Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki; davaya konu malın davacı tarafça davalıya iadesi gerçekleşmeden bu alacağı için faiz istemesi mümkün değildir. Mahkemece, dava konusu malın davalıya iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Yine bunun yanında, incelenen dosya içeriğine göre; davaya konu araç üzerinde rehin ve haciz ile araca ait trafik para cezasının bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Ayıplı malın davacı tarafından neden olunan her türlü takyidattan arındırılmış halde davalıya teslimi esastır. Mahkemece, “aracın üzerindeki tüm takyidatlardan ari bir şekilde davalıya teslimine dair” hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde yalnızca aracın davalıya iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekmeyip hükmün düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı, sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan mobilya ürünleri satın aldığını, ancak sonradan ürünlerde ayıpların bulunduğunu öğrendiğini iddia ederek, sözleşmenin feshine, ayıplı malın bedelinin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; ürünlerde ayıp bulunmadığını, sorunun kullanıcı hatasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

    Mahkemece, davacının 24.07.2012 tarihli satış sözleşmesi ile davaya konu aracı davalıdan satın aldığı, aracın satın alındığında gizli ayıplı olduğu, davacının aracı 7.071,82-TL bedel ile tamir ettirdiği, davacının ortaya çıkan ayıbı ihbar yolunu seçmeyip fiilen tamir yöntemini seçmesi nedeni ile iadesini talep edemeyeceği, tamir bedeli karşılığını davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle davanın 7.071,82-TL bedel yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davacı TBK'nun 227. maddesince sahip olduğu seçimlik haklardan sözleşmenin iptali ile ödediği bedel ve masrafların iadesi için talepte bulunmuş, mahkemece anılan yasa hükmü değerlendirilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece, TBK’nun 227. maddesi gereğince değerlendirme yapılarak, ayrıca dava konusu aracın ayıplı olması nedeniyle ... Anadolu 2....

      Dava, ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı davalı şirketten satın aldığı bilgisayardaki ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davalı vekili ise ayıp iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış ve davaya konu bilgisayar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporundaki ayıba ilişkin tespitler doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile alım satıma konu olan bilgisayarın bedelinin davalıdan tahsiline, söz konusu bilgisayarın da davalıya iadesine karar verilmiştir. 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesine göre; "......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan bir yatak odası takımı aldığını, ancak takımın sürgülü kapağında, aynasında, mobilya boyasında ve yatak başlığındaki zincirlerinde hata olması nedeni ile ayıplı mal niteliğinde olduğunu, takımın davalılara iadesi ile ödediği 2.600,00 TL nin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, teslimden yaklaşık 3 yıl sonra dava açıldığını ve takımın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

        Davacı, davalılardan satın aldığı mobilyaların ayıplı olduğundan bahisle satış bedelinin iadesini istemiş, davalılar ise davacının isminin faturada yazmadığını bu nedenle davanın husumet yönünden reddini dilemişlerdir. Her ne kadar fatura 3.kişi adına düzenlenmiş ise de cevap dilekçesinde sonraki savunmalarında dava konusu malın davacıya satıldığı ve ayıpla ilgili davacıyla ihtilafa düşüldüğü açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda sadece 3.şahıs adına faturanın düzenlenmiş olması malın davacıya satılmadığını göstermez, davalının beyanları bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu malın davalılar tarafından davacıya satıldığının kabulü ile tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, tüketici tarafından açılan ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile manevi tazminat istemine ilişkindir....

          DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, Ayıplı maldan dolayı bedel iadesi talebidir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı vekili, davalı Polsan A.Ş'den diğer davalı Cemre Koltuğun üretmiş olduğu mobilyaları satın aldığını, mobilyalarda kısa sürede deforme meydana gelip, kullanılmaz hale geldiğinden ayıplı malın iadesi ile bedelinin yasal faizi ile birlikte taraflardan alınmasını talep etmiştir. Davalı Cemre Koltuk San-Metin Tahirler vekili davaya konu ürünün kendileri tarafından satılmayıp, husumet itirazlarının olduğunu, mobilya satın alınan şirket olan Polsan A.Ş'nin kendilerinin bayii olmadığından, davanın reddini talep etmiştir....

          KARAR Davacı, işlettiği internet kafesinde kullanılmak üzere davalıdan satın aldığı hard diskin ayıplı çıktığını ileri sürerek bedelinin iadesine ve maddi zararının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece miktar itibariyle bedel iadesi talebinin tüketici hakem heyetinde görülmesi gerektiği, maddi tazminat istemi yönünden de iddia olunan zararın 4077 sayılı kanun çerçevesinde davalının sorumluluğunu gerektiren düzenleme kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasına dayalı bedel iadesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir....

            Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Üretici ve ithalatçı ise, sadece misli değişim ve onarım talep edilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olur. Somut ihtilafta; davacı dava dışı tüketiciler tarafından ilgili tüketici hakem heyetine karşı ayıplı mal nedeniyle başvurularda bulunulduğu, dava dışı tüketicilere yapılan ödemelerin rücuen davalıdan tahsilini talep etmiş olup, dosya içeriğine göre tüketici tarafından "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme" hakkı kullanılarak ürünün bedeli satıcıdan iade alınmıştır. 6502 sayılı TKHK.11/2.maddesi hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, tüketici bedel iadesi talebini sadece (sözleşme ilişkisi içinde bulunduğu) satıcıya karşı kullanabilir....

              UYAP Entegrasyonu