Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, sözleşmeden dönme ve menfi tespit istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dava dilekçesi incelendiğinde davacının iki talebinin olduğu görülmektedir. Bunlardan biri ayıp sebebiyle sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi talebi; ikincisi ise takibe dayanak senedin geçersizliğinin tespiti ile buna dayalı takip sebebiyle borçlu olmadığının tespiti talebidir. (I)6502 sayılı TKHK'nın 4/5 maddesinde "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." hükmü düzenlenmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, sözleşmeden dönme ve menfi tespit istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dava dilekçesi incelendiğinde davacının iki talebinin olduğu görülmektedir. Bunlardan biri ayıp sebebiyle sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi talebi; ikincisi ise takibe dayanak senedin geçersizliğinin tespiti ile buna dayalı takip sebebiyle borçlu olmadığının tespiti talebidir. (I)6502 sayılı TKHK'nın 4/5 maddesinde "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." hükmü düzenlenmiştir....

GEREKÇE : Dava, ayıplı mal teslimi nedeniyle sözleşmeden dönme hakkı kullanılarak ayıplı malın davalıya iadesi ve satış bedeli ile yapılan diğer masrafların davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucu verilen 11/06/02019 tarihli ... Esas ... Karar sayılı karar istinaf incelemesi neticesinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin ... Esas ... Karar sayılı kararı ile kaldırılmış olmakla dosya mahkememize gelerek yukarıdaki esasa kaydedilmiştir. 23/06/2022 tarihine duruşma günü verilerek kaldırma kararı taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 03/06/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiş, davalı vekili ise 06/06/2022 tarihli dilekçesiyle davacının feragatı nedeniyle davacıdan vekalet ücreti, yargılama gideri ve sair hiçbir talepleri olmadığını beyan etmiştir....

    GEREKÇE :Dava, ayıplı mal teslimi nedeniyle sözleşmeden dönme hakkı kullanılarak ayıplı malın davalıya iadesi ve satış bedeli ile yapılan diğer masrafların davalıdan tahsili talebine ilişkindir. 14/12/2016 tarihli satış anlaşmasıyla davaya konu... (...Capacity) cihazının KDV dahil 40.120,00 Euro karşılığında davacıya satışı konusunda taraflarca anlaşıldığı, satış bedelinin teslimatta peşin olarak ödeneceği, cihazın montajı ve kullanıcı eğitiminin davalı şirket tarafından yapılacağı, cihazın 1 yıl süre ile satıcı ve imalatçı garantisinde olduğunun kararlaştırıldığı, 29/12/2016 tarihli ve ... seri-sıra numaralı irsaliyeli faturada belirtilen cihazın davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edildiği, davacının irsaliyeli faturada belirtilen 148.536,28 TL fatura bedelini davalıya ödediği hususları sabit olup bu noktada taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava: ayıp nedeniyle mobilya satış sözlemesinden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında, davacının, davalıdan, 26/06/2019 tarihinde, dava konusu koltuk takımını satın aldığına, satış bedelinin 10.580,00 TL olduğuna ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Dava konusu ürünün satış tarihi itibariyle dava konusu olayda uygulanması gereken 6502 Sayılı Kanun'un 8. maddesine göre; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır."...

      Mahkemece dava konusu olayın niteliğine uygun, konusunda uzman bilirkişiden alınan, hüküm kurmaya, taraf ve istinaf denetimine elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile ayıplı olan dava konusu mobilyaların iadesine ve kullanım hatasından kaynaklanan bedelin iade edilecek bedelden düşülmesine karar verilmesi gerekirken, dava konusu mobilyaların bir kısım parçalarının ayıplı olduğu, 6502 Sayılı Kanun'un 10/1 maddesi gereğince, varlığı bilirkişi raporuyla da subut bulan ayıp, malın teslim tarihinden itibaren altı ay içerisinde ortaya çıkmış olmakla, teslim tarihinde de varlığının, dolayısıyla malın imalattan kaynaklı ayıplı olduğunun kabulünün gerektiği, aksinin de davalı tarafından ispat edilemediği, mobilya takımlarının takım bütünlüğü oluşturduğu ve yalnızca ayıplı parçaların iadesi halinde takım bütünlüğünün bozulacağı, davacının 6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını kullanabileceği göz ardı edilerek ayıplı olmadığı...

      Eldeki davada davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeniyle, ayıbın niteliğine göre sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının tarafların hak ve menfaatleri gözetilerek aşırı bir dengesizliğe neden olup olmayacağının, bunun yerine ücretsiz onarım veya satış bedelinden indirim yapılmasının taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesine daha uygun olup olmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir....

        Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Davacı seçimlik hakkını sözleşmeden dönme yönünde kullanmıştır. 6502 sayılı yasanın İspat Yükü başlıklı 10. Maddesinde; "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. " hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; dava konusu eşyaların davacıya 05.12.2015 ve 18.12.2015 tarihinde teslim edildiği (ürün teslim formu), üründe ayıpların ortaya çıkması üzerine davacı tarafından davalı firmaya sözlü başvuru yaptığı, sorunun giderilmemesi üzerine eldeki davanın 03.05.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda ürünlerin ayıplı olduğu, ürünlerde imalat ve montaj hataları ile zedelenmeler tespit edildiği belirtilmektedir....

        DAVA : Sözleşmeden dönme / Bedel iadesi DAVA TARİHİ : 24/03/2020 KARAR TARİHİ : 15/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmeden dönme - Bedel iadesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten "..." adlı program lisansı, ek modüller ve eğitim bedeli hizmeti olmak üzere mal ve hizmet satın aldığını, bu hizmet karşılığında davalıya 37.907,50TL ödeme yaptığını, davalı şirket yetkilisinin teslim sırasında kendi bilgisayarında kurulu bilgisayarın demosu üzerinden davacının çalışanına program uygulamasını gösterdiğini, lisanslı programın kurulumunun yapılmadığını, aradan geçen zaman içerisinde ihtara rağmen lisanslı programın tesliminin yapılmadığını belirterek davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, yapılan 37.907,50TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar...

          Aracın yakıt sarfiyatının ise şehir içi ve şehirler arasındaki kullanım ve trafik yoğunluğu gibi nedenlerle değişmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu nedenle 6502 sayılı Yasa'nın 8/2 maddesi kapsamında aracın ayıplı olduğunu ve sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ya da misliyle değişim şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle mahkemece yazılı şekilde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu