Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili., ayıp iddiasına dayalı davanın zamanaşımına uğradığını ayrıca ayıplı olduğu iddia edilen ipliklerin müvekkilinden satın alınan iplikler olduğunun ispatlanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, tacirler arasındaki satımlarda, satılanın ayıplı olduğu iddiasıyla açılacak tazminat davalarının TTK.nun 25.maddesi gereğince 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu sürenin teslimden itibaren işlemeye başlayacağı, davacının açık ayıbı öğrendiği tarihten itibaren takip tarihine kadar 2 yıla yakın süre geçtiğinden zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    KARAR Davacı, davalı yüklenici tarafından yapılan sitede eksik ve ayıplı işlerin bulunduğunu ileri sürerek yapılmayan işlerin davalıya yaptırılmasına ya da bedelinin tahsiline, site yönetimi tarafından giderilen eksik ve ayıplı işler bedelinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, öncelikle husumet ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle ve esastan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Somut uyuşmazlık, davalı müteahhit tarafından yapılan sitede eksik ve ayıplı işler bulunduğu iddiasına dayalı tazminat isteminden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişkinin dava tarihi olan 10.12.2012 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür....

      hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; ayıplı hizmet nedeniyle şimdilik 1.000 TL bedel indiriminin, uğradığı zararlar ile yoksun kaldığı kazanca ilişkin olarak 1.000 TL maddi tazminatın ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında bedelde indirim talebini 62.452,44 TL, maddi tazminat talebini ise 204.733,86 TL olarak ıslah etmiştir....

        -K. sayılı ilamı ile asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak, davacı tarafın satış konusu malı 31.05.2010 tarihinde teslim almasına rağmen TTK'nun 23. maddesinde belirtilen sürede ayıp ihbarında bulunmaması nedeniyle ayıplı malı kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı halde birleşen dava süresinde mal teslim edilmemesi nedeniyle başka yerden mal temin edilmek zorunda kalındığı ve bundan dolayı zarara uğranıldığı iddiasına dayalı olup birleşen davanın ayıp iddiası ile ilgili olmadığı açıktır....

          Maddesine göre, hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir....

          Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 4. maddesinde ayıplı mal satışı düzenlenmiş olup, uyuşmazlığın da ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı anlaşılmakla, aynı yasanın 23. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu durumda, davaya konu araç ticari araç kabul edilemeyeceğinden, davacının hizmet satın alan, davalının mesleki amaçla hizmet sağlayıcısı olduğu ayıplı hizmetten kaynaklı tazminat istemine ilişkin açılan davada, davacı tüketici, taraflar arasındaki ilişki de tüketici işlemi niteliğinde olup, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Açıklanan nedenlerle Tüketici Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların İstanbul'dan KKTC'ye yaptıkları seyahat sonrasında bagajlarının kendilerine geç teslim edildiğinden bahisle maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini dayanağı olmayan bu tazminat taleplerinin reddini, tüm mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin da davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, Ayıplı hizmet iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir....

              Davalı vekili, davacıya teslim edilen makinanın ayıplı olmadığını, meydana gelen arızaların kullanımdan kaynaklandığını, davalının servis hizmetini kusursuz yerine getiridiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava konusu fotokopi makinasının 25.02.2011’de satın alındığı, ayıpla ilgili ilk ihtarnamenin 20.10.2014 tarihinde gönderildiği, bu süreç içinde davacının rutin bakımlar dışında malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı herhangi bir servis hizmeti almadığı, yaklaşık dört yılın sonunda meydana gelen arızaların kaynağının ayıplı üretim olmayıp makinanın kullanım ömrü ile ilgili olduğu, makinanın ayıplı olduğu iddiasının ispatlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmede makinanın kullanım ömrünün dolmasıyla ilgili olarak yeni veya indirimli makine verileceğine dair bir hüküm de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

                Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.12.2015 gün ve 2014/258-2015/836 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 16.01.2012 tarihli Satım Sözleşmesi'nden kaynaklanmış olup, mahkeme kararında vasıflandırmanın satım sözleşmesi kapsamında edimin ayıplı ifası iddiasına dayalı tazminat istemi şeklinde vasıflandırıldığı gibi, aynı sözleşmeden kaynaklanıp taraflar arasında Ankara Kapatılan 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/363 Esas 2014/148 Karar sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'nin 25.12.2014 gün, 2014/14253-18748 E.-K. sayılı ilâmı ile taraflar arasındaki ilişkinin satım ilişkisi olduğu kabul edilerek esastan incelendiği eldeki davanın da aynı sözleşmeye dayalı ek dava olduğu anlaşıldığından, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki dosya 19. H.D.'...

                  UYAP Entegrasyonu