Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ayıplı mal nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile davalı servisten 1000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş,dava sırasında davalı Anadolu AŞ tarafından bedel iade edildiğinden konusuz kalan davanın reddine,manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren Anadolu AŞ yararına ücreti vekalet verilmesine karar verilmiştir.Davacı manevi tazminatı davalı servisten talep etmiş bu davalı kendisini vekille temsil ettirmemiştir.Bu nedenle kendisinden manevi tazminat talep edilmeyen davalı yararına ücreti vekalete hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....

    Ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talepli iş bu dava 13/06/2019 tarihinde açılmıştır. Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. İş bu davada davacının ayıplı makinenin yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talep edildiğinden bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olduğu kanaatiyle; davacıya 09/12/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile TTK 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurup başvurulmadığına ilişkin delillerini sunması için bir haftalık kesin süre verilmiştir. Verilen sürede arabulucuya gidildiğine dair belge aslı sunulmadığından, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/3 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, sözleşmenin süresi içerisinde gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat talep edilmiş olup, davalı ise süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığından beyanında davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Turizm A.Ş’nin acentası olarak 4077 yasa gereğince davacıya karşı sorumlu olduğu, 2010/5624-13098 sözleşmenin tarafı olan ve tur bedelinin tamamını ödeyen davacının, kendisi ve ailesi için ödediği tüm tur bedeli olan 5.185 Euro’yu talep etmekte haklı olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, ödenen 5.185,00 Euro’nun ise 26.9.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, 4077 sayılı yasanın 6/C maddesinde düzenlenen “paket tur sözleşmesi” nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasında 17.07.2008 tarihli 7 gece 8 günlük Dalmaçya gezisine...

          Mahkemece, paket tur sözleşmesinin davalı ve dava dışı...Turizm A.Ş tarafından ayıplı olarak yerine getirildiği, davalı şirketin, turu düzenleyen...Turizm A.Ş’nin acentası olarak 4077 yasa gereğince davacıya karşı sorumlu olduğu, zleşmenin tarafı olan ve tur bedelinin tamamını ödeyen davacıların haklı olduklarını belirterek davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, ödenen 4290,00 Euro’nun ise 29.5.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, 4077 sayılı yasanın 6/C maddesinde düzenlenen “paket tur sözleşmesi” nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasında...

            Mahkemece toplanan delillere göre, asıl davada, ayıplı olduğu gerekçesiyle çiftçiler tarafından iadesi yapılıp davacının deposunda bulunan mal bedeli toplamının 1.376,40 TL olduğu, davacının, dava açılmasından önce davacı tarafça davalıya iade edilen mallar nedeniyle toplam 2.355,75 TL, yine davacının deposunda bulunan ve iadesi gereken ayıplı mallar nedeniyle 538,00 TL kar kaybına uğradığı, davacının manevi tazminat talebinin ise haklı görülmediği, davacının dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünün 3 nolu bendinde, davacıya gönderilen ve henüz satışı yapılmayan ayıplı ürünlerin davalı tarafından geri alınarak bedelinin davacıya iadesinin talep edildiği, ancak dava dilekçesinde bu talep yönünden belirtilmiş bir rakam olmadığı gibi usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava da bulunmadığı, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise, mal satışları ve ödemeler dikkate alındığında, davacı şirketin 5.231,36 TL alacaklı olduğu, işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle...

              Sözleşme tarihinde yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince kişilik haklarında zarara uğratılan kimse, kusur varsa zararın tazminini ve bu kapsamda manevi zarar sebebiyle de manevi tazminatın ödetilmesini isteyebilir. Ancak bu hüküm mal varlığına dair zarar halini kapsamamaktadır. Mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok, kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK'nın 58. ve MK'nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Somut olayda da işin ayıplı imâl edilmesi sebebiyle zararın doğduğu iddia edilmiş buna göre manevi tazminat istenmiş ise de davacının bu yöndeki talebi mal varlığına yönelen bir eylem niteliğinde olup salt sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi veya hiç ifa edilmemesi açıklanan olgulara göre değerlendirilerek manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken talebin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

                Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sözleşme ile davalı bir adet ısı ünitesi ve otomasyon sistemi imalatı ve kurulumunu üstlenmiştir. Sözleşme bedelinin 90.000,00 TL+KDV =106.200,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yapılan eserin ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ve iptali ile ödenen bedelin iadesini, ayıplı ürünün kullanılmaması nedeniyle 1.000,00 TL işletme zararı ve itibar kaybı nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davaya konu eserde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davalı tarafın sözleşme ile "Sistem termoblok iç ısısını kontrol atında tuttuğundan dolayı termobloğun içindeki ısısının aşırı yükselmesine müsaade etmemektedir. Dolayısıyla aşırı sıcaklık görmeyen termoblok daha uzun olmaktadır. Bu ısı kontrolünü yaparken minimum 9620 gaz tasarrufu sağlamaktadır....

                  Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir.Ayrıca yatak odasının belli bir model olarak ve takım olarak satın alınması nedeniyle gardrobun iadesi halinde onunla renk ve model olarak uyum sağlayan ve takım oluşturan yatak odasının diğer parçalarının da iadesi ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının bu talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....

                    Tüketici Mahkemesi ve ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: Dava, ayıplı olduğu iddia edilen mobilyalar için ödenen bedelin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... Tüketici Mahkemesince; ... ilçesinin tüketiciyi koruma kanunu ile ilgili uyuşmazlıklarda bağlı olduğu ... Tüketici mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesi ise; tüketiciyi koruma kanunu ile ilgili uyuşmazlıklarda tüketicinin ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu, davaya ... Tüketici mahkemesinin bakması gerektiğinden bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgahı mahkemesinde açılır....

                      UYAP Entegrasyonu