satış bedelinin düşük gösterildiğini, 34 XX 477 plakalı aracın satımından sonra 09.10.2016 tarihinde arızalandığını bunun üzerine 10.09.2016 tarihinde BMW yetkili servisi EVO Otomobile çekici ile götürüldüğünü ve aracın fanının arızalı olduğunun bildirildiğini, aracın 07.10.2016 tarihinde aracın yetkili servisten teslim alındığını, yaşanan bu süreç boyunca maddi ve manevi zararlarının doğduğunu, 34 XX 477 plakalı aracın ayıplı olduğunun tespitinin, ayıplı aracın davalıya iadesi ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, ilama konu araçtaki gizli ayıp nedeniyle taraflar arasında bir süredir uyuşmazlık bulunduğu, bu nedenle ilamın karşılıklı edim içeren bir sözleşme gibi infazının mümkün olmadığı, aracın ayıplı olduğunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi karşısında ayıplı mal sahibinin ilamlı takip başlatmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, ilamlı takibin başlamasından sonra ayıplı aracın iadesinin ve misli ile değiştirilmesinin ve hatta misli ile değiştirme mümkün değilse aracın bedelinin tahsilinin gündeme gelebileceği dikkate alınarak, borçlunun ileri sürdüğü nedenle icra emrinin ve takibin iptalinin mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hal böyle olunca aracın ayıpsız misli ile değişimi yerine yenisi ile değişimi şeklinde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 927,30 TL harcın istek halinde iadesine, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın değişimi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacı şirketin satın aldığı, 2011 model Land Rover marka Rance Rover 4.4 TD V8 tipli aracın, ithalatçısının davalı olduğunu, aracın ayıplı çıktığını, bunun üzerine davacı tarafından davalıya hitaben keşide edilen ... 3. Noterliği' nin 15/05/2014 tarih 7377 yevmiye nolu ihtarnamesi ile garanti kapsamında aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafından ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğinden aracın, aynı nitelikteki ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
çalışmadığını, servis incelemesi sırasında aracın motorunun değişmesi gerektiğinin tespit edildiğini ve servis tarafından değişim gerçekleşerek aracın müvekkiline 05.10.2019 tarihinde teslim edildiğini, araçta önemli parçaların değişmesi ve yeni motor takılması sırasında meydana gelebilecek işçilik hataları ve muhtemel uyumsuzluklar sebebiyle sürekli arıza yaratacağı endişesi ile müvekkilinin 09.10.2019 tarihinde makul süre içerisinde davalı tarafa aracın iadesi ve misli ile değiştirilmesi için ihtarname gönderdiğini, aracın belli aralıklarla 9 kez servise gittiğini belirterek aracın misli ile değiştirilerek davalıya iadesine, bunun objektif imkansızlık durumunda araçta motor değişikliği nedeni ile uğranılan zarar ve değer kaybı için fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL değer kaybının dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; heyet bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen rapor ve ek raporla da sabit olmak üzere, araçta oluşan sesin kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, ses sorununun devam ettiği, araçta debriyaj pedalına basarken ve çekerken ses gelmesinin imalattan kaynaklı olduğu, tüketici hatasının olmadığı, aracın gizli ayıplı olduğu, satış bedeli ile değer kaybı miktarı karşılaştırıldığında ve ses sorununun devam ettiği dikkate alındığında davacı tüketicinin bu duruma katlanmasının beklenemeyeceği, bu nedenle davacının ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi talebinin hakkaniyete uygun olduğu, davalı firmanın gizli ayıp nedeniyle davacı tüketiciye karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 11.12.2019 tarihli ... seri ve sıra numaralı faturada özellikleri belirtilen 2019 model ... ... 1.3 ...marka ve model aracın ayıplı olduğunun tespiti ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilerek davacıya...
A.Ş'den dava konusu aracı satın aldığını, müvekkilinin aracı satın aldığından itibaren aracın sol ön camında ve kapısında bir takım teknik sorunlar yaşandığından 19/10/2018 tarihinde aracı satın aldığı Efe Plazaya 10.000 bakımına getirdiğini ve bu durumu ifade ettiğini, servis formuna göre bu sorunun sözde giderildiği beyan edilerek aracın müvekkiline teslim edildiğini, araçta parça değişimi olduğunun kesinlikle müvekkiline bilgi verilmediğini, aracın kapısının değiştiğinden kuşkulanan müvekkilinin 02/08/2019 tarihinde aldığı ekspertiz raporunda 0 km aldığı aracın sol ön kapsının değişmiş olduğunu öğrendiğini, "0" km alınan aracın boyanan ya da değişen parçasının olmasının beklenmeyen ve öngörülmeyen bir durum olduğunu, bu durumun bir ihtarname ile davalıya bildirildiğini ve aracın ayıpsız misli ile değişiminin talep edildiğini ancak olumsuz cevap aldıklarını beyanla davanın kabulü ile ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki ayıplı malın ayıpsız misli ile değişimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince "davanın kabulü ile hakkaniyet ilkesi ve çoğun içinde azı da vardır ilkesi gözetilerek 3.500 TL değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle "davanın kabulü ile davaya konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine,..." karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Tüketici Mahkemesi'nin kararının usule ve yasaya aykırı olarak verildiğini, dosyada alınan tüm raporların davalı müvekkilin hiçbir kusurunun olmadığını tespit ettiğini, gerek 17.02.2020 tarihli kök rapor gerekse 22.06.2020 tarihli ek raporda "üretim hatası, ayıp ya da gizli ayıp" tespit edilmediğinin açıkça belirtildiğini, bu durumda müvekkili şirketin hukuki bir sorumluluğu olmadığından önceki beyanlarında da belirttikleri üzere davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesi ile talebinin aracın bedelsiz misli ile değişimi ve bunun mümkün olmaması durumunda İİK 24 kapsamında bedel iadesi talebi olduğunu, dosyaya sunulan rapor ve ek raporun, açıkça davalı tarafın "aracın ayıpsız misli ile değişimi" yönündeki talebinin haklı ve hukuki olmadığını oraya koyduğunu, aracın davanın başından bu yana davalı tarafından kullanılmaya devam ettiğini ve davalının araçtan faydalanamaması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, seçimlik hakkını dava dilekçesi ile kullanmış...
GEREKÇE : Dava, davacı tarafından satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle satıcı ve ithalatçı firma tarafından ayıpsız misli ile değişimi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalılarca istinaf edilmiştir. Davacı tarafın talebinin, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ve uğranılan maddi zararlar için tazminat verilmesi olduğu dikkate alındığında; dava yığılması söz konusu olup (HMK md. 110), her bir bağımsız talebin ayrı ayrı incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, davacının, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebine yönelik hüküm tesis edilmiş ise de; aracın ayıplı olması nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi zararlarının ne olduğu hususu açıklattırılmadığı gibi maddi tazminat istemi konusunda bir karar da verilmemiştir. HMK'nın 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....