Dava, bağıştan rücu talebine ilişkin olup, davacı eldeki dava ile, davalıya noterde yapılan taahhütname ile taşınmazının bir bölümünü şartlı şekilde bağışladığını ancak davalının taahhütnamedeki devir yasağı şartına aykırı hareket ettiğini ayrıca bağışın asıl amacı olan hastaneninde aradan geçen yıllara rağmen bitmediğini, kaldı ki taşınmazı devralan şirketle yapılan sözleşmeye hastaneye verilecek isimle ilgili de bir şart koyulmadığını, beyanla taşınmazın rayiç değerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, bağışın asıl amacının hastane yapılması olduğu, hastane inşaatınında devam ettiği, devir yasağının bir yaptırıma bağlanmadığı, 14 yıl sonra rayiç değer talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bağıştan dönme bağışlayanın bağışlanana varması gereken tek yanlı beyanıyla geriye yürüyen ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....
Davacı bu olgular karşısında Borçlar Kanun'un 39 hile ve 295 vd. maddesinde öngörülen rücu koşulların gerçekleştiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.nın 244/3. TBK.nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir....
Bir an için Yerel Mahkeme'nin davanın bağıştan rücu nedenine dayalı tapu iptali ve tescil nedenine dayalı olarak açıldığına ilişkin nitelemesi dikkate alınırsa; kural olarak öncesi tapusuz olan taşınmaz menkul mal nitelğinde olup; satış, bağış ve teslim ile mülkiyetin karşı tarafa geçeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, Borçlar Kanunu'nun 244. maddesinde düzenlenen bağıştan rücu iddia ve ispat şartları itibariyle birbirinden farklı hukuki düzenlemelerdir. Mahkemece, davacının tespit öncesi zilyetlik hukuki nedenine dayanarak kadastroda davalı oğulları adına yapılan hileli tespit ve tescil nedeniyle talepte bulunduğunun kabulü ile tarafların varsa tüm delilleri toplanarak değerlendirildikten sonra oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun olmayan niteleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bağışlamadan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.Bağıştan dönme (rücu), bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. 2.Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir....
Davalı karşı davacılar, davanın reddini dilemişler,karşılık dava ile de bağıştan rücu ettiklerini belirterek mihir senedinin iptalini talep etmişlerdir. Mahkemece,her iki davanın da reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar karşı davacıların tüm,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı,13.9.2005 tarihli Mihir ve Hibe senedine dayanarak eldeki davayı açmıştır.Davalılar,davacının evi tamamen boşaltarak eşyaları götürdüğünü savunmuşlar,karşılık davaları ile de, davacının annesi ile birlikte kocasına bıçakla saldırdığını, bu nedenle bağıştan rücu ettiklerini belirterek mihir senedinin iptalini talep etmişlerdir....
Karşı davasında ise; davacının, müvekkiline ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, bu nedenle bağıştan rücu edildiğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmazsa bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 30.275 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karşı davanın ise; bağıştan rücu şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davalılar(karşı davacı) vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı taraf, dava dilekçesinde; ziynet eşyaları ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece bedellerine hükmedilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/336 ESAS, 2020/471 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle davalıya takılan ziynetlere dair bağıştan rücu beyanı ile mülkiyetin müvekkiline aidiyetinin tespiti ve davalının uhdesinde kalan altınların aynen iadesi mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 6/06/2016 tarihinde verilen dilekçeyle bağıştan rücu hukuksal nedenine dayanan tapu kaydının ve dava konusu aracın trafik sicil kaydının iptali ile davacı adına tescili talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 11/12/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayanan tapu kaydının ve dava konusu aracın trafik sicil kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı, taraflar arasında yapılmış bir bağış işleminin bulunduğunu ve bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; ... plaka sayılı kanal kazıyıcı ve yükleyici iş makinenin davacı şirkete iadesine, ecri misil talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile kapatılarak davalı Belediyeye devredilmesinden önce kullanılmak üzere ... Belediyesine teslim edilen iş makinesinin tarafına iadesine ve teslim edileceği tarihe kadar kullanım ücreti ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ise bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddini dilemiştir. Davacı, dava dilekçesinde dava değerini 1.000,00 TL olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harç yatırmıştır....