Mahkemece, davanı kısmen kabulüne, davacının sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı ve tapuda depo vasfında olduğunu ileri sürerek daire için ödediği bedelin davalıdan tahsili ile maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir....
ve bloklardaki daireler görüle bilmiş, satın alınan konutun görülememiş olduğunu, davalının satıcı tarafından kurumsal internet sayfasında yayınlanan duyuru ile konut finansmanı kredisi konusunda bankalar ile görüşmeler yapıldığı, uygun vade ve maliyetli konut kredisi sağlanması ve konut bedeli ödemelerinin süreli olması nedeniyle bankaların işlemlerde kolaylık ve öncelik sağlayacağı ve hızlıca sonuçlandırılacağı açıklanmış, bu bağlamda konut için Ziraat Bankasından (Ordu/Yenimahalle Şubesi) konut kredisi kullanılmış, Konut anahtar teslim ve kat mülkiyetti tapu şeklinde satın alınmış, ancak davalı satıcı tarafından duyuru ve ilanlarında belirtilen vasıfları sağlama konusunda ortaya çıkan hasar, kusur ve eksiklikler nedeniyle yetersiz olduğunu, şöyle ki; konutta sıhhi tesisat sorunu olduğu söylenmesi, ıslak zemin seramiklerinde derz boşlukları ve izolasyon eksiklikleri görülmesi, konutun tavan ve duvarlarında sıva çatlakları ve eğrilikler meydana gelmesi, pencere ve kapılarında açılıp kapanırken...
Mahkemece, eksik ve ayıplı imalat dolayısıyla tazminat talebinin reddine karar verilmiş; davacının temyizi üzerine Dairemizce davacının 25.06.2009 tarihinde konut tespit föyü başlıklı belgede eksik ve ayıplı imalatların tek tek gösterdikten sonra aynı tarihli konut teslim tutanağını imzaladığı, konut tespit föyünde belirtilen bu eksik ve ayıplı imalatlar üzerinde durularak bunlar yönünden bilirkişiden ek rapor alınması ve taleple bağlı kalınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile ve taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; söz konusu bilirkişi raporunda konut teslim tutanağında belirtilen eksikliklerin yanında ayrıca keşif günü tespit edilen eksiklikler de dikkate alınarak hesap yapıldığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat davasıdır. Davalılar vekilleri, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu belirtmiş, esasa ilişkin de süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davanın süresinde açılmadığını, malın ayıplı olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, benimsenen bilirkişi kurulu raporlarına göre, davalıların sorumluluğunu gerektiren bir durum olmadığından ve TTK.nun 25. maddesindeki teslimden itibaren altı aylık sürede açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Dava, ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle sözleşmenin sona erdirilmesi isteğine ilişkin olup, temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Dairece daha önce görevsizlik kararı verilmiş olduğundan Daireler arasında temyiz incelemesi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 18.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ayıplı maldan sorumlu ve projenin yegane sahibi olduğunu, satıcının davalı olduğu bir noktada husumetin başkasına yönlendirilmesinin akla ve hukuka aykırı olduğunu, güncel içtihatların tamamında davalıya husumet yöneltileceğinin kabul edildiğini, sözleşmenin davalı ile yapıldığını, satış bedelinin tamamının Emlak Konut'a ödendiğini, reklamlarda projenin Emlak Konut güvencesiyle diye tanıtıldığını, geç teslimden dolayı kira ödemesi yapılacağının Emlak Konut tarafından kabul edildiğini, güncel içtihatlarca Emlak Konut'a husumet yöneltilmesinin mümkün olduğunu, sözleşmenin 14.maddesinde yazılan hususun haksız şart kabul edilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan değer kaybının tazmini talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zarar bedelinin ödenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. HUMK’.nun 25. maddesinde, Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayini için Yargıtay’a başvururlar. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemece, olayda bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı taşınmaz mal satışı iddiası ile açılan, ayıp oranındaki değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkin olup, davacının 28.9.2007 tarihinde satın almış olduğu taşınmazı aynı tarihte teslim aldığı, eldeki davayı ise 11.1.2010 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. Maddesinin 4. fıkrasında, “Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sora ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden 2013/12531-32551 itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır.” düzenlemesi mevcut olup, konut amaçlı taşınmaz satımlarında zamanaşımı süresi beş yıldır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/378 ESAS - 2022/328 KARAR DAVA KONUSU : Konut satış sözleşmesinden kaynaklı eksik ve ayıplı işler nedeniyle tazminat KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların müvekkil ile davalı şirket arasında 20.06.2020 tarihinde imzalanan ön ödemeli konut satış sözleşmesi ile davalı şirkete ait Forum Anatolia Yaşam Merkezi adlı projenin AB blok 1 nolu dairenin satışı için anlaşmışlartıklarını ve taşınmazın 06/08/2020 tarihinde tapuda devredildiğini, ancak fiilen 30/11/2020 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, taraflar arasında imzalanan ön ödemeli satış sözleşmesi esnasında dava konusu dairenin bulunduğu site henüz inşaat aşamasında olduğundan dolayı davacı müvekkilinin şantiye alanına sokulmadığını...
KARAR Davacı, davalı şirket tarafından imal edilen daireyi davalı belediyeden satın aldığını, dairede ayıplı imalat bulunduğunu, ayıplı imalatlar nedeniyle uğradığı zararın belirlenmesi için yaptırdığı tespite göre 10.164TL zararı bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlası saklı kalmak üzere 10.164TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalı tarafça inşa edilip satılan taşınmazda bulunan ayıplı imalat nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini isteğine ilişkindir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....