Bağışlanan eşyaların geri istenmesi bağıştan dönme nedenlerinden birinin bulunmasıyla mümkündür. Davalı, bağıştan dönme koşullarının varlığını iddia ve ispat etmiş değildir.Dava konusu 15 çeyrek altın ve 4 adet bileziğin düğün sırasında takıldığı, düğünden sonra bozdurularak balayı için kullanıldığı davalının kabulündedir. Davacı kadının dava konusu ziynet eşyalarını davalıya bağışladığı ispatlanmadığı gibi ortak giderlere katılım karşılığı verildiği de kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, dava ve temyize konu ziynet eşyalarının davalı tarafından balayı için bozdurulduğu ve iade edilmediği davalının ikrarı ve tanık beyanları ile belirlendiğine göre davanın 15 çeyrek altın ve 4 adet 7 gr bilezik yönünden de kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın bu ziynetler yönünden de reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bağıştan rücu hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 290. maddesinde koşullu bağışlamaya yer verilmiş buna göre; “bağışlamanın bir koşula bağlanarak” yapılabileceği ifade edilmiştir. Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. TBK. nun 295. Maddesine göre, bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse, bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 295. (818 s....
Öte yandan bağıştan dönme (rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....
Taraflar arasında görülen davada; Davacılar çekişme konusu 5527 ada 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş iken, 1990 yılında yapılan imar çalışmaları sırasında taşınmazın semt spor sahası olarak planlandığını, davalı belediyenin taşınmazdaki paylarını bağışlamalarını talep etmesi üzerine sahip oldukları payları semt spor sahası yapılması amacı ile davalı tarafa bağışladıklarını, ancak aradan uzun bir süre geçmesine rağmen bağış amacına uygun tesis yapılmayıp, taşınmazın halen boş arsa olarak bulunduğu gibi, 30/12/2012 tarih ve 412 sayılı Encümen kararı ile taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiğini öğrendiklerini belirterek bağıştan rücu ile paylarının iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davacıların paylarını belediyeye kayıtsız ve şartsız olarak bağışladıklarını, bağış sırasında koşul öne sürmediklerinden bağıştan dönme nedenlerinin araştırılamayacağını, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Bağıştan dönme (rücu) sebebi olarak, basit olayların kabulü halinde bağıştan yararlanan kişiyi, bağışlayanın baskısı altında tutmak sonucunu doğurur ve hak duygularını zedeler, irade serbestisinin kısıtlanmasına neden olur. Bağıştan rücu sebebini oluşturan olayların nitelikleri, kapsamı, meydana geliş sebebi ve özellikle önem dereceleri gözetilerek delillerin değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece; boşanma dava dosyası ve tanık beyanlarına göre karşı davada bağıştan dönme (rücu) koşullarının oluşup oluşmadığının yeniden değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karşı dava hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür. Bu hak TBK'nın 297. maddesine göre geri alma sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılmalıdır....
-KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, bağıştan dönme koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılması ile bağıştan dönme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekilince temyiz harçları yönünden adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 Sayılı HMK’nın 334 ila 340. maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtayada yapılabilir....
Dava, bağıştan rücu talebine ilişkin olup, davacı eldeki dava ile, davalıya noterde yapılan taahhütname ile taşınmazının bir bölümünü şartlı şekilde bağışladığını ancak davalının taahhütnamedeki devir yasağı şartına aykırı hareket ettiğini ayrıca bağışın asıl amacı olan hastaneninde aradan geçen yıllara rağmen bitmediğini, kaldı ki taşınmazı devralan şirketle yapılan sözleşmeye hastaneye verilecek isimle ilgili de bir şart koyulmadığını, beyanla taşınmazın rayiç değerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, bağışın asıl amacının hastane yapılması olduğu, hastane inşaatınında devam ettiği, devir yasağının bir yaptırıma bağlanmadığı, 14 yıl sonra rayiç değer talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bağıştan dönme bağışlayanın bağışlanana varması gereken tek yanlı beyanıyla geriye yürüyen ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....
TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Öte yandan BK'nin borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümleri; koşullu veya mükellefiyetli bağışlarda da gözden uzak tutulmamalı, BK. nin 107. (TBK. nin 124.) maddede sayılan özel haller dışında, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için mütemerrit duruma düşen bağışlanana işin özelliğine ve hayatın olağan akışına uygun bir süre tanınmalıdır. Somut olayda, davacıların miras bırakanının ölüm tarihi ve bağışlama tarihi nazara alındığında uygulanacak hüküm Borçlar Kanunu'nun 246. maddesidir. Buna göre mirasbırakanın sağlığında kullanmadığı bağıştan rücu hakkının mirasçılarına geçmesi söz konusu değildir. Hâl böyle olunca, davanın mirascıların dava açma haklarının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir....