Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde,bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir. Bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm; bağıştan rücu talebine ilişkindirDavanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 19.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, bağıştan rücu nedeniyle alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.092016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, bağıştan rücu şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline ilişkin olarak verilen karar Dairece, Borçlar Kanunun 246. maddesine göre öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkının kullanılmadığı, davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiği hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bağıştan dönme hakkının kullanılmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Maddesi uyarınca açılmaması halinde, bağıştan rücu davasının reddi gerektiği açıkça rapor edildiğini, zaten Yerel Mahkeme de iş bu heyet raporu doğrultusunda karara çıkmış ve ilk hükmünde boşanma davasının "zina" veya "hayata kast" nedeniyle açılmamış olması gerekçesiyle bağıştan rücu davasını reddettiğini, o halde şimdi ki kararında Yerel Mahkeme neden bilirkişi heyet raporunda ki saptamadan hiç bahsetmeden, adeta raporu yok sayarak hüküm kurmasını anlamanın mümkün olmadığını, özellikle, Bilirkişi Heyeti'nin raporuna dayanak olarak, Yargıtay 8.H.D. 18.11.2013 tarih, 2013/5054 E. ve 2013/16861 K....
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı ve davalı arasında davaya konu edilen 195.000,00 TL para bağışına ilişkin bağışlama akdinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ...’a bağışladığı miktarın 190.000,00 TL'sine yönelik bağıştan rücu etmek suretiyle kendisine iade kararı verilmesini talep ederek bu miktarın davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacı ve davalı arasında davaya konu edilen 195.000,00 TL para bağışına ilişkin bağışlama akdinin iptaline karar verilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde; davacının talebi bağıştan rücu ettiğinin belirlenmesiyle bir miktarının iade talebine ilişki olmakla mahkemece, 195.000,00 TL olan bağış sözleşmesinin tamamen iptaline karar verilmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce, 6100 Sayılı HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, mehir senedi ile davalıya bağışlanan takıların bağıştan rücu nedeniyle iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....
Buna göre, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244 ve devamı maddeleri uyarınca bağıştan rücu istemine ilişkindir. Bu bağlamda dosyanın Yargıtay'a ilk geliş tarihinde ya da geri çevirme sonrası geldiği tarihte temyiz incelemesi ile dairemizin görevli olmamasına göre; temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 20.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın bedelinin kendisi tarafından ödenmesine rağmen, jest olması ve ileride çocuklarına kalması amacıyla davalı eşi adına tescil edildiğini, işlemin aslında bir bağış olduğunu, ancak davalının kötü davranması ve sadakat yükümlülüğüne uymaması nedeniyle davalı aleyhine boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davası açtığını, bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ) 200.000,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, taşınmazın aile birliği içerisinde kurulmuş olan ... Yapı İnş. Ltd. Şti. adına kullanılan kredi ile satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalı vekili, idari yargının görevli olduğunu, bağışlamanın koşula bağlı olmadığının tapu kaydından anlaşıldığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bağıştan rücu koşullarının da oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, tapu iptaline yönelik kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacıların paylarının belirtilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davacıların payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....