Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....

Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı misli ile değişim talebine ilişkin olup davacı, 16.12.2014 tarihinde almış olduğu araçta boya dökülmesi olduğunu, bu ayıbın gizli ayıp olduğunu ileri sürerek aracın misli ile değişimini talep etmiş, davalılar aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davacının talebinin bedel indirim talebi olarak kabulü ile 15.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteelsilen tahsiline karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı öncesinde alınan 12.10. 2016 tarihli bilirkişi raporunda '' dava konusu otomobilin sol yan panel üzerinde camın alt kısmında yaklaşık 50 cm.'...

    Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ve kullandığı süre boyunca beklenen faydayı sağlayamadığını ileri sürerek, ayıp oranından bedelde indirim yapılması amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının aracı 10.10.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı ve aracın maliki olmadığından bahisle, aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava, 13.11.2013 tarihinde açılmış olup, her ne kadar araç davacı tarafından 10.10.2013 üçüncü bir kişiye satılmış ise de, davacı, aracın maliki iken ... 13. Noterliği’nin 09.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile aracın sürekli arızalanması ve beklenen faydanın sağlanamaması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde bedel iadesine ilişkin talebini davalıya ihtar ettiğine göre, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaktadır....

      GEREKÇE: Eldeki davada; davacı, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle ayıplı aracın misli ile değişimini, mümkün olmadığı takdirde ayıp nedeniyle araçta oluşan değer kaybının (bedelde indirim) davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline verilmesini talep etmiştir....

      bu dava ile de misliyle değişim talebinin mahkememizce yerinde görülmediği, davacı tarafından da terditli olarak bedelde indirim istenildiğinden, bedelde indirim seçimlik hakkı yönünden ancak satıcıya karşı dava açma hakkının bulunduğundan ve Davalı satıcı olmadığından istinaf ilamı da dikkate alınarak bedelde indirim hakkının satıcıya karşı kullanılması mümkün değildir....

      1,056 olacağı, bu oranın satış bedeline yansıması yapıldığında 78.166,00 / 1,056 = 74.020,83 TL araç değerinin çıkacağı, satış bedelinden bu miktarın çıkarılması sonucu oluşan bedelde indirim miktarının 4.145,17 TL olduğu anlaşıldığından bu bedel üzerinden bedel indirimi yapılmasının uygun olacağı anlaşılmasına dair gerekçe ile; Davanın KABULÜNE, 4.145,17 TL bedelde indirim bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir....

      6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince seçimlik haklarını, bu kapsamda olmak üzere misli ile değişim hakkını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne yönelik mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir....

      İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından 04/04/2021 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; davacının eldeki davayı bedel iadesi veya aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi seçimlik hakkının kullanılmasına dayalı olarak açtığını, mahkemece yargılama sırasında davacıdan hangi seçimlik hakkını kullandığının sorulup neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde işlem yapılmadan, davacının misli ile değişim talebini tercih edip etmeyeceği sorulmadan, yazılı şekilde bedel iadesine karar verildiğini, bu kararın günümüz değişen koşulları karşısında tüketiciyi mağdur ettiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı tüketicinin seçimlik hakkını kullanmasına ilişkindir....

      talebinin kabulüne, bedelde indirim talebi ile birlikte araçta oluşan 40.000.00 TL satışından kaynaklı aracın deger kaybı ve 10.000,00 TL manevi tazminatın satış tarihinden itibaren vasat faizleri birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Maddesine göre tanınan seçimlik hakların terditli olarak ileri sürülmesi mümkün olmamakla birlikte misli ile değişim mümkün olmaz ise ayıp oranında indirim hakkının kanunun açık düzenlenmesinden kaynaklı olarak ileri sürülebileceği, zira madde ile açıkca ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

        UYAP Entegrasyonu