Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

satıldığını, müvekkilin aracında bu gizli ayıbın yeni meydana geldiğini, müvekkilin aracındaki gizli ayıp nedeniyle araç değer kaybına uğradığını, bu araçtaki gizli ayıbın giderilmesinin mümkün olmadığını, aracın ayıpsız bir misli değiştirilmesinin gerektiğini, müvekkilin mağduriyetinin söz konusu olduğunu, açıklanan bu nedenler ile aracın misli ile değiştirilmesini, aksi taktirde aracın belirlenecek değer kaybının ödenmesini talep ve dava etmiştir....

Mahkemece, zamanaşımı ve yetki itirazının reddine karar verilmiş, bilirkişi raporuna göre aracın ilk kalkışındaki titreşimin baskı ve balata sisteminden kaynaklandığı, arızanın imalat hatası niteliğinde olup aracın gizli ayıplı olduğu, bu şekilde aracın kullanılmaya devam edilmesi halinde titreşimlerin ve dalgalanmaların artacağı, taşıtın performansının da olumsuz yönde etkilenip yakıt ekonomisini de kötüleştireceği, davacının aracın misli ile değiştirilmesini isteme hakkının bulunduğu, aracın kullanım bedelinin mahsubunun mümkün olmadığı, aracın hasar görüp onarılması nedeniyle uğradığı 8.843,40 TL düzeyindeki ekonomik değer kaybından davacının sorumlu olduğu, temerrüt faizine malın iade tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aracın öncelikle ayıptan ari misli ile değiştirilmesine ve aracın davalıya iadesi ile araçta oluşan 8.843,40 TL değer kaybının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aracın misli ile değiştirilmesinin mümkün olmaması...

    A.Ş.’nin 01/12/2017 tarihli Kalite Raporu’nda; 1. silindir pistonun kırıldığı, biyel kolunun koptuğu, kopan parçaların silindir bloğuna zarar verdiği, komple motor değişiminin gerektiği bilgisinin verildiği, müşteri onayı olmadığı için işlem yapılmadığı, bunun üzerine aracın gizli ayıplı olması nedeniyle ayıpsız misli ile değiştirilmesini, davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasını, müvekkilinin 28/08/2017 tarihinden bu yana araçsız kaldığı ve kendisine bugüne kadar araç tahsis edilmemiş olması nedeniyle muadil aracın kiralama bedeli olarak 45.000TL maddi tazminat ile aracın seyir halindeyken bu arızayı vermesi sonucu yaşanılan kaza riskine karşın 50.000TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davanın aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Davalı şirketler vekilleri ayrı ayrı, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, ayıp mevcut olsa bile süresinde ihbarda bulunulmadığını, davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, misli ile değişim talebinde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır....

      Motors'un bayisi olan ... ... 2013 model ... ... marka araç satın aldığını, araç teslim alındıktan hemen sonra aracın boyalı olduğunun anlaşıldığını, davalılara ihtarname çekilerek aracın misli ile değiştirilmesinin talep edildiğini,bu talebinin kabul edilmediğini bunun üzerine ... Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu sonuç olarak aracın ayıplı olduğu, kaputunun boyalı olduğu tespit edilerek talebinin kabul edildiğini tüm bu nedenlerle aracın sıfır misli ile değiştirilmesi ile tarafına teslimine,mümkün olmaması halinde değeri olan 36.750,00TL'nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, aracın mali değerini boyanın kalınlığının değil, boya işleminin fabrikasyon olup olmadığının belirlediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Transit marka araç satın aldığı, aracın kullanılmaya başlandığı hafta emniyet kemerinden ses geldiği ve çekişinin düşük olması nedeniyle 25/05/2016 tarihinde servise götürüldüğü, sorunların giderildiği belirtilerek aracın iade edildiği, araçtakı arızanın devam etmesi nedeniyle 28/06/2016 tarihinde yeniden götürülen servis tarafından, araçta sorun olmadığı gerekçesiyle aracın iade edildiği, ancak "0" olarak aldığı araçtaki arızaların devam ettiği iddia edilerek, imalat hatası nedeniyle ayıplı olan aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talep edilmiş, davalı ise, aracın ayıplı olmadığını, davacının seçimlik hakkını aracın onarımı yönünde kullandığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkamaca yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK.'nun 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere yapılmıştır....

          İlk derece mahkemesince;"Davanın Kabulü ile 34 XX 433 plaka sayılı DACİA marka aracın ayıplı mal olarak değerlendirilmesi ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine..." karar verilmiş olup, karar süresinde davalı T5 T7 T3 Limited Şirketi vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir....

          Tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak ilamda ayıplı aracın ayıpsız misli ile birlikte ifa kuralı gereğince aynı anda yapılmasına karar verildiği, davacı tarafından ilama uygun olarak ayıplı araç ile ayıpsız misli araç değişiminin aynı anda yapılmasına ve teslimine ilişkin takip talebinde bulunduğu, icra emrinin de takip talebine uygun olarak düzenlendiği, takibin ilama uygun olarak düzenlenmiş olması nedeni ile bu aşamadan sonra aracın teslim edilmemesinin ancak paranın teslim edilmesi sırasında ileri sürülebileceği, paranın teslimi aşamasında birlikte ifa kuralının geçerli olduğu ve ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....

          Ve Tic.A.Ş'nin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 3.472,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline , davacının fazlaya ilişkin isteminin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının araç satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir....

            UYAP Entegrasyonu