WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek aracın iadesi tarihinden itibaren avans faizine hükmetmesi gerekirken dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi gereğidir....

    Yargılama sırasında üç ayrı teknik bilirkişi kumaşların ayıplı olduğu yönünde görüş bildirmiş, son heyet raporunda ise kumaşların ayıplı olduğunun önceki raporlara göre kabul edilebileceği ya da işlenmemiş(ham) kumaşların incelemeye sunulmaması nedeniyle kumaşların ayıplı olup olmadıklarının tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle de ayıbın ispat edildiğinin kabul edilemeyeceği biçiminde iki alternatif seçenek sunularak konu hâkimin takdirine bırakılmıştır. Mahkemece son bilirkişi kurulu raporunun yasal, bilimsel ve tarafsız olması nedeniyle denetime elverişli olduğu, ancak ayıbın kumaşın dokutulmasından mı yoksa davacı tarafından işlenmesinden mi kaynaklandığının tespit edilemediği gerekçesiyle davacı zararının davanın tarafları arasında yarı oranında paylaştırılması suretiyle hüküm kurulmuştur....

      Mahkemece, ayıplı yapıldığı iddia edilen işler henüz davacı tarafından sökülüp yenisi yaptırılmadığından zarar oluşmadığı ve davalı yüklenicinin açmış olduğu davada yapılan işlerin ayıplı olup olmadığının belirleneceği ve uyuşmazlığın bu şekilde son bulacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir işgörme akdîdir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri fen ve sanat kurallarına, sözleşmeye ve amaca uygun olarak imâl edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftirler. Somut olayda, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı konusunda herhangi bir çekişme bulunmamakta, uyuşmazlık eserin ayıplı ve eksik imal edilip edilmediği konusunda çıkmaktadır....

        Davacı davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunu belirterek, fatura bedeli olan 26.388,29.-TL.'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, delil olarak ise; Mahkeme aracılığı ile yaptırdığı tespit raporuna, olay sonrası itfaiye tarafından düzenlenen rapor içeriğine ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır. Dosya içerisinde mevcut 21.02.2008 tarihli İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından tanzim 2010/11730-11745 edilen yangın Raporunda; aracın, elektrik tesisatının kısa devre yapması neticesi yanmaya başladığı belirtilmiş, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/12 D. .... Sayılı dosyasında alınan Bilirkişi raporu ile yargılama esnasında aldırılan Bilirkişi Kurulu Raporlarında da aracın 4077 sayılı yasa kapsamında gizli ayıplı mal olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Hal böyle olunca, davacının, araçta meydana gelen yangının ayıplı üretimden kaynaklandığına dair ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğinin ve davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunun kabulü gerekir....

          Oto Servis AŞ.’nin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle bu davalıya karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulü ile ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... Oto.Paz.Tic.AŞ. dışında kalan diğer davalıların bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/2 maddesinde; "Ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayii, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludur" hükmü bulunmaktadır. Davalı ... Oto.Paz.Tic.AŞ. ayıplı aracın taraflarınca ithal edilmediğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur....

            KARAR Davacı, davalının müteahhitliğini yaptığı inşaattan 15/06/2011 tarihinde konut satın aldığını, aralarında yapılan anlaşma gereği konutun eksiksiz olarak kendisine teslimi hususunda anlaştıklarını, 14.07.2011 tarihinde teslim edilen konutta eksik ve ayıplı işler olduğunu, bu hususların davalıya birçok kez şifahi olarak bildirildiğini, ancak her defasında eksikliklerin tamamlanacağı söylenerek kendisinin oyalandığını, ....Noterliği tarafından eksik ve ayıplı işlerin belirlenmesi için tespit tutanağı düzenlettiğini ve ....Noterliği tarafından 14.09.2011 tarihli ihtarname gönderildiğini, cevabı ihtarname de eksikliklerin kendilerinden kaynaklanmadığının belirtildiğini, bu sefer .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/340 D. İş sayılı dosyasından eksik ve ayıplı işler ve bedelinin tespitini talep ettiğini, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu 6.800 TL eksik ve ayıplı iş bedeli belirlendiğini,.......

              Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davalının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilse bile ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin davacıya iade ve teslim edildiğine ilişkin belge, bilgi bulunmadığı, davalının ayıplı olduğunu belirttiği kumaşı iade etmemekle bu ürünleri benimsediği sonucu çıktığı, davacının davalıdan 20.968,81 TL asıl alacağı bulunduğu, davalının takiple temerrüde düşürüldüğü, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı, davacı tarafından kendisine satılan malların ayıplı olduğunu savunmuştur. Taraflar tacir olduğundan bu savunma yönünden dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre; “ malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

                Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmının 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde ayıp nedeniyle uğranılan zarar talep edilen giyim eşyalarının tamamının davalı tarafça üretilmiş olamayacağı ve bunlardan davalının sorumluluğundan bahsedilemeyeceği belirtilmekle birlikte davalı tarafça ayıplı olarak dikilip teslim edilen ürün miktarına göre değil, tespit edilen ayıplı ürünlerin tamamına göre hesaplanmıştır. Ayıplı olsa dahi davalı tarafından sözlü sözleşmeye göre verilen kumaş ve malzeme ile üretilip davacıya teslim edilenler dışındaki ürünlerdeki ayıplardan davalı yüklenicinin sorumlu tutulması mümkün değildir....

                  Öyle olunca bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamaz, öte yandan hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun incelenmesinde ortak mahallere ilişkin eksik ve ayıplı işler ile birlikte 3 numaralı dairenin baca eksikliği , diğer tüm dairelerde ise banyo ve tuvaletlerde havalandırma olmaması tavan alçısının ayıplı olması, mutfaktaki bacanın standarda uygun olmaması, evyelerin düşük kalitede olması sebebiyle toplam 30.140.830.000 TL'nın tahsili talep edildiği halde ortak mahaller ve bağımsız bölümlere ait ayıplı işler bedeli her bir bağımsız bölüm maliki için ayrı ayrı gösterilmeksizin hüküm kurulmuştur. HUMK'nun 388. maddesi hükmüne göre mahkemece tarafların iddia ve savunmalarını karşılar şekilde ve infazda tereddüt doğurmayacak şekilde her bir istek kalemi ayrı ayrı gösterilerek hüküm fıkrasının yazılması gerekir....

                    Husumetin çözümü için ayıplı olduğu iddia edilen davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadıklarının ve tespiti halinde 6502 sayılı yasının 11.maddesinde sayılan seçimlik haklardan faydalanma sonucunu doğurup doğurmadığının tespiti gereklidir. Bu amaçla aldırılan hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli alanında uzman bilirkişi Prof.Dr. MakineYüksek Müh....

                    UYAP Entegrasyonu