Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı hakkında sermaye azaltılması ve eş anlı olarak sermaye artırılması işlemlerinin önemli nitelikteki işlem olarak değerlendirildiği, bunun genel kurul kararıyla yapılması gerektiği, genel kurulda muhalif kalanların ayrılma haklarının bulunduğu, yapılan genel kurul sonrası 89 hak sahibinin ayrılma haklarını kullanmak istediği, davacı tarafından ayrılma haklarının kendisi tarafından belirlenen takvime göre gerçekleştirilmediği, bu hususta Kurul’a çok sayıda şikâyet geldiği, Kurul tarafından 29/11/2013 tarih ve 39/1278 sayılı kararın alındığı, bu kararda ayrılma haklarına ilişkin işlemlerin yapılmasının bir takvime bağlandığı, davacı tarafından Kurul’ca belirlenen takvim uyarınca işlemlerin tamamlanmadığının görüldüğü; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, davacı tarafından sermaye azaltılması ve eş anlı olarak sermaye artırılmasına yönelik izahnamenin onayının bu tarihten...

    Mahkemece, davalı vekilinin süresi içerisinde kararı istinaf ederek, müşterek çocuklar yönünden iştirak nafakalarının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde bir karar olduğunu, davacı tarafın talebinin reddedilmesine rağmen kendi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür....

    YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: 2014 yılının Temmuz döneminde birleşilen … İnşaat Taahhüt Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi'nin 2011 yılındaki alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği ve 2011 Aralık döneminden devreden katma değer vergisinin 208.371,17 TL tutarında azaltılması gerektiği yolundaki saptamaları içeren vergi inceleme raporu esas alınarak davacı şirket hakkında düzenlenen ve birleşme dönemindeki beyanlarının değinilen tutar kadarıyla azaltılması gerektiği sonucuna ulaşılan vergi inceleme raporu uyarınca yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2014 yılının Aralık dönemi için resen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir....

      GEREKÇE : Dava menfi tespit, iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması davasıdır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davalı tarafından yerel mahkeme kararına karşı menfi tespit ve iştirak nafakası azaltılması taleplerinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesi gereğince, hükmedilen menfi tespit miktarı ile, kabul edilen nafaka azaltım miktarları yönünden kesin nitelikte olup, bu durumda, davalının kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK'nun 352/1- b maddesi gereğince, davalının istinaf başvurusunun usulden reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının nafakanın kaldırılması ve süre ile sınırlandırılması talepleri reddedildiği halde müvekkili lehine yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilmemesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu ileri sürüp yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması/azaltılması-süre ile sınırlandırılması davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2022 NUMARASI : 2021/1896 ESAS 2022/1741 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile boşandığını, ortak çocuğun velayetinin davalıya verildiğini, yıllık TEFE TÜFE oranında artırılmak üzere 1300 TL aylık iştirak nafakası takdir edildiğini, cari nafakanın TÜFE ye göre 2652,95 TL olduğunu, müvekkilinin Selçuk Üniversitesinde öğretim üyesi iken açığa alındığını gelirinin olmadığını belirterek nafakanın aylık 250 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da azaltılması istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından tarafların Konya 4.Aile Mahkemesinin 2012/267 Esas- 2014/179 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, 300,00 TL yoksulluk nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği, Konya 4.Aile Mahkemesinin 2015/1499 Esas 2016/823 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının 320,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, dava tarihi itibariyle yoksulluk nafakasının 1.332,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. TMK176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

      Ancak, davalı şirket ana sözleşmesinin Sermayenin Arttırılması ve Eksiltilmesi başlıklı 31. maddesinde “...Ancak sermayenin arttırılması veya azaltılması için gerekli toplantı ve karar nisabı ilk ve müteakip toplantılar için cari olmak kaydıyla esas sermayenin %100'ünü teşkil eden pay sahiplerinin iştirakı ve aynı oranda oy çoğunluğuna tabidir.” hükmü yer almaktadır. Genel kurulda gündeme alınan 10. madde ile ana sözleşmede yer alan söz konu madde “...Ancak sermayenin arttırılması veya azaltılması için gerekli toplantı ve karar nisabı ilk ve müteakip toplantılar için cari olmak kaydıyla esas sermayenin 2/3 (üçte ikisini) teşkil eden pay sahiplerinin iştirakı ve aynı oranda oy çoğunluğuna tabidir.” şeklinde değiştirilmiştir. Mahkemece toplantıya 1000 hissenin 980'ini temsil edenlerin katıldığı, asgari toplantı nisabı olan %25'ten fazla katılım bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Borçlar Kanunu'nun 19. ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafların ...1....

            UYAP Entegrasyonu