Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararı ile davacının diğer talebi olan bedelin iadesi talebinin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş olup; bu taleple ilgili davacının feragati bulunduğu, zira; 20.09.2018 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile davacıya seçimlik haklarından hangisini talep ettiğini bildirmesi için iki haftalık kesin süre verildiği ve davacı tarafından 21.09.2018 tarihli dilekçe ile açıkça dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinde bulunulduğu, kaldırma kararı doğrultusunda bedel iadesi talebi irdelenerek vazgeçme nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken misli ile değişim talebinin reddi hatalı olduğu, kaldı ki; misli ile değişim talebinin fiili imkansızlık sebebi ile uygulanabilirliğinin bulunmadığı, ayrıca satın alınan aracın şasi/motor numarasının üretim esnasında sehven hatalı olarak vurulmuş olması nedeniyle üzeri çarpılanarak “xxxxx..” olarak iptal edildiği bildirilmiştir. İhbar olunan ... ...AŞ vekili de istinaf dilekçesi sunmuştur....

    T7 AŞ, davacının aracın misli ile değişimini, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiğini, ancak Mahkemece davanın reddine karar verilirken salt maddi ve manevi tazminat yönünden tarafları lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak misli ile değişim talebinin reddi yönünden dava değeri üzerinden tarafları lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmediğini, Yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre, misli ile değişim talepli davalarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek davacının haksız ve mesnetsiz istinaf taleplerinin reddine, İzmir 3. Tüketici Mahkemesi'nin 12/05/2022 tarihli ve 2019/178 E. 2022/359 K. sayılı kararının ilam vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına ve tarafları lehine aracın misli ile değişim talebinin reddi yönünden dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı vekili tarafından, dava dilekçesi ile davaya konu aracın gizli ayıplı olması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde sözleşmesinin feshi ve bedel iadesine, olmadığı takdirde bedelden indirim tutarının davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de; davacı vekili tarafından 02/03/2020 tarihli duruşmada aracın ayıpsız misli değiştirilmesi talep edilmiş olup davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ile de aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi talep edildiğinden, davacının talebini ayıpsız misli ile değişim olarak açıklamış olduğu kabul edilmiştir. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

    Tüketici Mahkemesi 'nin 2017/642 Esas, 2020/200 Karar sayılı ve 24.06.2020 tarihli kararı ile; "davacının ayıpsız misli ile değişim davasının reddine, davacının bedel indirimi talepli davasının kabulü ile, 10.043,48 TL bedel indirim tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1.000,00 TL araç mahrumiyet bedeli ve 240,00 TL ihtarname bedeli olmak üzere toplam 1.240,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunun sabit olduğunu, davacı tüketicinin 6502 sayılı Kanunun 10....

    Sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesinde aracın üretim kaynaklı gizli ayıplı mal kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin ifade edildiğini, aracın hasarının davacı şirket tarafından davalının dışında başka bir yerde tamir ettirdiğini, aracın tamiri süresince araç kiralamak ve sair ek masraflar yapmak durumunda kaldığını ifade ederek aracın ayıpsız sıfır kilometre bir araçla misli ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

      6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince seçimlik haklarını, bu kapsamda olmak üzere misli ile değişim hakkını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne yönelik mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir....

      Bu açıklamalara göre; davaya konu aracın bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere; boya hasarının üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde bulunduğu ve kullanım hatasının mevcut olmayıp zamanla boya ve vernik hasarının artarak devam edecek nitelikte olduğu, ayıp nedeni ile de araçta önemli bir değer kaybının olduğunun tespit edildiği; bu itibarla, davaya konu aracın garanti süresi içerisinde üretimden kaynaklanan ve artan nitelikte gizli ayıplı olması ayıbın aracın değerini önemli ölçüde azaltacak ikinci el satışı sırasında da satımını zorlaştıracak nitelikte önemli üretimsel hata nedeni ile davacının seçimlik hakklarından misli ile değişim hakkını kullanmasının hakkaniyete uygun olduğu; zira, bu nitelikte üretim hatası içeren ve zamanla artacağı bilirkişi raporu ile belirlenen ayıplı bir araca katlanmasının davacı tüketiciden beklenilemeyeceği anlaşılmakla; davacının misli ile değişim talebi usul ve yasaya uygun olduğu, mahkemenin bu yöndeki belirlemesinde ve kabulünde isabetsizliğin...

      misli ile değiştirilmesi talep ve dava etmiştir....

        Çünkü kanunda yapılan düzenlemede seçimlik haklardan onarım ve malın yenisi ile değişim taleplerinin üreticiye (ithalatçıya) karşı kullanılabileceği kabul edilmiştir. Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Müteselsil sorumluluk, Kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür. 6502 sayılı TKHK m.11 ile sınırı çizilen ve kanundan doğan müteselsil sorumluluk hallerinin genişletilmesi- taraflarca 6098 sayılı TBK m.168/1 gereğince bir anlaşma yoksa- mümkün değildir....

          misli ile değişim şartının oluşmadığını, satılan ürünlerde hiçbir ayıbın bulunmadığının tespitine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu