Davalı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Somut olayda; dava konusu eserin bedeli olan 32.667,00 TL üzerinden harç yatırılmış, öncelikle bedelin iadesi, olmadığı takdirde bedelde indirim talep edilmiştir. Davacının terditli talepte bulunmasının somut olayda sonuca etkisi bulunmamaktadır. Eserin ayıplı olarak imali halinde hangi seçimlik hakkın olaya uygun olduğunu belirlemek mahkememin görevidir. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule icbar edilemeyecek derece kusurlu ve sözleşme şartlarına aykırı olmadığı tespit edildiğinden sözleşmeden dönme hakkı kullanılamaz. Taleple bağlılık asıl olsa da çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince bedelden indirim istediği de kabul edilmelidir....
TBK'nın 227. maddesinde satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarımını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiş, maddenin 4. fıkrasında ise alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakimin satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği düzenlenmiştir. TBK nın 227/4 maddesinde sözleşmeden dönme hakkının kullanılması halinde durum bunu haklı göstermiyorsa onarım veya satım bedelinden indirim yapılacağına ilişkin hüküm ayıpsız bir benzeriyle değişim taleplerinde de uygulanacağı kabul edilmektedir....
Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkının yenilik doğrucu (inşai) haklardan olduğunu söyleyebiliriz. Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi araç bedelinin iadesi bu mümkün olmadığı takdirde aracın ayıpsız misli ile değişimidir. Ne var ki, mahkemece, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, yoksa sözleşmeden dönme hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamıştır....
Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi raporu ile dava konusu otomobilin kapı fitillerinin yıpranmış ve yerlerinden çıkmış olduğu, fitillerin özelliklerini yitirdiği ve bütün kapı fitillerinin komple T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI değiştirilmesi gerektiği, bu nedenle aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu, aracın kullanımı sırasında ortaya çıkan diğer arızalarının ise yetkili servis tarafından garanti kapsamında yapılan parça değişimi ve onarımlar ile keşif tarihi itibariyle giderilmiş olduğu mütalaa edilmiştir....
Alınan bilirkişi raporunda eserin onarım bedeli belirlenmiş ise de, onarım ile kullanılıp kullanılamayacağı açıkça belirlenmediğinden, bu husus da ek rapor alınarak, eserin kullanılamayacak kadar ayıplı olmadığının tespit edilmesi halinde onarım bedeli belirlenerek bu miktara hükmedilmesi, eserin kabule zorlanamayacak kadar ayıplı olduğunun tespiti halinde ise sözleşmeden dönme hakkının kullanımının kabulü ile şimdiki gibi eserin iadesi ve bedele hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile sözleşmeden dönme talebinin kabulü ile bedelin iadesine karar verilmesi doğru olmadığından, verilen kararın temyiz eden davalı lehine bozulması gerekmiştir....
.. ... 180 dijital baskı makinelerinin üretimden kaynaklı gizli ayıplı olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yerinde görülmüştür....
Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın bedel iadesi talebinde bulunduğunu, TKHK. md.11 açık hükümlerinden de anlaşılacağı üzere "bedel iadesi" talebinin ancak satıcıya yöneltilebileceğini, 6100 sayılı Kanun ve ilgili Yargıtay kararları gözetilerek müvekkili şirkete bedel iadesi talebi yönünden husumet yöneltilmesinin mümkün olmaması sonucu davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile reddini talep ettiklerini, davacının iddia ettiği problemlere ilişkin kendi yasal yükümlülüğü olan süresinde ayıp bildiriminde bulunmadığını, araçta üretim kaynaklı hiçbir problem bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için araçta ayıp olduğu kabul edilse dahi, davacı 6098 sayılı ve 6502 sayılı Kanunlar uyarınca, ancak malın ayıplı olduğunu müvekkili şirkete ve bayisine süresinde bildirmesi halinde 6502 sayılı Kanun’da yer alan seçimlik haklarını kullanabileceğini, şikayetine ilişkin davalıya süresinde ayıp bildiriminde...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İş bu dava üretim ve servis hizmetinden kaynaklı ayıplı üretim /ayıplı hizmet iddiasına dayalı tazminat taleplerine yöneliktir. Asıl dava davalısı ... 'nin yetkili satıcı ve servis olup ,davacı aracının periyodik bakımlarını yaptırdığını ,halen de garantisi devam ediyor iken uzun yol yolculuğu esnasında aracının arızalandığını ,Sakaryadaki davalı servise çekici ile getirilen aracın 3 gün boyunca tamirde kaldığı ,bu süreçte ailesi ile birlikte otelde kaldığı ,arızanın giderilememesi sebebi ile araç kiralayarak yolculuğuna devam ettiğini, Sakarya .... Sulh Hukuk Mahkemesi' nin... D....
Davalı Ford vekili cevap dilekçesinde özetle; Satış akdinin tarafı olmadığını, İthalatçının müteselsil sorumluluğunun sadece Tüketici Kanunu kapsamında yer aldığını, davanın ise TTK'ya tabi olduğunu, bu neden ile davalı Ford'un pasif husumet ehliyetinin olmadığını, ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, bedel iadesi ve ayıpsız misli ile değiştirme taleplerinin hukuka, MK.2. ve TBK.227. maddelerine aykırı olduğunu, davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullandığından artık araç değişimi ve bedel iadesi talep edemeyeceğini, davacının terditli talepte bulunamayacağını beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "Davacının talebi, ayıplı üretilen aracın iadesi ile yeni araç bedelinin ödenmesi, aksi halde yeni olan bir başka misliyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. TBK' nın 227 maddesinde satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının seçimlik hakları belirtilmiştir....