DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalıdan iki adet pompa satın aldığını ve bedelini ödediğini, davalı tarafından gönderilen pompanın gereken vasıfları taşımadığını, ayıplı olduğunu, anılan pompaların halen tamir için davalı uhdesinde bulunduğunu, pompaların alındıktan bir sene bile geçmeden 2 defa bozulduğunu, davalıya gönderilen ihtarname ile söz konusu ayıplı ürünlerin iade alınarak ödenen bedelin iadesinin talep ve ihtar edildiğini, ancak davalı tarafça taleplerinin reddedildiğini belirterek dava konusu pompaların davalıya iadesi ile pompalar için ödenen 237.901,31 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu ürünlerin ayıplı olmadığını, davacı tarafça ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, savunarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, ürünün ayıplı mal niteliğinde olduğu benimsenerek, davanın kabulüne, itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve ayrıca asıl alacağın yüzde kırkı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davanın ayıplı mal nedeni ile bedelin iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda talebin kabulü ile malın iadesine, ayıplı mal için ödenen 5330 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerikir. 2-Özellikle motorsiklet satışı sebebiyle davalı tarafından düzenlenen faturada, araç bedelinin açıkca 4000 TL olarak belirlenmesi karşısında, davacının bu bedelin üstünde, onu aşar şekilde talepte bulunması karşısında fazla ödenen miktarın motorla bağlantılı olduğu hususlarını ispat yükünün 2011/11828-17300 davacıda bulunduğu ve dosyadaki deliller itibariyla fazla ödenen bedelin motorsikletle ilgili olduğunun usulunce davacı tarafından ispatlanamadığı dikkate alındığında, faturada bilirtilen 4000 TL bedeli aşan talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekildehüküm kurulması...
Tüketici Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava, davalıdan alınan cep telefonunun ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen paranın iadesi talebine yönelik olup, her ne kadar davacı anonim şirket, davalı taraf limited şirket ise de, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/k maddesinde tüketicinin, 3/1 maddesinde ise tüketici işleminin tanımlandığı, davacı şirketin tekstil şirketi olması sebebiyle alınan cep telefonunun ticari veya mesleki amaç ile alınmadığı, bu sebeple davaya bakma yetki ve görevinin HMK'nun 1. ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/1 maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiası ile bedelin iadesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan 3.12.2007 tarihinde yatak odası takımı satın aldığını, mobilya başlık verileceği söylendiği halde metal başlık teslim edildiğini, gardrobun cam kapağının çalışmadığını, satış bedelinin 14 taksidini de ödediğini ileri sürerek, ayıplı mal nedeni ile mağduriyetinin giderilmesine, ödediği bedel ve verdiği senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, duruşmaya gelmemiş, cevap da vermemiştir. Mahkemece, sözleşmenin iptaline, ödenen 1400 TL.nin davalıdan tahsiline, mobilyanın davalıya iadesine, ödenmemiş senetlerin davacıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacının, davalı firmaya sipariş vererek yaptırdığı kapıların ayıplı olması sonucu malların iadesi, ödenen bedelin geri tahsili ile uğranılan zararın tazmininin istendiği somut olayda, hazır bir mal alımı söz konusu olmayıp, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet ve 3/c maddesinde düzenlenen hazır bir mal alımı kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Urla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının, davalı firmaya sipariş vererek yaptırdığı kapıların ayıplı olması sonucu malların iadesi, ödenen bedelin geri tahsili ile uğranılan zararın tazmininin istendiği somut olayda, hazır bir mal alımı söz konusu olmayıp, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet ve 3/c maddesinde düzenlenen hazır bir mal alımı kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Urla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davada Erzurum 2.Sulh Hukuk ve Erzurum 1.Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının, davalıdan ikinci el olarak aldığı aracın ayıplı çıkması nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Erzurum 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın ayıplı mal satışından kaynaklandığı ve 4077 s. Kanun kapsamına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Erzurum 1.Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ise, davanın ikinci El araç satışından kaynaklandığı, davalının birinci planda satıcı olmadığı ve uyuşmazlığın 4077 s....
Davacı ile davalı arasında 4.11.2006 tarihli koltuk satış sözleşmesi yapıldığı davacının davalıya yargılama aşaması dahil 1.800.00 YTL ödediği, dava konusu koltukların ayıplı olup, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunduğu dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu hususlar mahkemeninde kabulündedir. Satılan ürünün ayıplı olması halinde tüketici 4077 Sayılı Yasanın 4.ncü maddesi gereğince, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketici bu haklardan istediğini kullanabilir. Somut olayda davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmıştır. Ne varki bedel iadesini isteyen tüketici satışa konu ayıplı malı da iade yükümlülüğündedir. Ayıplı malı iade edilmeden bedel iadesi istenemez. Tüketici ayıplı malı iade ettiği anda ödediği bedel için temerrüt faizi isteyebilir....