Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde ayıplı maldan kaynaklanan seçimlik hakların kullanılmasında hakkaniyet ve karşılıklı menfaat dengesi ilkeleri gözetilerek tüketicinin talebinden ve tercihinden farklı yönde karar verilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde ayıplı mal tarif edildikten sonra tüketicinin haklarını, a- bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, b- malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, c- ayıp oranında bedel indirimi, d- ücretsiz onarım isteme olarak saymıştır. Yasa metninden de açıkça anlaşılacağı üzere tüketici bu haklarından dilediğini tercih edebilecektir. Bir başka ifadeyle tercih hakkı mahkemeye değil tüketiciye verilmiş, bu tercih hakkının kullanılmasında malın ayıplı olmasından başka ayıbın azlığı, küçüklüğü veya çokluğu şeklinde bir ölçüt getirilmemiştir....
Mahkemece, davacının onarım hakkını seçtiği, televizyonun onarım için servise teslim edildiği tarihten itibaren 30 günlük yasal sürenin geçmediği, davalının televizyonun 2. kez arızalanması üzerine davacıya değişim önerdiği, davacının bu teklifi kabul etmemesinin Medeni Kanun’un 2. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiği, bedel iadesinin şartlarının da oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Yasa'nın 4. maddesi gereğince malın ayıplı olması halinde tüketici, bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya 2009/14227-2010/6472 ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Kural olarak, bu seçimlik haklarından birisini kullanan tüketici, yasal koşullar oluşmadan bu hakkından dönemez. Ayıplı mal satışında ücretsiz onarım hakkını kullanan tüketici, ancak 4077 sayılı Kanun'un 13/3 ve ......
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2022 NUMARASI : 2021/1073 ESAS - 2022/509 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
HD'nin 16/06/2010 gün ve 2010/4466 E.- 2010/8842 K. sayılı kararında, "...binanın ortak alanlarına ait olan kısımlardaki ayıplı ve eksik işler nedeni ile ücretsiz onarıma karar verilmesinin mümkün olmayıp, ancak bağımsız bölüm maliki olan davacı tarafın tapu kaydındaki arsa payı oranında bedel iadesinin mümkün olabileceği" belirtilmiştir. Buna göre davacı ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işler nedeniyle ancak bedel iadesi talep edebilecektir. Kendi dairesindeki eksik ve ayıplı işler nedeniyle ise onarım bedelini talep etmesi mümkündür. Bu durumda ortak alandaki eksik ve ayıplı işler nedeniyle konut bedelinden yapılacak indirimin belirlenebilmesi için "nispi metoda" göre inceleme ve hesaplama yapılması gerekir. Ayıplı ve eksik imalatlar nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde Yargıtay tarafından “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmiştir....
Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Hal böyle olunca, davacının zarar (bedel indirimi) istemine yönelik olarak mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, ayıp nedeniyle indirilecek miktar, konusunda mevcut bilirkişi veya başka bir uzman bilirkişi marifetiyle "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi ile tespit edilerek sonucuna göre taraf iddia ve savunmaları uyarınca bir karar vermekten ibarettir....
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, ticari garanti kapsamında sadece aracın ücretsiz onarımından sorumluluğunun bulunduğunu, ticari bir satım söz konusu olduğu için bu davada davacının, aracı satın alırken kabul etmiş olduğu ticari garanti esasları gereği hiçbir zaman için ayıp oranında bedel indirimi talep etme hakkının bulunmadığını, dava konusu araçta ayıp olarak nitelendirilebilecek maddi bir hasar ya da eksikliğin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava taraflar arasındaki ticari satım akdine istinaden satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiası ile 10.000,00-TL bedel tenzili 5.000,00-TL ayıp nedeni ile yapılan masraflar, 5.000,00-TL değer kaybı zararının davalıdan tahsiline ilişkindir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/02/2019 NUMARASI : 2017/210 ESAS, 2019/80 KARAR DAVA KONUSU : Bedel İndirimi KARAR : Taraflar arasındaki bedel indirimi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Sabiha Savaşçı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma tarafından tüketiciyi bilgilendirmeyerek tarafına satılan aracın gizlenmesi ve bu ayıbın sonradan ortaya çıkması sonucu tüketiciyi koruma kanundan kaynaklanan ayıplı ürün olan aracın aynen davalıya iadesini, davalıya ödenen...
Yargılama sırasında verdiği 20/11/2019 tarihli talebinin açıklanması konulu dilekçesinde sadece bedel indirimi olarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği halde, davanın davacının talebi doğrultusunda alınan bilirkişi raporuda göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Oto A.Ş vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu araçta gizli ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte araçta gizli ayıbın mevcut olduğu kabul edilecek dahi olsa , hak düşürücü süreler aşıldığını, her ne kadar ayıp iddialarını kabul etmeseler de davacı tarafın, 6098 sayılı T.B.K.’Nunda sayılı seçimlik haklardan birini talep etmek zorunda olduğunu, zira bahse konu seçimlik haklardan birinin kullanılması ile diğer haklardan vazgeçilmiş olunacağını, araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp olduğu iddialarını kabul etmediklerini, davaya konu aracın ayıplı olmadığını, Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları doğrultusunda, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken misliyle değişime yönelik karar verilmesi hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, müvekkilinin şirket aracını 242.887-TL bedel ile sattığını, davacının EURO üzerinden bedel iadesi talebi ile icra inkar tazminat talebinin haksız ve yersiz olduğunu, bedel iadesi yönünde karar vermesi ihtimalinde davacı...
Ancak davacı tarafından satın alınan iki adet ayıplı halı ile iki adet yolluk bulunduğundan davacıdan iki adet yolluk için de bedel iadesi talebinin bulunup bulunmadığı sorularak, şayet tüm halılar için iade talebi var ise, bir bütünlük ve uyum içinde birlikte kullanmak üzere satın alındığı gözetilerek, ayıplı bulunmayan yolluklar için de bedel iadesine karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usül ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 4.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....