Dava konusu olayda, davacı 10.04.2007 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçesinde ve az yukarıda belirtilen, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan olan "bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme" seçeneğini tercih etmiş olmasına ve yargılama aşamasında ve 7.5.2009 günlü celsede de islaha karşı çıkılmamış olmasına göre, davacının bu talebi dikkate alınarak, araç bedelinin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aracın ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
İlk derece mahkemesince, " .... dava konusu aracın radyatör ve yedek su deposu kapaklarının yanlış takılmasından dolayı aracın gizli ayıplı olarak davacıya satıldığı, bu nedenle davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep etme hakkının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalılardan wowwo'ya karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Ürünün gizli ayıplı olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesi halinde bedel iadesi talebini satıcıya karşı ileri sürme hakkı bulunmakta olup ekspertiz hizmeti sunan ümran oto'nun satıcı veya satıcının yerine hareket eden kişilerden olmaması nedeniyle bedel iadesi talebinin ümran otoya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Alınan bilirkişi raporu ile davalı Ümran oto'nun vermiş olduğu hizmetin ayıplı olduğu, verilen hizmete karşılık olarak alınan bedelin 190,00- TL olduğu..." gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. HMK.'nun 297. maddesi hükmün kapsamını düzenlemiştir. Bu hususta HMK.'...
‘e ayıplı mal teslim edilen (taraflar arasında yapılan sözleşmede geçen ifadeye göre ayıplı mal olduğu kesindir EK) sözleşmenin ortadan kalktığı ve taraflar arasında artık yeni bir sözleşmenin kurulduğunun açıklandığını, artık borç, yeni bir sözleşmeyle yenilenmiş durumda olduğunu, bu sözleşmeye göre, davacı taraf olan Barisa Elektrik ve Elektronik Optik San. ve Tic. Ltd....
Ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talepli iş bu dava 13/06/2019 tarihinde açılmıştır. Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. İş bu davada davacının ayıplı makinenin yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talep edildiğinden bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olduğu kanaatiyle; davacıya 09/12/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile TTK 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurup başvurulmadığına ilişkin delillerini sunması için bir haftalık kesin süre verilmiştir. Verilen sürede arabulucuya gidildiğine dair belge aslı sunulmadığından, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 9.1.2009 tarihinde satın aldığı koltuk takımının ayıplı çıktığını belirterek takımın iadesi ile bedelin tahsiline veya değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu koltuk takımının yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde ayıplı takımın iadesi ile bedelin iadesi veya değiştirilmesi istemi ile davayı açmıştır. Satın alınan malın ayıplı çıkması halinde tüketici seçimlik haklarından bir tanesini isteyebilir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29/05/2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece...
-K A R A R- Davacı vekili, taraflar arasında 24.09.2007 tarihinde akdedilen finansal kiralama sözleşmesi ile davalıdan filtre sistemi kiralandığını ve ödeme planı düzenlendiğini, ithal edilen malın ayıplı çıkması nedeniyle 11.08.2008 tarihinde sözleşmenin tadiline dair yeni bir sözleşme imzalandığını, tadil sözleşmesi ile malın ayıplı olduğu, malın satıcıya iadesi ile başka bir filtre sisteminin tesliminin kararlaştırıldığını, dava konusu malın tabi olduğu KDV oranının %1 iken %18’e yükseltildiği gerekçesiyle davalı tarafından yeni bir ödeme planı düzenleyip, aradaki fark için fatura düzenleyip, fark tutarı olan 25.046,00 Euro’nun ödenmesinin istendiğini, ancak 2008 yılında akdedilen sözleşmenin yeni bir sözleşme olmayıp, ayıplı mal nedeniyle düzenlenen tali sözleşme olup, KDV oranındaki artıştan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davacı yana 25.046,00 Euro borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacının ayıp nedeniyle aracın gerçek bedelinin altında satıldığını iddia ederek aradaki farkı talep etmesi yeni bir dava mahiyetinde olup ıslah yolu ile dahi yeni bir dava açılamayacağından bu talep hakkında inceleme yapılmamıştır. Netice olarak eldeki dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ve satış bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, yargılama devam ederken dava konusu araç üçüncü şahsa devredildiğinden, aracın davalıya iadesi imkanı kalmadığı..." gerekçesiyle; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davacının ayıp nedeniyle aracın gerçek bedelinin altında satıldığını iddia ederek aradaki farkı talep etmesi yeni bir dava mahiyetinde olup ıslah yolu ile dahi yeni bir dava açılamayacağından bu talep hakkında inceleme yapılmamıştır. Netice olarak eldeki dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ve satış bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, yargılama devam ederken dava konusu araç üçüncü şahsa devredildiğinden, aracın davalıya iadesi imkanı kalmadığı..." gerekçesiyle; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
den 19.07.2012 tarihinde dava konusu otomobili satın almış olduğunu, aracın farklı sebeplerle 24 defa servise girmek zorunda kaldığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıplı aracın davalılara iadesi ile bu araç için ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu ... plakalı, ... marka Yeni ... 1.3 LTZ Diesel 95hp tipi aracın ayıplı olduğunun tespitine,satıcıya iadesine, 38.628,48-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13....