ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2019 NUMARASI : 2015/356 ESAS, 2019/379 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Şükrü Hanlı Baydın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T4 müvekkilinin 1994 senesinde boşandığı ikinci eşinden olan kızı olduğunu, beş sene süren ilk evliliğini 23 yaşında yaptığını, bu eşinden de Esen Deniz ve Dilek...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2019 NUMARASI : 2015/356 ESAS, 2019/379 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Şükrü Hanlı Baydın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T4 müvekkilinin 1994 senesinde boşandığı ikinci eşinden olan kızı olduğunu, beş sene süren ilk evliliğini 23 yaşında yaptığını, bu eşinden de Esen Deniz ve Dilek...
Bu konuda Genel Mahkemeler görevli olup, bağıştan rücu davasının açılıp açılmaması davacının taktirine bağlıdır. Bu davayla bir ilgisi bulunmamaktadır. O halde, aracın edinilmiş mal olduğu, davacıda bağış, irade ve kastı bulunmadığı gözetilerek davacının katılma alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması için bozma sevk edilmesi gerekirken, bağış (gizli bağış) olduğu görüşünden hareketle Yerel Mahkeme hükmünün onanması biçiminde gerçekleşen değerli çoğunluğun görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 19.11.2013 .......
Davalı T10 vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazla ilgili senedin imza edildiği dönemde taşınmazın tapu kaydının bulunmadığını, taşınmazın kadastro tespiti sırasında Emiruşağı Köyü tüzel kişiliğine hibe edildiğinin tespit edildiğini ve bu haliyle taşınmazın hazine adına tescil edildiği, tapuda şarta bağlı bir bağıştan bahsedilmediği, bağışın kayıtsız ve şartsız yapıldığını, bağış sonrasında ilgili yerde sağlık evinin yapıldığı fakat gelişen ve değişen şartlar gereğince 25 yıl sonra dahi neden bu taşınmazın halen sağlık ocağı olarak kullanılmadığının sorulmasının kuşku uyandırdığını, 818 Sayılı Borçlar Kanunu gereğince mirasçıların bağımsız olarak bağıştan rücu haklarının bulunmadığını, bağışlayan T4 27.08.1998 tarihinde vefat ettiğini, kendisinin vefatından önce bağıştan dönme tasarrufunda bulunmadığını, kaldı ki bağıştan dönme şartlarının da gerçekleşmemiş olduğunu, mirasçıların murisin yaptığı bağış sözleşmesinden dönme/rücu/iptal hakkının bulunmadığını, protokolden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil- Bağıştan Rücu - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; görevsizlik kararı ile reddedilen tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının bağıştan rücu ve alacak davasında verilen görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının reddedilen tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....
Temyize konu dava, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 244 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 295.vd.) maddeleri gereğince bağıştan rücuya dayalı bedel isteğine ilişkindir. Bağıştan rücu nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın kanuni dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanununun 244 vd.( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 295 vd.) maddeleri olduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yeri dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemelerdir. Dava, Aile Mahkemesine açılmış ve hükme bağlanmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bağıştan rücu davasında görevli mahkemenin aile mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, bağıştan rücu davasına ilişkin ''Bağışlayan geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içerisinde bağışlamayı geri alabilir" hükmü gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, altın, ziynet ve eşyalara ilişkin alacak davası ile ilgili taraflarınca açılan davanın Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/63 E.ve 2015/375 sayılı kararı ile kabul ile sonuçlanmış olduğu ve ortada bir mahkeme kararının bulunduğu, nafakanın kaldırılması talebine ilişkin davanın usule aykırı olarak bağıştan rücu davasıyla birlikte açıldığı, müvekkil ile adı geçen Mevlüt ile ilgili birlikteliğin tarafların boşanma davasına ilişkin boşanma kararı verilmesinden sonra olduğu, boşanma kararının da kesinleştiği savunarak, davanın reddini istemiştir....
her şart altında binanın bağış amacı dışında atıl olarak bırakılmasının kabul edilemeyeceğini, binanın boş olduğu konusunda delil tespiti yapıldığını, bu tespite davalı tarafından itirazda bulunulmadığını, amacına aykırı olarak kullanılan bağış akitlerinden bağışlayan tarafın bağıştan rücu hakkı bulunduğunu belirterek Manisa ili, Turgutlu ilçesi, 5.mıntıka 2498 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili dernek adına tescilini talep etmiştir....
Davalı, taşınmaz devrinin bağış değil satış suretiyle yapıldığını, taşınmazın evlenme vaadi ile verilmediğini, emekli maaşı ve vefat eden eşinden maaş aldığını, kira gelirinin olduğunu, bağıştan rücu sebebine dayanıldığını, davacının oğlu ile ilişkisinin 2010 yılı Eylül ayında bittiğini davanın 1 senelik sürede açılmadığını, ayrıca bağıştan rücu koşullarının da gerçekleşmediğini, davaya konu taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasını yazılı delille kanıtlayamadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ......'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ:TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, dava konusu 11171 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını imar planında belirtilen şekilde pazar alanı yapılması koşuluyla davalı belediyeye bağışladıklarını, ancak dava tarihine kadar bağış koşulunun yerine getirilmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bağış koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı....