullandıkları 1050 ve 900 m2 lik yerleri davalı ...'...

          Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı kooperatif, dava konusu taşınmazı alabalık çiftliği kurmak amacıyla taşınmazın o tarihteki maliki..... kiralamış olup taşınmaz üzerinde iyiniyetli olarak balık üretim tesisleri inşa ettiklerini ileri sürmüş ise de kiralama işleminin kiracıya şahsi hak sağladığı, kiracılık sıfatı nedeniyle taşınmaz üzerine yapılan tesis nedeniyle iyi niyet iddiasında bulunmanın mümkün olmadığı bu haliyle temliken tescil koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın temliken tescil koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın konusuz kaldığından bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

            Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın bina nedeniyle temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ayrı ayrı davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşkın bina nedeniyle açılan temliken tescil istemine ilişkindir. Davacılar, dava konusu 9248 ada 19 parselde bulunan bağımsız bölümlerin maliki olduklarını, davalının taşınmazının kendi taşınmazlarına bitişik olduğunu, binanın yapımı sırasında kasıtlı olmaksızın davalının arsasının bir kısmının kullanıldığından bahisle tecavüzlü kısmın bulunduğu bölümün davacılar adına tescilini istemiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından 19.042018 tarih ve 2017/29 Esas 2018/316 Karar sayılı kararında özetle; ".temliken tescil isteyen davacının murisine ait olduğu taşınmaz üzerinde bina yapan ve diğerlerinin de yasal miras oranında pay sahibi olduğunu bilen davacının ve bina sahibinin iyiniyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığını, TMK 724.maddesi kapsamında temliken tescil koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine," dair karar verilmiştir....

                temliken tescil karşılığında, davacı lehine belirlenen bu bedele hükmetmek olmalıdır…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu