düşüncesi ile sözleşmeyi imzalamış ve bu niteliğe göre bedelini ödediğini, araç satış öncesi aşamada hasar görmüş ve ön sağ kapının komple boyandığını, boya işlemi müvekkilden gizlendiğini, ekspertiz raporlarıyla da sabit olduğunu, aracın ayıplı olması nedeniyle ve bu ayıbın gizli ayıp olması ve gizli ayıbın da müvekkil tarafından kabulü mümkün olmadığından aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine, davalı yan ayıplı malı bilerek ve isteyerek müvekkile satmakla kötü niyetli olarak hareket ettiğinden ve müvekkili zarara uğrattığından kötü niyet tazminatına mahkumiyetine taleple iş bu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle ayıplı aracın misliyle değiştirilmesine, davalı yan bilerek müvekkili zarara uğrattığından, kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
sokmadığını belirterek dava konusu aracın araç sahibinin kullanımına bağlı hasarlı bir araç olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, dava konusu aracın satın alındığı tarihten bu yana kullanım nedeniyle değerinde düşüş olduğunun izahtan vareste olduğunu, araç değişimini ya da bedel iadesini talep eden davacının mezkur kullanım sebebiyle geçirmiş olduğu yıpranma bedelini (özellikle hasar sebebiyle) iade etmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Davacı, 23.12.2011 tarihinde davalıdan dava konusu otomobili satın aldığını, dava konusu bu otomobilde araç henüz 1300 km yol katetmişken sürücü bilgilendirme arızasının ortaya çıktığını, dava konusu aracın aşırı yağ tüketimi bulunduğunu, bu iki önemli ayıbın yanında far yıkama sistemi, sağ cam sileceği fiskiyesi, emniyet kemeri, hız sabitleme sistemi ve araç izolayson parçaları gibi bir çok farklı bölümünde de arızaların ortaya çıktığını, servis tarafından yapılan tamir ameliyelerinden de netice alınamayıp bir çok arızanın halen devam ettiğini, dava konusu otomobilin bu haliyle ayıplı bir ürün olduğunu ileri sürerek ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimine, bunun mümkün olmaması halinde ise araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir....
Ltd.ye aracı götürdüğünü, arıza nedeniyle motorun komple değişmesi gerektiği, ... süresi dolduğundan masrafın tüketiciye ait olduğunun söylenmesi üzerine işlem yaptırmadığını, arızanın imalattan kaynaklı gizli ayıp teşkil etmesi nedeniyle davalıların sorumluluğunun bulunduğunu, ihtarının sonuçsuz kaldığını ileri sürerek araç için ödediği bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak tüketicinin 4077 sayılı Kanun çerçevesinde seçimlik haklarını kullanma istemine ilişkindir. Davaya konu araç 20.5.2010 tarihinde satın alınmış olup satış anında 2 yıllık ... süresinin taahhüt edildiği çekişmesizdir....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar, davalıdan satın aldığı çenç (change) işlemine tabi tutulan aracı dava dış... sattığını ve ... ayıplı araç sebebiyle dava açması sonucu ödediği 9.500 TL'nin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davacı, aracın ayıplı olması nedeniyle dava dışı ... 9.500 TL TL ödediğini bildirmiş, davalı ise aracı davacı ...'e 7.900 TL'ye sattığını belirtmiştir. Aracın noter satış sözleşmesinde yazan satış bedeli7.900 TL dir. Bu durumda davacılar satılan aracın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi talebinde satış bedelini talep edebilir. Mahkemece, dava konusu yapılan aracın davalı tarafından davacı ...'...
Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkının yenilik doğrucu (inşai) haklardan olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan HMK.nun 31.maddesinde Hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi ya da hukuki açıdan belirsiz, yahut çelişkili hususlar hakkında, taraflarca açıklama yaptırabilir, soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü öngörülmüştür. Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi araç bedelinin iadesi ve bunun mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında sözleşmeden dönme hakkını mı ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamıştır....
&C.. paket tur için rezervasyon yaptırdığını ve bedelini peşin olarak toplamda 8.988 Euro ödediğini, paket turun kendisine vadedildiği gibi çıkmadığını, kaldıkları otellerin ve odaların kendisine taahhüt edildiği özelliklere haiz olmadığını ve büyük bir hayal kırıklığına uğradığını ileri sürerek sunulan ayıplı hizmet nedeniyle 4.000,00 TL bedel indirimi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının iddialarının dayanaksız olduğunu, davalı şirket tarafından taahhüt edilen hususların eksiksiz yerine getirildiğini ve tutun başarıyla tamamlandığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 2.118,80 TL davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı hizmetten kaynaklanan bedel indirimi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Satış tarihi itibari ile uygulanması gereken 6502 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....
Davacı tarafça 10.000,00TL ayıplı araç satışından kaynaklı bedel indirimi talebi davası açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafından istinaf edilen dava değerinin toplam 10.000,00TL olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4....
Kısaca huzurdaki dava; ... plakalı aracın ayıplı olduğunun tespiti, ayıplı aracın satıcıya iadesi, ayıplı araç için satın alınırken ödenen bedelin ve onarım masraflarının tahsiline ilişkindir. Her ne kadar davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de araçtaki mevcut arızaların basit kusur olmadığı, ağır kusur olduğu, nitekim şanzımandaki arızanın ilk etapta servise götürülmeksizin anlaşılamayacağı, bu nedenle kusurun mahkememizce ağır kusur olarak kabul edildiği, bu nedenle zamanaşımı hükümlerinin somut olayda uygulanamayacağı anlaşılmakla davalı vekilinin zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir....