GEREKÇE: Açılan dava, ticari satıma konu araçtaki ayıp nedeni ile misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedelin iadesi ve maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Somut davada araç satışı ve teslimi 15/01/2009 tarihinde gerçekleşmiş olmasına göre açılan davada 6762 sayılı TTK hükümlerinin ve buna bağlı olarak 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6762 sayılı TTK madde 25/3-4 göre "3. Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde Borçlar Kanununun 198 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları tatbik olunur. 4. Borçlar Kanununun 207 nci maddesindeki müruruzaman müddeti tüccarlar arasındaki ticari satışlarda altı aydır....
Davacı dilerse değişim hakkını, dilerse sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Bu durumda Mahkemece davacının davasını neye hasrettiği açıklattırılıp, seçimlik hakkını ne şekilde kullandığı sorulmalı, değişim mi yoksa sözleşmeden dönmek mi istediği açıklattırılmalıdır. Değişim istediği taktirde aracın artık ... AŞ’ye devredildiği gözetilerek ve özellikle davacının daha üst model bir araca fark ödemeden sahip olma isteği nazara alınarak ve somut olayın özelliği itibariyle artık aynı model aracın üretilmediği de gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir. Tüketici bunun yerine sözleşmeden dönme ile bedel iadesi isteminde bulunduğunu açıklaması halinde bu taktirde de Davacı tarafından vekalet verilen ... Limited Şirketi’nin bu devir nedeniyle davacıya bir bedel ödeyip ödemediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....
İddia, savunma, dosya kapsamı ve istinaf nedenleri hep birlikte değerlendirildiğinde; karar vermeye elverişli bilirkişi raporuna istinaden satışa konu üründe üretimden kaynaklı kullanıma engel teşkil edecek nitelikte ayıp bulunduğu ve davacının seçimlik hakkını sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde kullanıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedeli iadesi istemi ile eldeki dava açmıştır. Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi raporu ile dava konusu otomobilin motor kaputu üzerindeki boya kalınlığı nedeni ile aracın 2.800,00.-TL değer kaybına uğrayacağı mütalaa edilmiştir. Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boya kalınlığının sözleşmenin feshi ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek öncelikle araç üzerinde teknik bilirkişi tarafından bizzat yerinde inceleme yapılarak, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise gizli ayıplı olup olmadığı, satıcının ağır kusurunun bulunup bulunmadığının araç üzerindeki incelemeler ve servis kayıtları doğrultusunda tespit edilmesine, yapılan parça değişimlerinin, yetkili servis onarımlarının ayıba sebep olup olmadığı, ayıpların ortaya çıktıkları tarihler ile ayıp ihbarları tarihlerinin tespit edilmesi, ayıbın imalat hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, devam eden ayıpların ise yine imalat hatasından ya da değiştirilen yedek parça veya onarım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının açıkça tespit edilmesi, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanılmasının somut olaya uygun olup olmadığı, ayıbın araçta beklenilen faydayı ne derecede azalttığı ve aracın onarımının yapılması halinde sorunsuz olarak davacı tarafından kullanılıp kullanılamayacağının...
Dava ayıplı olduğu iddia edilen araç nedeniyle aracın yenisiyle değiştirilmesi veya satış sözleşmesinden dönme ve bedelin iadesi talebine ilişkindir.Taraflar arasında araç alım satımı konusunda bir uyuşmazlık olmayıp, uyuşmazlık söz konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise aracın yenisi ile değiştirilmesi veya bedel iadesi gerekip gerekmediğine ilişkindir....
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davası olduğu, yukarıda da ortaya konulduğu gibi dava konusu eserin gizli ayıplı olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafça ayıp ihbarının ----Noterliği'nin 18/02/2022 tarihli -----yevmiye numaralı ihtarnamesi vasıtasıyla süresinde yapılarak sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanıldığı, bu sebeple sözleşmeden dönme beyanı ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu kapsamda davacının dava konusu eser nedeniyle yapmış olduğu 69.560,00 TL eser bedelini geri isteyebileceği, bu yönden davanın kabulüne karar verilmesin...
İlk derece mahkemesince; davacının 19/12/2017 tarihli celsede seçimlik haklarından davalıdan satın almış olduğu ürünlerin iadesi ile ödediği bedelin faizi ile iadesini ayrıca 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini, her ne kadar maddi tazminat talep etmişse de malın ayıplı olmasında kaynaklı maddi zararın gösterir elverişli delil sunmadığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine ve bilirkişi raporu ile belirlenen açık ayıp nedeni ile ürünlerin davalıya iadesine ve bedeli ödenen 3.800,00 TL'nin ürünlerin iadesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir....
Aayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya bir etkisinin olmaması, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile bedel indirimi veya tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanıp kullanmayacağının tesbit edilmesi zorunludur. Somut olay, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında aracın bagaj kapağında 1500 TL değerindeki boyama işlemi değerlendirildiğinde ayıp nedeni ile bedel indirimine karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek bedel indirimine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmeden dönme, araç bedeli ile sigorta primi, vergi bedellerinin tahsili ve araç değer farkı, ikame araç bedeli zararlarının tazmini istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle yargılama sırasında ödenmiş olup konusuz kalan araç bedeli ve sigorta primi, vergi bedelleri talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı 25/08/2017 tarihinde teslim edilen aracın 14/11/2017 ve 24/11/2017 tarihlerinde arızalandığını ve davalı ......